Fatih Savaş’ın sunumuyla ekranlara gelen “İftarı Beklerken” programı, santur sanatçısı Sedat Anar’ı ağırladı. Anar, programda santurla tanışma hikâyesini ve müzik yolculuğunu anlatarak pek çok eser icra etti. Anar, “Ben önce Hak sonra halk için müzik yaparım” dedi.
Esenler Belediyesi yayın organı Şehir Ekranı TV’de Ramazan ayı boyunca her akşam izleyiciyle buluşan “İftarı Beklerken” programının konuğu santur sanatçısı Sedat Anar oldu. Sokak müziği ile başladığı sanat yolculuğunu izleyicilerle paylaşan Anar, Savaş’ın sorularını yanıtladı. Programda Kur’an-ı Kerim tilaveti ise Habib İspirli tarafından verildi.
SANTURU ÖĞRENMEK İÇİN İRAN’A GİTTİM
8 yıla aşkın bir süre sokakta müzik yaptığını ifade eden Anar, “O dönemlerde sokak müziği çok yaygın değildi. Bir avuç insandık. Bir arkadaşım vesilesiyle santurla tanıştım ve santuru öğrenmek içim İran’a gittim. Benim araştırmalarıma göre santurun çıkış yeri Mısır. Çok iyi bir divan şairi okuyucusuyum. Özellikle mutasavvıf şairlerin şiirlerini severek okuyorum. Ben ölmüşlerin değil hiç ölmemişlerin şiirlerini besteliyorum. Benim için Mevlana Hazretleri, Yunus Emre, Yaman Dedeler hiç ölmedi. 2016 yılına kadar sokakta çaldım. İstanbul’a geldikten sonra sokakta çalmaya ara verdim. Albümlerim yayınlandı ve bir dinleyici kitlem oluştu. Salonlarda konserler vermeye başladım. Derken buralara kadar geldik. Sokaktayken herkesin bildiği şeyleri çalıyordum. Ben Âşık Veysel hastası bir adamım. İlk söylediklerim de muhtemelen ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’dır. Ben ilahileri, naatları modern üslupla söylüyorum. Eskiyi yeniye uyarlayıp bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Kendime göre bir şive ve dil oluşturup öyle çalışıyorum. Ben önce Hak sonra halk için müzik yaparım” dedi.
ÇOK KADİM VE ESKİ BİR ÇALGI
Santurun dışında bağlama da çaldığını sözlerine ekleyen Anar, “Lise sondan itibaren gitarla haşır neşir olmaya başladım. Def ve erbani çaldım. Nenem falan da ağıtçıdır. Cenazelerde ağıt yakar. Onun da kayıtlarını aldım. O da def ve erbani çalardı. Üniversiteye gelince lavta çalmaya başladım. Şehir Ekranı TV’de de “Enstrümanların Dili” adlı bir program yaptım. Çalabildiğim bütün enstrümanları çalıp bilgi vermeye çalıştım. Benimle örtüşen çalgı santur. Başka bir tınısı var. Santur aynı zamanda piyanonun atası. Santur çok kadim ve eski bir çalgı. Tevrat’ta bile bahsedilen bir çalgı” ifadelerini kullandı.