Osmanlıca hakkında merak edilen konuları ya tecrübelerimizle ya da sosyal medyada gördüklerimizle, sorulan soruları bir araya getirdik. Şimdi soru cevap olarak başlayalım.
Osmanlıca, Türkçe’den ayrı bir dil değil; Türkçe’nin Osmanlı devleti döneminde kullanılmış hâlidir. Osmanlı Türkçesi denilmesi daha makbuldür.
Osmanlı’dan bize bakiye kalan muhteşem bir hazine duruyor, okunmayı, tasnif edilmeyi yeni nesle aktarımı istiyor. Cihan devleti olan Osmanlıdan kalan bu evraklar, edebi metinler, kitaplar, kitabeler, mezar taşları ve daha niceleri evet bir hazinedir. Öyle ki bu hazine kendisini keşif edecek gün yüzüne çıkarılacak ecdadın torunlarını ister. Bu eserlere turist gibi değil ecdad torunu olarak bakmak elzemdir.
Osmanlıca içerik olarak oldukça zengindir. Örnek olarak stres kelimesini ele alalım günümüzde pek çok durum ve hadise için tek bir kelime olarak stres kelimesini kullanıyoruz. Osmanlıcada ise bu stres kelimesi yerine Sıkıntı, gerilim, melal, inkisar, gam, kaygı, gussa, keder, dilhun, ızdırap, kasvet, mahsun, üzüntü, kahır, yeis, efkar, teessür, tasa, dert, elem, teellüm, vb.. Kelime haznesi geniş, hayal ve fikir dünyamızı, sanat ve edebiyatımızı, kültürümüzü, duygularımızı ve duygularımızın inceliklerini ifadede edebilecek yeterliliktedir.
Osmanlıca hakkında yani yazı olarak baktığımızda bile tarihi olarak, kültür ve medeniyet olarak geçmişle bağlarımızı kuran bir köprüdür. Elbette söyleyecek çok sözümüz var ama şimdilik bu kadar yeter. İstenirse şu makalelere bakabilirsiniz.
Teknik olarak mümkündür. Eğer bir kimse harfleri biliyorsa 15 dakika içinde okutucu harfleri ve teknik bir iki anlatımla öğrenebilir ve bununla basit matbu metinleri okuyabilir.
Okutucu harfler Kuranda bulunan ve harfleri okumaya yarayan harekeler gibidir, okutucu harfler ile kelimeleri okuruz, günümüzdeki sesli harfler gibidir. Okutucu harfler 4 tanedir. Bunlar Elif (A sesini), He (A,E sesini), Ye ( I,İ sesini), Vav (O,Ö,U,Ü sesini) okutan harfleridir. Temel Osmanlıca derslerine buradan ulaşabilirsiniz.
Her ikisi için de cevap olumsuzdur. Sadece Osmanlıca bilen Arapçayı da bilir demek doğru değildir. Eğer Osmanlıcayı iyi derecede biliyorsa Arapça için bir alt yapısı vardır demektir. Arapça bilen biri ise herhangi bir ders almadan Osmanlıcayı okuyamaz. Osmanlıcada Arapçada olmayan pe, çe, te, kafi nuni (ki bu harf Türklere hastır), kafi yayi harfleri bulunur ders almayan bu harfleri ve okunuşlarını bilemez.
Evet Türkçedir? Osmanlıca içinde Arapça ve Farsça kelimeler bulunması onun Türkçeliğini kaybettirmediği gibi ona zenginlik katmıştır. Bugün divan edebiyatı olsun diğer edebi metinlere baktığımızda bu zenginliği görmek mümkündür.
Bu konu ile ilgili araştırma yaptığımızda Kamus-i Türk-i isimli lügatin sahibi Şemseddin Sami, Ziya Paşa, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Murat Bardakçı, Türk dili ve yapısı üzerine araştırma yapan Batılı araştırmacılar (Redhouse, Barker, A. Davids, C. Wells, Hagopian) ve daha pek çok kişinin “Türk dili” veya “Osmanlı Türkçesi” isimlendirmesi verdiklerini görüyoruz.
Maalesef bu tür soru soranları soranların Osmanlıca hakkında bilgisiz kişiler olduğunu söylemek gerekiyor. Halbuki Osmanlıca Türkçe olup konuşma dili değil bir yazı dilidir. Yani Osmanlıca ‘da zaten Türkçe olan bir kelimeyi yazarken İslam harflerini kullanırız ama aynı kelimeyi şu an hali hazırda kullandığımız Türkçe şekliyle okuruz.
Osmanlıca hakkında eğitim öğretim dediğimiz zaman bu eğitim seviye seviyedir. Başlangıç, orta ve ileri seviye diyebiliriz. Kurs elbette ki istenilen olması gereken bir husustur. Bugün halk eğitimlerde bu kurslar ücretsiz olarak verilmektedir.
Bununla beraber imkanım ve zamanım yok kursa gitmek için diyenlerin youtube, facebook, instagram, twetter ,pinterest, gibi sosyal medyadan ki her birinde osmanlıca öğren isminde oralarda varız. Sitemizin eğitim kısmından Osmanlıca öğrenmeleri mümkündür. Uzun zamandır işin içinde olan biri olarak belki yüzlerce kişinin bu kanallardan hiçbir kursa gitmeden öğrendiklerine şahit olmuşumdur.
