Ünlü halk ozanı, nam-ı diğer “Bozkırın Tezenesi” Neşet Ertaş, vefatının 9. yılında Esenler‘de düzenlenen bir programla anıldı. Dr. Kadir Topbaş Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen anma programında Erdal Şahin ve Yunus Koşar, Ertaş’ın sevilen eserlerini seslendirdi.
Halk müziğinin özgün sesi, türkülerin babası, Bozkırın Tezenesi mahlasıyla anılan Neşet Ertaş, Esenler’de düzenlenen bir programla anıldı.
“Erdal Şahin ile Müzikli Söyleşi” adlı programın konuğu olan Yunus Koşar, Ertaş’ın gönüllerde taht kurmuş pek çok eserini seslendirdi.
Dr. Kadir Topbaş Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen program, koronavirüs önlemleri kapsamında maske ve mesafe kurallarına uygun bir şekilde gerçekleşti. Programda katılımcılar keyifli anlar yaşadı.
Neşet Ertaş 1938 yılında Kırşehir’e bağlı Çiçekdağı’nın (günümüzde Akpınar’ın) Kırtıllar köyünde doğdu. Babası abdal geleneğinin temsilcisi bir bağlama ustası Muharrem Ertaş, annesi Kırıkkale’nin Keskin ilçesinin Hacıaliobası köyünden Döne Ertaş’tır.
Küçük yaşta babasının yanında zil, cümbüş, darbuka çaldı. Sekiz yaşında ailesi ile birlikte Kırtıllar köyünden taşınarak İbikli köyüne yerleşti. 12 yaşındayken annesi Döne’yi kaybetti. Babası ve kardeşleri ile bir süre göçebe bir hayat sürdüler.
Babası Muharrem Ertaş, İç Anadolu Bölgesi’ndeki Yozgat’ın Kırıksoku köyünden “Arzu” isminde bir hanımla ikinci evliliğini yaptı ve bir süre onun köyünde yaşadılar; daha sonra Yozgat’ın Yerköy ilçesine yerleştiler. Kırşehir, Yozgat ve ardından iki yıl Kırıkkale’de yaşadılar.
Neşet Ertaş, ilkokula gittiği bu dönemde önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrendi. Babası Muharrem Ertaş ile birlikte yörenin düğünlerinde sazı ile türküler söyleyen Neşet Ertaş, etkilendiği tek kişinin babası Muharrem Ertaş olduğunu söylemiştir. Ertaş, bu durumu şu şekilde ifade eder; “Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız.”
Türk halk ozanı, abdallık geleneğinin son büyük temsilcisi olan Ertaş “Bozkırın Tezenesi” olarak tanınır. 1950’li yıllardan itibaren yaptığı plaklarla özellikle Orta Anadolu türkülerini ve bozlakları kayıt altına aldı. 1960’lı yıllardan itibaren bizzat kendisinin yazdığı türküleri seslendirdi. “Garip” mahlasını kullandı.
1970’li yıllarda türküleri Türkiye’de dönemin birçok sanatçısı tarafından yorumlandı. 2009 yılında UNESCO’nun Yaşayan İnsan Hazineleri envanterine girmeye değer görüldü. 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet Konservatuvarı tarafından fahri doktora ödülünün sahibi oldu. Bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuvarlarda ders olarak okutuldu. Ertaş, 25 Eylül 2012 tarihinde İzmir’de tedavi gördüğü hastanede ileri evrede prostat kanseri nedeniyle yaşamını yitirdi.
Esenler Belediyesi’nin internet üzerinden canlı yayın yapan Şehir Ekranı televizyonuna bu link üzerinden ulaşabilirsiniz.