BRODBECK: İSLAM’I MUHABBETLE YAŞAMALIYIZ

Esenler Belediyesi, dünyaca tanınan bir balerinken İslam ile tanışan ve İstanbul’a yerleşen Rabia Cristine Brodbeck’i liseli gençlerle buluşturdu. Esenler Güzide Özdilek Kız Anadolu İmam  Hatip Lisesi’nde İslam ile tanışma hikâyesini ve yazarlık serüvenini anlatan Brodbeck, kendisine yöneltilen soruları da cevapladı. Gençlere tavsiyelerde bulunan Brodbeck, program sonunda kitaplarını imzaladı.

İSTANBUL’DA İKEN UMREDE GİBİ HİSSEDİYORUM

Programda İstanbul’a geliş serüvenini anlatan Brodbeck, “Yolum tamamen bir hicret yolculuğu. İstanbul’a hicret ettim ama burada sanki umredeyim. Neden hicret ettim? Çünkü din yaşanarak öğrenilir ve öğrenerek yaşanır. Müslüman olarak ne kadar yaşarsam o kadar sanat ruhu içimde filizleniyor. İsviçre’de dinsiz bir hayat yaşadım. Maddeleşmiş lüks bir ülkede yaşadım. Büyük bir boşluk yaşadım. Mahrum kaldım. Manasız, anlamsız bir hayattı. Bunu ruhum çok hissetti. Aslında bunu doğuştan hissettim. 5-6 yaşlarında çocukça şeyler düşünüyorsunuz. Bu yaşlarda balerin olmak istedim. Kızlar için balerin olmak bir rüya. Parmakları üzerinde kollarıyla yukarıya doğru yükselen meleki bir varlıktı balerin benim için. Estetik, saf ve beyaz bir varlık olarak görüyordum. Dünyam ruhsuz ve anlamsız geçtiği için bu boşluğu bununla doldurdum. Aslında Müslüman olduktan sonra fark ettim ki ben bir melek olmak istiyormuşum. İçimde bir dindarlık vardı. Bu duyguları yaşamak için dans o kadar doldurucu bir şey ki. Dinsizlik, şuursuz ve anlamsızlıktan bunu seçtim. O dönem okulu da bıraktım” ifadelerini kullandı.

İSLAM İLAHİ BİR REÇETE VERİYOR

İslam ile bencillikten ve nefsinin zulmünden kurtulduğunu ifade eden Brodbeck şunları kaydetti:

“Şuursuzluktan, manevi hastalıklardan kurtuldum. İslam dini maddi ve manevi hastalıklara karşı ilahi bir reçete veriyor. İslam, modern hayata karşı bir kalkan ve bir antivirüstür. Toplumları ayırmaya, alt-üst kardeş kavgalarına, ailelerin parçalanmasına karşı bir panzehirdir. Bu dini yaşamalıyız. Muhabbetle yaşamalıyız. Güzellikleri yaşamalıyız.”