Vefa, dört harften oluşan ama dört harfe insani olarak onlarca güzellikleri sığdıran bir kelimedir. İnsanlık adına yüce bir erdem olarak anlamlandırılan bu kelime, manevi duyguları temsil eder. Vefalı davranan kişilere ise vefakâr denir. Birden fazla anlama sahip olan vefa kelimesi; sevgide bağlılık, kâfi gelme, minnettarlık, sözünde durmak, dostluğu sürdürmek ve sadâkat anlamlarını içermektedir.
Vefa, en katı kalpleri bile yumuşatabilecek güzel bir haslettir. Sahibini yüceltirken, gösterildiği kişiyi de mutlu eden, daha umutlu kılan, kalbine huzur veren ve düşünüşünü olumlu olarak değiştiren manevi bir zenginliktir.
Sosyal ilişkiler ağındaki aşina olduğumuz ve münasebetlerimize devam ettiğimiz insanlardan sürekli olumlu davranışlar göremeyebiliriz. Ama yaşanmışlıkların güzelliğine binaen, insanlığın sınırları dikkate alınarak vefalı olmak önemli bir yaklaşımdır.
Aslında vefalı olmayı sadece bir kişiyi düşünüp, Onun yaşamını örnek alarak da başarabiliriz. Yani Peygamber Efendimiz Aleyhisselama karşı vefalı olup, vefanın ne olduğu idrâkine vararak, onu, yaşamımızda tecelli ettirebiliriz.
Onunla aynı zamanda yaşamadık ama bize Ahiretimizin kurtuluşunda vesile olan, öğretmenimiz olan, âlemlere rahmet olan vesileye karşı vefalı olmalıyız.
Din ilminin tebliğini tek başına başlayan ve hane halkından başlayarak dünyanın bilinmedik, ismini duymadığımız beldelere ulaşmasına kaynaklık eden O karizmatik devlet adamına karşı vefalı olmalıyız.
Dünyada imanlı yaşayışın toplumsal sorunların çözümüne en büyük etken olduğunu bildiren, iman edenlerin kardeş olduğunu bize anlatan ve unuttuğumuz değerlerimizi bize tekrar hatırlatarak kurtuluş gemisinde olmanın önemini vurgulayan Âlemlere Rahmet olan Peygambere karşı vefalı olmalıyız.
Hane halkına ev işlerinde ve kişisel ihtiyaçların giderilmesinde bize hassasiyeti telkin eden en güzide aile reisi olan Efendiler Efendisine karşı vefalı olmalıyız.
Çocuklara karşı sevgi ve şefkatte en büyük örnek olan ve çağlar üstü davranan o merhamet timsaline vefalı olmalıyız.
Alışverişlerde nelere dikkat etmeliyiz, karşımızdaki insanlarla nasıl doğru muamele ilişkisinde olmamız gerektiğini dile getiren sadıkların en sadığına vefalı olmalıyız.
Görmediği babasına ve birlikte az bir süre yaşayan annesine, kendini himaye eden dedesine gösterdiği vefayı gösterelim. Bizler de büyüklerimize; anne baba ve aile ekâbirlerimize karşı vefalı olalım. Dedesinin vefatından sonra büyük destekçisi olan amcasına karşı imanı ve iman esaslarını anlatan en büyük tebliğciye karşı vefalı olmalıyız.
Kendine yapılan iyiliği unutmayıp gönderdiği elçilerle İslâm’ı anlattıran ve vefatını öğrenince din kardeşinin gıyabi namazını (Ashame bin Necaşi) kılan en büyük imam olan Peygamberimize karşı vefalı olmalıyız.
Devlet malını, dünyada bir daha o mislini göremeyeceğimiz bir hassasiyetle kullanan ve devlet adamlığında zirve olan başkomutanımıza karşı vefalı olmalıyız.
Komşusu aç iken kendisi tok yatan kâmil müminlerden değildir diyen o insanın, açlıktan dolayı karnına iki taş bağlamasını örnek alarak komşuluk ve akrabalıkta zirve yapmış nadide kişiliğe karşı vefalı olmalıyız.
Çocuklarına karşı en fazla merhametli olan ve altı çocuğunu toprağa vermiş, sabır ve tevekkülde en büyük iman sahibi insana karşı vefalı olmalıyız.
Hayvanlara karşı merhametli olan, onlara göstermelik değil de gerçek duygularla zulmedilmesine engel olan o insana karşı vefalı olmalıyız.
Çalışana alnının teri kurumadan verilmesini dile getiren ve haksızlıklara karşı koca bir yürek olan o güzel kalpli insana karşı vefalı olmalıyız.
İmanın en büyük servet olduğunu, bu serveti artırmanın da helal ve haramları en hassas noktalarına dikkat ederek çoğaltabileceğimizi gösteren yüreği en zengin insana karşı vefalı olmalıyız.
Öğretmenliğinde sahabelerine karşı, öğrenciliğinde vahiy meleğine, toplum içindeki edep ve merhametini eskimeyecek tek model olarak bize gösteren o muallimler muallimine karşı vefalı olmalıyız.
Velhasılı değerli okuyucularım, insanlığa gönderilmiş en büyük rahmet olarak gönderilen Muhammed Mustafa Sallalahu Aleyhi Vesellemin hayatını öğrenirsek ve onun gibi davranışlarda bulunmaya gayret edersek vefalı olmada bir sorun yaşamayacağımıza eminim. Ailemize, akrabalarımıza, dostumuza, işimize, hayvanat ve nebatata, devlete ve millete karşı vefalı olmada asla sorun yaşamayız.
Rabbim bizleri Rasulünü örnek alan ve devletine, milletine ve ümmete karşı vefalı olan insanlar olmamızı nasip eylesin. Peygamber Efendimiz bir hadisi şerifinde mealen şöyle buyurmaktadır: “Büyüğüne saygı, küçüğüne merhamet ve hocasına karşı hakkını vermeyen kimse kâmil Müslümanlardan değildir.” (İmam Ahmed/El Müsned)
Yine bir hadisi şerifinde Rasûlullâh mealen şöyle buyurmuştur: “Kim Allâh’a ve Ahiret gününe kâmil bir şekilde iman ediyorsa komşusuna ikramda bulunsun. Ve her kim Allâh’a ve Kıyamet gününe kâmil bir şekilde iman ediyorsa misafirine ikramda bulunsun.” (İmam Buhari ve İmam Muslim)
Başka bir rivayette Efendimiz Aleyhisselam mealen şöyle buyurmuştur: “Her kim Allâh’a ve Kıyamet gününe iman ediyorsa akrabalarını ziyaret etsin, bağlantısını koparmasın.” (İmam Buhari)
Selam ve dua ile…
Gökmen CAN / Eğitimci Sosyolog