Çok şükür hem Türkiye hem de diğer ülkelerde koronavirüs problemi gittikçe azalmaktadır. Bilimsel verilere de baktığımız zaman yeni bir virüs dalgası meydana gelmez ise inşaAllah bu probleminde üstesinden geleceğimiz görülüyor.
Ama sokaklara çıktığımızda çok çabuk bu virüsün unutulduğu ve insanların gerektiğinden daha fazla rahat davrandığını görüyoruz.
Eğer bu işin ciddiyetine varılmaz ise tekrar evlerimize hapsolma durumu ile karşılaşabiliriz. Verilen emekler boşa gidebilir. Can kayıplarımız artabilir. En yakınımızı tekrar kaybedebiliriz veya solunum cihazlarında günlerde kalabiliriz.
Oysa biraz daha dikkat ile üstesinden gelebiliriz.
Dünyada ki toplam ağırlığı 1 gram bile etmeyen bu virüs ile baş etmek ne yazık ki çok zor. Her gün yüzlerce araştırma makaleleri yayınlanıyor.Bu konu ile ilgili projelere tüm ülkeler maddi destekler veriyor. Bu virüsün tanınması ve yok edilmesi için adeta dünya seferber olmuş.
Belki de tüm ülkeler için ilk defa düşman tek ve herkes beraber çalışmak zorunda.Fakat tam bir birliktelik de sağlanmış değil. Her bilim adamının görüşleri farklı olabiliyor.
Bu kadar uğraşa rağmen ne yazık ki hala işin vahametini bilmeyen insanlarımız var ve bilmeden etrafa bu virüsü yayma riski taşımakta ve hem kendilerini hemde diğer insanların hayatlarını tehlikeye atmaktadırlar.
Çok şükür devletimiz çok güzel önlemler almakta ve bu koronavirüsün etkisinin azaldığını görmekteyiz. Ancak bizlerde birşeyler yapmak zorundayız yanikurallara uymalıyız. Çünkü bu koronavirüsün etkisi bir yılı aşacak gibi görülüyor.
Bu virüs ile yaşamaya alışmalıyız artık. Bundan kaçış yok gibi görünmektedir.
Koronavirüs tipik olarak enfekte olmuş bir kişinin öksürüklerinden veya hapşırmalarından damlacıklar yoluyla yayıldığını hepimiz biliyoruz. Canlı koronavirüs parçacıkları, malzemeye bağlı olarak yüzeylerde üç saat ila yedi gün boyunca hayatta kalabilmektedirler.
Etrafa yayılmasını sağlayan etkilerden birisinin de naylon poşetlerden olduğunu söyleyebilirim.
Çünkü ABD’de Ulusal Sağlık Enstitüsünün yaptığı bir çalışmada SARS-CoV-1 virüsünün plastikler üzerinde canlı kalma süresinin 3 gün kalabildiğini söylemektedir.
The Journal of HospitalInfection’da yayımlanan bir araştırmada ise plastik gibi yüzeylerde 9 güne kadar canlı kalabileceği belirtilmiştir.
Canlı virüslerin yüzeyde tutulmasının önemi bu konuda daha detaylı bir şekilde ortaya çıkıyor.
Atıklardan elde edilen siyah ve diğer renkli poşetler hepimizin bildiği gibi atık plastiklerden elde edilmektedir. Atık plastiklerdehijyen olmayan yerlerden toplanmaktadır ve oldukça fazla sayıda mikrobiyal kirlilik oluşmaktadır. Bunun yanında ucuz siyah boya katılmaktadır ki kanserojen olduğu herkes tarafından bilinmektedir.
Türkiye’de atıklardan elde edilen siyah (siyah poşet yasak olmasına rağmen hala bazı yerlerde kullanıldıkları görülmektedir)ve diğer renkli poşetler ile özellikle de pazarlarda sebze ve meyvemizi taşımaktayız. Bu poşetlerin yüzeyleri son derece pürüzlü olması nedeni ile koronavirüslerin o pürüzlü yerlerde asıltı halinde çok daha fazla uzun süre canlı kalma ihtimali vardır ve bizlere bulaşma ihtimali de yüksektir.
Bu konuda geri dönüşümden elde edilen plastik poşetlerin bu hassan günlerde çok daha dikkatlice kullanılması ve hatta tek kullanımlık beyaz renkli poşetlerin kullanımına geçilmesi gerekmektedir.
Pazarlardan alışveriş yaptıktan sonraki sağa sola dokunduğundan emin iseniz ki bu mümkün, renkli naylon poşetlerimizin hemen atılması lazım.
Beyaz poşetlerin ise kullanımları gerekli ise en az dışarıda 3 gün bekletilip daha sonra kullanılması sağlığımız için son derece önemlidir.
Atık poşetlerimizi, maske ve eldivenlerimizi ise geri dönüşüm kutularına atmamız gerekmektedir. Ne yazık ki etrafımız ve çevremiz yine bu tip kirlilikler ile dolup taşmaktadır.
Ellerimizi sabunla yıkamayı ise devamlı hatırlatıyoruz. Çünkü bu koronavirüsün en büyük düşmanı sabundur ve en az 20 saniye etkileşim yapılması gerekir ki bu koronavirüs ellerimizden kimyasal yollar ile uzaklaştırılsın ya da öldürülsün.
Mecbur kalmadıkça dışarıda kalmamak, ellerimizi en az temas ise çevremize dokunmak ve bolca yıkamak ile bununda üstesinden geleceğiz.
Panik yok ama biraz daha sabır lütfen.
Prof. Dr. Hamdi Temel