Bir şehir içindeki Müslümanlarla birlikte yok edilmeye çalışılırken, İslâm beldelerindeki devlet adamlarının çoğunun sessizliği ve duyarsızlığı da vicdan sahibi Müslümanların gönüllerine yoğun bir bombardıman etkisi ile yürekleri yerle yeksan eyledi. Gözünü kan bürümüş caniler topluluğuna karşı durmak bu kadar zor olmamalıydı. Ümmet ümmet olalı böyle bir duyarsızlık görmedi belki de. Bir Müslümanın zülüm görmesine razı olmayıp Endülüs’e kadar sefer düzenleyen komutanın torunları, “Kudüs esaret altındayken ben nasıl gülebilirim!” diyen Nureddin Zengi’nin torunları, “Bedenimi parça parça etmedikçe Kudüs’ten bir parça toprak alamazsınız” diyen Sultan Abdulhamîn’in torunları, bugün topyekün yok edilmek istenen Filistin halkının gördüğü zulme sessiz kalıyor maalesef.
Vahdeti kimlerle sağladınız da sizi bu denli susturdular. Neyin karşılığında sattınız namusunuzu. Hayvanlar bile sürüsüne sahip çıkarken siz hangi odakların ve kimlerin uşağı oldunuz da din kardeşlerinize sırt çevirdiniz. Bu sözlerimin tamamı İslâm beldelerinin çoğu yöneticisinedir.
Siyonizm ve uşakları dört koldan tüm değerlerimize saldırırlarken, bizler de bu zulme sessiz kalmayarak tüm dindaşlarımızla birlikte; politik, sosyolojik, ekonomik ve diğer tüm alanlarda, siyonist barbarları zayıflatmak için elbette elimizden geleni yapacağız. İslâm beldelerinin birçok yöneticisi her ne kadar sessiz kalmayı tercih etse de, ümmet bu zulmün karşısında öyle ya da böyle duracaktır.
Birçok Müslüman, “ne yapsam da bu zulme karşı ben de bir şeyler yapabilsem” diye çırpınıyor. Yapılacak çok şey var. Öncelikle bizleri bu denli duyarsızlaştıran ve hayatımızın merkezine aldığımız şeyler nelerdir bunları bir düşünelim. Bizleri biz yapan, İslâmî değerlerimizdir. Ancak gelinen noktada görüyoruz ki, gençlerimiz artık İslâm kültürü ile değil, batının çarpık zihniyetiyle yaşıyor. Ahlâki değer ölçülerini batıya göre dizayn ediyor. Bizleri BİZ’likte uzaklaştıran asıl sorun, dinimizin gereklerini yaşamayan bir toplum oluşumuzdan geliyor. Değer yargılarımızın, aile yapısında değişmesinden geliyor. Günümüzde birçok ebeveyn, çocuklarına özellikle İslâm inancını öğretmekten aciz, ibadetleri kendileri bile yerine getirmeyen, çocuklarına küfür etmeyi öğretip çocukları küfrettiğinde kahkahalarla gülen ve daha sayılamayacak kadar çok büyük sapkınlıklar içerisinde boğulup gidiyor. Ama iş ahkam kesmeye gelince, en büyük din adamlarına taş çıkarırcasına yorum yapan bir güruh var karşımızda. İş böyle olunca, dini değerlerimizin, ahlak yapımızın altı boşalıyor ve duyarsızlaşıyoruz. Sonra da “neden Müslümanlar bu halde” diyoruz. Nedeni çok açık ve belli. Biz dinimizi gereken şekilde yaşamıyoruz.
Yâ Rabb! Sen bizleri bu vicdanı katılaşmış güruh sebebiyle azaba uğrayanlardan eyleme. Müslüman kardeşlerimizi siyonist yahudilerin zulmünden muhafaza eyle.
İlahiyatçı-Yazar Davut ÖKTEN