Tabii eskiden bilgisayar, daktilo olmadığından yazılar belgeler hep el ile yazılıyordu. Hem iletişim kanaları şimdiki gibi değildi. Bu durum uygulamada, yazı kuralları bağlamında birlik sağlamasında zorluklar ortaya çıkartmıştı.
El yazısı şimdi bile bu kadar imkana rağmen okumakta zorluk çekiyoruz. 10 kişi alt alta aynı cümleyi yazsa cümlelerin birbirinden farklı olacağı, başlangıcı bitişi farklı olacağı, harflerin bazılarının net olmayacağı nettir. Bundan sebep el yazıları okumak zordur. Okumak için bolca alıştırma yapmak ve göz aşinalığı gerek.
El yazısında rika hattı kullanılırken, bilgisayarda kullanılan hat matbu hattır. Mezar taşları ve kitabelerde sülüs hattı, levhalarda talik hattı ve arşiv belgelerinde hem rika hem divani hat görmek mümkündür. Hat çeşitleri ile ilgili daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
Osmanlıca hakkında kaynak dediğimiz zaman ilk akla gelen ve bu işin öncülerinden olan Hayrat vakfı yayınlarını elbette tavsiye ederim. İnternet sitelerinden kaynak kitaplara ulaşmak mümkündür. Lügat olarak ise Hayati Develi lügatidir.
Elbette bazı kazançlar için emek gerek gayret gerek. Bu arkadaşlara tavsiyem ne istiyorlarsa arşiv belgeleri, mezar taşları, levhalar, kitabeler bunları çözümlü olarak alsınlar (sitemizde bolca vardır veya sosyal medyadan, kitap ve dergilerden) ilk başta kendisi okumaya çalışsın olmaz ise çözümüne bakarak okusun. Gözler aşina olsun alışsın. İnanın okudukça okumanızın açıldığını göreceksiniz.
Osmanlıca hakkında yani okuma yazma hususunda yayınlanan istatistiklerin sağlıklı ve tutarlı olmadığı ortadır. Çünkü Osmanlıdan günümüze gelen sağlıklı veriler yoktur. Zaten baktığımızda bu soruya direk muhatap bir araştırma hemen hemen yoktur.
Zaten tarih bize her dönemi kendi şartları içinde değerlendirmek gerektiğini söyler. Hem bu sorudan bazı hükümler çıkarmak da doğru değildir. Bir toplumda kültürlenme veya kültür iletimi sadece okur-yazarlık ile olmaz. Osmanlı’da incelediğimizde usta çırak ilişkisi içinde, talebe hoca ilişkisinde güzel bir bilgi iletimi olduğu açıktır.
Hele camiler olarak düşündüğümüzde ki o zamanlarda camiler aynı zamanda bir eğitim yeriydi ve Osmanlıcanın Kuran harflerinden müteşekkil olduğu düşünüldüğünde bu oran düşük olamaz. Daha fazla bilgi için şu makaleyi okumanızı tavsiye ederim.
Osmanlıca hakkında eğitimden kasıt Osmanlıca öğrenmektir. Osmanlıca eğitim dediğimizde seviyelerden bahsetmek mümkündür. Biz bu seviyeleri 4 kur’a ayırdık. 1. Kur’da kolay temel Osmanlıca, 2. Kur’da gramer olarak Osmanlıca, 3. Kur’da Arapça ve Farsça kaideler 4. Kur’da ise arşiv metinleri ve kitabe gibi unsurlar öğretilmektedir.
Osmanlıcanın temeli harflerdir. Harfleri iyice öğrenelim sonrasında ise 1. Kur ve temel Osmanlıca dersleri ile devam edebilirsiniz.
Yazmak için 2. Kur dediğimiz ve dil bilgisi kuralları ile 3. Kurda anlattığımız Arapça ve Farsça kaideleri öğrenmek icap eder. 3. Kurda anlatılan Arapça ve Farsça kaideler Arapça ve Farsçanın tamamı olmayıp Osmanlıca metinleri okuyup yazacak kadardır.
Osmanlıca hakkında türcüme demek kesinlikle yanlış bir tabirdir. Tercüme iki farklı dil arasında olur. Halbuki Osmanlıca demek Türkçe demektir. Türkçeden Türkçeye çeviri olmaz. Olsa olsa belge okumak olur.
Sitemiz yaklaşık olarak 6 yıldır yayındadır. İlk zamanlardan beri yazdığım isim sayısı 1500 den fazladır. Bu isimlere buradan ulaşabilirsiniz. İsim soy isim ise imkan nispetinde ve bazı küçük şerait içinde yazılmaktadır. Bunun için iletişim menüsünü kullanabilirsiniz.
Osmanlıca hakkında elimizde olan, sorulan sorular ve cevapları böyle kısaca yazdık. Osmanlıca hakkında sormak istediğiniz soruları iletişim menüsünden ve sosyal medya hesaplarımızdan sorabilirsiniz.
Osmanlıca hakkında sorular ve cevapları konusunda hazırladığımız bu makaleden umarım istifade edesiniz. Selametle kalınız. Selam ve dua ile.
Kaynak: https://osmanlicaogren.com/osmanlica-hakkinda-merak-ettikleriniz