“Divan-ı Hikmet Okumaları”nın ilk programında, Ahmet Yesevî’nin hayatı ve öğretileri üzerine konuşma yapan Prof. Dr. Musa Yıldız, ” Türkistan coğrafyasının piri Hoca Ahmet Yesevî’dir” dedi.
Esenler Belediyesi’nin 2019-2020 yılı Hoca Ahmet Yesevî Kültür Sanat Sezonu’na özel olarak hayata geçirdiği “Divan-ı Hikmet Okumaları” programının ilki, Ahmet Yesevî Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız’ın anlatımıyla Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde başladı.
İHSANI, HOCA AHMET YESEVÎ’DEN ÖĞRENDİK
İlk dersinde Hoca Ahmet Yesevî’nin hayatı ve öğretileri üzerine konuşan Prof. Dr. Musa Yıldız, Hoca Ahmet Yesevî’nin ihsanı Müslümanlara öğreten bir dini lider olduğunu söyleyerek şunları kaydetti:
“Değerlerimiz noktasında Hoca Ahmet Yesevî Hazretleri’ni belirli bir yere oturtmamız gerekir. İslâmiyet’i bir üçgen olarak düşünürsek, üç temel kavramdan söz edebiliriz. Bunların ilki İslâm, ikincisi imân ve üçüncüsü ise ihsandır. İslâm’ı bize öğreten büyüğümüz İmam-ı Âzam Ebu Hanife Hazretleri’dir. İslâm dininin esaslarını ve fıkhı bize öğreten büyüğümüzdür. İmanı bize öğreten kişi ise, İmam-ı Mansur Mâtürîdî Hazretleri’dir. Üçgenin son ayağı olan ihsan, her şeyi güzel yapmak demektir. Peygamber Efendimiz (SAV)’in ifadesiyle ihsan; Allah’ı görmesek bile her an o bizi görüyor gibi hareket etmek ve güzel davranmaktır. Bunu bize öğreten de Hoca Ahmet Yesevî’dir. İhsanı, âhlakı bize Hoca Ahmet Yesevî öğretmiştir.”
İSLAMİYET YESEVİ’NİN HİKMETLERİYLE YAYILDI
Türkistan coğrafyasının pirinin Hoca Ahmet Yesevî olduğunu söyleyen Yıldız, “Türkistan olarak adlandırılan bu büyük coğrafya, Çin Seddi’nden Hazar Denizi’ne kadar olan kısmı içine alır. Bu coğrafyanın bir piri vardır. Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevî. Yesevî’den önce de bu coğrafyada İslâmiyet vardı. Peygamber Efendimiz (SAV) 610 tarihi itibariyle İslâm’ı yaymaya başladığında, Türkler İslâmiyet’i kabul etmişlerdi ama bu coğrafya çok büyük bir coğrafya olması dolayısıyla İslamiyet çok fazla yayılamadı. 12. yy.’da Hoca Ahmet Yesevî, Türkistan’ın bozkırlarında burada yaşayan insanlara kendi dillerinde Türkçe olarak hitap etti. Yesevî’nin söylediği hikmetler bu coğrafyada yankılanınca, insanlar dalga dalga İslâmiyet’e yöneldi. Böylece İslâmiyet, Çin Seddi’ne kadar yayıldı” dedi.