”NEDEN MUTLU DEĞİLİZ?”

”NEDEN MUTLU DEĞİLİZ?”

İnsanların birçoğu umulmadık anlarda beklenmeyen kötülükler yaparlar. Oysa ki dışardan bize yansıyan bir şey yok. Çünkü tüm bunlara aslında biz müsaade ediyoruz. İçimiz karanlıkken, dışardaki gökkuşağını fark edemeyiz. Özünde içimiz dışımıza yansıdığı için yaşamın renginden de bihaber oluruz kimi zaman. Evrenden bizlere yansıyan her duygu aslında içimizi keşfetmemiz ve uyanmamız için bir fırsattır. Her duygunun özünde sevgi gizlidir. Allah’ta sevgidir. Bize çok yakın olmasına rağmen gökyüzünden uzanan bu sevgi yüklü köprüyle çoğu zaman bağ kuramıyor ve tüm benliğimizle bütünleşip yüreğimizde hissedemiyoruz. Hep başkalarının başarı çıtasını yükseltmek ve hedeflerine ulaşması için onlara destek olurken diğer taraftan kendimizi ihmal ediyoruz. Aslında en büyük kötülüğü, ihmali ve ihaneti siz kendinize yapıyorsunuz. Dolasıyla kimseye kızmaya hakkınız yok çünkü onları siz hayatınıza aldınız ve yine siz şamarttınız. Şuan ki  bunalımınızı, duygusal parçalanmışlığınızı kendinize borçlusunuz. Sırf iyi bir insan olduğunuzu ispatlamak için durmak bilmeden her yere koştunuz ve defalarca da yaptığınız iyiliklerin faturası size belki de ceza olarak yansıdı. Kızdınız, ağladınız, duvarları yumrukladınız. Keşkelerle, pişmanlıklarla sabahladınız, yüreğinize saplanan acıya bulanmış bıçağın sancılarıyla kıvrandınız kimi geceler ve tabi ki de yüreğinde bir katre kadar dahi merhamet ve sevgi taşımayan, bunların hiç birini hak etmeyen değersizler için heba ettiğiniz onca zamana da. Siz kendinizi yeteri kadar tanımış ve sevmiş olsaydınız kimsenin sevgisine ve bir şeyler yapmaya karar verirken onayına ihtiyaç duymazdınız. Sürekli zihniniz evrene ve bedeninize olumsuz mesajlar, negatif duygular yollayarak sizi yanıltıyor, korkutuyor,geleceğe dair kaygılandırıyor yani özünüzden uzaklaştırarak,hedeflerinizden saptırıp,karamsarlığa hapsediyor. Bu olumsuz, bayat, sıkışık duygularınızı ılık suda eriyen kar gibi çözmeye ve sevgi yüklemeye çalışın. Maalesef çocukluktaki berrak bir zihne ve kendi kararlarını oyun oynarken veren bir çocuk değilsiniz. Siz aileniz, çevreniz ve aldığınız eğitimin dayattığı kurallar çerçevesinde yaşamınızı programladınız. Bu nedenle başkalarını memnun etmekle kendinizi mükellefmiş gibi yıllarca beyninize farkında olmadan yüklenen bu program formatı çerçevesinde hareket ettiniz seçtiğiniz mesleğe kadar. O halde mutlu ve kendinizle barışık olarak varlık göstermek ve uyanmak istiyorsanız; kin, öfke, acı, tükenmişlik, karamsarlık ve başarısızlık duyguları yerine beyninize sevgiyi kodlayın. Çünkü düşünceler beynimizi, bakış açımızı, bedenimizi kontrol altında tutmakla kalmıyor yollamış olduğu mesajlarla hastalığımıza ve güne hangi duyguyla uyanacağımız konusunda da yön veriyor. Başarmak ve güzel yaşamak için birçok nedeniniz var hadi o zaman korkularınızla yüzleşin, yaşam kalitenizi düşüren bu negatif düşüncelerden arının ve size çok yakın duran mucizeleri en içten dualarla yakalamaya çalışın.

Evrene güzel bir mesaj yollamaya, uyanmaya hazır mısınız?

Filiz AKÜZÜM