DİNİMİZDE ÇOCUK TERBİYESİNİN ÖNEMİ
Peygamber Efendimiz bir Hadîs-i Şerîfinde; insanoğlunun öldükten sonra amelinin kesildiğini, sadece şu üç şeyin devam ettiğini bildirmiştir. Bunlardan birincisi sadaka-i cariye, ikincisi kendisiyle faydalanılan ilim, üçüncüsü ise salih evlattır.(İmam Muslim) Başka bir Hadîs-i Şerîfte de Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Hepiniz çobansınız (sorumlusunuz) ve hepiniz sürünüzden (sorumlu olduğunuz kişilerden) mesulsünüz.” (İmam Buhari)
Nesilleri Allâh’ın razı olduğu şekilde yetiştirebilmek, salih evlatlar büyütebilmek için İslâmi terbiye çok önemlidir. Çocuk eğer İslâmi terbiye ile yetişmişse insanlara fayda sağlayabilir. Eğer bu şekilde yetiştirilmezse büyüdüğü zaman şerlerin, kötülüklerin odağında olan, bozukluklara, kötülüklere ve haksızlıklara yol açan bir insan haline gelebilir.
Küçük bir çocuk, boş bir bardak gibidir. Uygun olan güzel ve faydalı şeylerle doldurursak o şekilde yetişir. Eğer kötülük, fesat ve şer ile doldurursak da bu şekilde büyür. Böyle bir çocuk ise ileride insanların kendisinden kötülük beklediği birisi haline gelir.
İşte Ey Müslüman Kardeşlerim!
Anne ve babalara düşen, çocuğunun terbiyesine ehemmiyet göstermeleridir. Çocuk 2-3 yaşlarına geldiğinde yediği içtiği şeylere dikkat edilmesi gerekir. Yerde sofra olduğunda önce büyüklerinin oturmasını beklemesi ve yiyeceklere kalbinin bağlanmaması gerektiğini aşılamamız gerekir. Çünkü kalbi bu tür nimetlere bağlanan çocuk, nefsinin arzularına daha fazla meyilli olarak yetişecektir ve vazgeçmesi çok zor olacaktır. Ona öğretilmesi gereken diğer bir husus da sağ eliyle yemesi ve yiyeceği eline aldığında besleme çekmesidir. Ayrıca hızlı yememesi, güzelce çiğnemesi , karşısındaki kişinin lokmasına bakmaması da ona öğretilmelidir. Çok yemenin faydalı bir şey olmadığı, az yemenin fazileti anlatılır. Çünkü Hadîs-i Şerîflerde yemek yemeyi azaltan kişi övülmüştür.
Çocuklara yemeğin güzelini, yatağın yumuşak olanını vermektense bazı zamanlar sadece ekmek ve yoğurt gibi şeyler verilmelidir. Her zaman lezettli yiyecekler yemeye alıştırmamalıyız. Bazen ekmek-çay veya ekmek-zeytinyağı yedirmeliyiz. Bununla birlikte kanaati de öğretmiş oluruz. Ona kalın elbiseler giymesini öğretmeliyiz. Zira bunda nefsi terbiye vardır. Kişi şayet zorluklara alışkın değilse, bollukta iken darlığa düştüğünde buna tahammül edecek iradeyi gösteremez ve haramlara meyledebilir. Çocuklarımıza kalın ve sert yataklarda yatmasını öğütlemeliyiz. Bunda bünyesinin rahatlığa değil de zor şartlara alışması vardır. Onu her zaman takip etmeliyiz. Her dilediği şeyi yapmasına izin vermemeliyiz. Nefsine ve hevasına göre hareket etmesine müsaade etmemeliyiz. Temyiz çağına geldiğinde ve mümeyyiz olmaya başladığında din ilmini öğretmeye de başlamalıyız. “Allâh’tan başka ilah yoktur”, “Allâh her şeyi bilen, işiten ve görendir” “Muhammed Allâh’ın Rasûlüdür.”, “Allâh, mekandan münezzehtir.”, “Allâh hiçbir şeye benzemez.” gibi lafızları ezberletmeliyiz. Çocuk bunları öğrendikten sonra ona daha detaylı bilgiler verilir, Kur’ân-ı Kerîm öğretilir, bazı hadisler ezberletilir. Evliya ve salih zatlara sevgisini arttırması için öğütler verilir.
Günümüzde bazı kişiler tarafından çocukların dini konuları ezberleyemeyeceğini, hafızasının alamayacağını iddia edilmektedir. Bu doğru bir düşünce değildir. Aksine çocukların zihinleri yetişkinlerinkinden daha berraktır. Bu yüzden ezber yapmaları daha kolay gerçekleşmektedir. Çok küçük yaşlarda Kur’an-ı Kerim’in tamamını ezberleyen birçok çocuk bulunmaktadır. Peki niçin çocukların ezber yapamayacakları söyleniyor? Çünkü çoğu kişi günümüzün hengamesine, telaşesine kapılıp giderek, ilmi yeterlilikten uzak kalmaktadırlar. Bu sebeple çoğu zaman çocuklarına da birşeyler öğretme konusunda yetersiz kalınmaktadır.
Biz yetişkinlerin çocuklarımızı Kur’an çizgisinde edepli ve ahlaklı bireyler olarak yetiştirmesi gerekir. Eğer dini bilgilerini sağlam olarak yerleştirebilirsek, onları dışarıdaki tüm bozuk gruplara karşı korumuş oluruz. Alimlerden olan İmam Hafız Racebi’l Hanbeli’nin de zikrettiği gibi; çocuğa önce metin ezberletilip, sonra yavaş yavaş anlamı verilmeye başlanır. Sonrasında da istinca, abdest, namaz ve fatiha suresi öğretilir. İşte bu İslam alimlerinin yolu ve metodudur.
Çocuklarımıza vatan sevgisini, merhameti, yardımlaşmayı, vicdanlı olmayı, anne-baba sevgisini verelim. Verelim ki, yarın birgün, vatanına düşman, kindar, nefret dolu vatan hainleri olarak karşımızda görmeyelim evlatlarımızı.
İşte Ey Müslüman Kardeşlerim!
Yarınımız olan ve insanlığa faydalı olmasını dilediğimiz çocuklarımızın terbiyesini gerektiği gibi vermede asla taviz vermeyelim ve onları düzgün bir şekilde büyütmeye özen gösterelim. Rabbim bizleri bu yolda muvaffak etsin.
İlahiyatçı-Yazar Davut ÖKTEN