Yeni bir küresel rekabet alanı gelişiyor. Dünya savaş stratejileri yeni bir boyut kazanıyor. Hibrit savaş teknolojileri yeni uygulama alanlarına yayılmaktadır. ABD, Rusya, Çin ve Fransa arasındaki rekabet farklı bir alanda kendini gösteriyor.
Uzay Kuvvetlerini Komutanlığını ilk olarak ABD ve Fransa kurarak yeni savaş konseptinde geçiş yaptı. Uzay da yaşanan bu önemli gelişme yeni rekabet ve çatışma alanlarına yansıya bilir. Teknolojik gelişmeler ile birlikte yeni nesil uydular, hava savunma ve taarruz sistemleri, yapay zeka, bilişim, İHA, SİHA, robotik savaş otomasyonlar büyük bir gelişme göstermeye devam ediyor.
ABD, Rusya, Çin arasındaki küresel güç rekabetine Fransa da Uzay Kuvvetleri Komutanlığını kurarak katılmış oldu. Bu gelişmeler savaş konseptinde yeni düzenlemelere gereksinim olduğu gerçeğini gözler önüne sermiştir.
Türkiye Savunma sayinde yerli üretime ağırlık vererek özellikle İHA ve SİHA’lar konusunda önemli mesafe kat etti. İnsansız savaş araçları, yapay zekâ, 3D yazıcılar, yerli uydu ve yerli yazılım çalışmaları da sürekli gelişme göstermekle birlikte daha ileri seviyeye çıkarılmalıdır. Bu çalışmaları korumak ve sağlıklı olarak devam etmesini sağlamak için bilim istihbaratı ve güvenliği teşkilatı oluşturulmalıdır.
TAİ/TUSAŞ-TSK-THK-THY-MSB-MGK-TÜBİTAK, Aselsan, Roketsan, Havelsan ve diğer ilgili özel sektör ile kamu kurum ve kuruluşları bu yeni rekabet alanı ile ilgili olarak stratejik çalışmaları geliştirmelidir. Bir çok ülke bu alanda zaruri olarak düzenlemeye gidecektir.
Yaptığım araştırmada Türk Kamuoyunun bu konu da yeterli düzeyde bilgi sahibi olmadığı ve çok geriden geldiği görülmektedir.
İç siyasi tartışmalar ve suriye meselesi Türkiyenin bütün enerjisini almakta ve dikkatini yeni gelişme alanlarına yoğunlaştırmasına engel olmaktadır. Ülke kamuoyunun daha vizyoner bir bakış açısıyla dünya gündemi ve arka planına yoğunlaşmalıdır. Devlet politikası oluşturulmalı, (siyasi, askeri, ekonomik, stratejik) olmak üzere kamu, özerk ve özel sektör konsersiyumu ile uzay ve teknoloji bilinci yüksek hibrit bir ekip oluşturulmalıdır. Ulusal bağımsızlığımızı teminat altına almak ve gelecek bölge ve dünya yönetiminde söz sahibi olmak için mâzi, hâl, istiklal ve istikbal dengesini kurmak, devlet ebed müddet ilkesini korumak zorundayız. Durumu özetleyen en güzel ifade ile sözlerimi noktalıyorum. Bu veciz ifadeyi ferd, millet, devlet ve medeniyet olarak iyi anlayıp tefekkür edelim.
“İstiklâl köklerdedir, İstikbâl göklerdedir”
Şener Mengene
Stratejist/Araştırmacı-Yazar Strateji Enstitüsü Genel Müdürü