Esenler Belediyesi, Srebrenitsa Soykırımı’nın 26. yılında Boşnak fotoğrafçı Veliya Hasanbegoviç’in fotoğraflarından oluşan “Srebrenitsa Soykırımı” konulu sergiyi, 15 Temmuz Millet Bahçesi’nde ziyaretçilerle buluşturdu.
Esenler Belediyesi ve Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) Bosna Hersek iş birliği ile gerçekleşen Srebrenitsa Soykırımı Fotoğraf Sergisi 15 Temmuz Millet Bahçesi’nde ziyaretçilere kapılarını açtı. Boşnak fotoğrafçı Veliya Hasanbegoviç’in 46 adet fotoğrafından oluşan sergi, vatandaşlar tarafından büyük ilgi gördü. Sergi, 3 gün boyunca ziyaret edilebilecek. Ayrıca Prof. Dr. Muyo Begiç ve UID Bosna Hersek Başkanı Emine Şeçeroviç Kaşlı’nın katılımıyla Esenler Belediyesi yayın organı Şehir Ekranı TV’de soykırım konulu bir söyleşi de izleyiciyle buluştu.
UID Bosna Hersek Başkanı Emine Şeçeroviç Kaşlı, her yıl Srebrenitsa’ya dair bir şeyler yapmaya çalıştıklarını ifade ederek “Bu yıl dedik ki Bosna’da Srebrenitsa anılıyor, Türkiye’de de bir şeyler yapalım. Önceki yıllarda da Türkiye’de Srebrenitsa’ya dair bir şeyler yapıldı. Bu sene de güçlü hikayesi olan fotoğraflarla insanlarda Srebrenitsa’ya dair bir farkındalık oluşturmak istedik. Birçok belediye bu sergi fikrine çok büyük destek verdi. Bugün geldiğimiz noktada 4 şehirde 11 belediyede bu sergiyi yapmaktayız. Sergi projesine en başından beri destek veren Esenler Belediyesi’ne ve Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu’ya gösterdikleri Srebrenitsa hassasiyeti için teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye’de Bosna’ya karşı bir hassasiyetin olduğunu ve acımızın burada paylaşıldığını biliyoruz. İnşallah bu bir başlangıç olur ve önümüzdeki senelerde daha farklı işlere imza atarız” şeklinde konuştu.
Fotoğrafçı Veliye Hasanbegoviç’in henüz 16 yaşındayken Drina Nehri kıyısında Sırplar tarafından ailesiyle kurşuna dizildiğini ve son anda nehre atlayıp karşı kıyıya yüzerek hayatta kalmayı başardığını belirten Kaşlı, “Hasanbegoviç, bugün kuşkusuz Bosna Hersek’in en kaliteli fotoğrafçılarından biri. Kendisi yıllar sonra tekrar acılarını yaşadığı yere gidip ceset aramalarını bizzat fotoğraflamış bir arkadaşımız. Bu acıları yaşamış birinin bunları fotoğraflaması ayrı bir değer taşıyor, hisleri daha iyi aktarabiliyor” diye konuştu.
Kaşlı sözlerini şöyle sürdürdü: “Srebrenitsa’dan bahsederken katliam ya da trajedi değil soykırım dememiz gerekiyor. Çünkü Srebrenitsa’da soykırım işlendi. Boşnak halkı, uluslararası mahkemeler tarafından yaşananların ‘soykırım’ olarak kabul etmesi için büyük mücadeleler verdi. Ayrıca Srebrenitsa’yı anlamak istiyorsak Srebrenitsa’ya gitmeli ve oradaki şehitliği mutlaka ziyaret etmeliyiz. Çünkü bembeyaz mezar taşları arasında vakit geçirmeniz okuyacağınız yüzlerce sayfadan daha etkili olacaktır.”
Eski Sovyet cumhuriyetlerinden biri olan Yugoslavya’nın çöküşü sırasında, 1991 ve 1995 arasında yaşanan iç savaşta, bölgedeki Müslümanlara karşı etnik temizlik harekatı düzenleyen Sırp ordusu ve generalleri, 11 Temmuz 1995 günü Müslümanların sığındığı ve Birleşmiş Milletler tarafından güvenli bölge olarak ilan edilmiş Srebrenitsa kentinin kapılarına dayandılar. Şehri korumakla görevli Hollandalı Birleşmiş Milletler askerleri şehri savaşmadan Sırp ordusuna teslim etti. Sırp ordusu ve beraberindeki katil çeteler ise şehirde yaşayan 25 bin silahsız insanı vahşice öldürdü. Naaşların ortaya çıkmaması amacıyla da kurbanlarını büyük çukurlara gömdüler. Soykırım kurbanlarının şimdiye kadar sadece 8372’si bulunabildi.
Bugün hala Bosna-Hersek’te Sırplar tarafından acımasızca soykırıma uğrayarak toplu mezarlara gömülmüş binlerce masum Müslüman sivilin naaşları bulunamadı. Çocuklarını, akrabalarını, annelerini, babalarını bu katliamda kaybetmiş binlerce insan hala sevdiklerinin mezarını arıyor.