4. Esenler Film Festivali, sinema salonlarında seyirciyle buluşmaya devam ediyor. Festival kapsamında bu kez Altın Portakal Ulusal Film Yarışması’nda ‘En İyi Görüntü Yönetmeni’ ödülünün sahibi Andreas Sinanos ustalık sınıfı ile sinemaseverlerle buluştu. Sinanos, “Yetenek tek başına yeterli değil, çalışmak gerekiyor” dedi.
Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 4. kez sinemaseverlerle buluşan Esenler Film Festivali, Yunan yönetmen Andreas Sinanos’u ağırladı. Altın Portakal Ulusal Film Yarışması’nda ‘En İyi Görüntü Yönetmeni’ ödülünün sahibi Sinanos, programın moderatörlüğünü üstlenen sinema yazarı Suat Köçer’in sorularını yanıtladı. Sinanos sinemayla tanışma hikâyesinden yönetmen Angelopulos ile çalıştığı dönemlere kadar pek çok konuya değindi. Yaşadığı rahatsızlıktan ötürü programa katılamayan yönetmen Derviş Zaim de Sinanos’u anlattığı video kaydı ile sinemaseverlerle buluştu.
KAMERA ARKASINDAKİ KAHRAMAN
Sinema yazarı suat Köçer, Sinanos’u sinemanın kamera arkasındaki kahramanı olarak tanımlayarak “Kameranın arkasında çok ayrı bir dünya var. İnanılmaz bir emek ve çalışma temposu var. Katlanılan zorluklar, titizlikler, ümitler, başarılar ve hayal kırıklıkları var. Bütün bunlar hep kameranın arkasında kalıyor. İnsanlar çok fazla göremiyor bunu. Bu kahramanlar arasında insani pek çok şey yaşanıyor. Bazı kahramanlar yönetmenin hemen yanında ve her şeyin çok içinde oluyorlar. İşte o yönetmenin hemen yanında olanlardan biri de görüntü yönetmeni. Bir bakıma yönetmenin yoldaşı, arkadaşı. Bir taraftan da yönetmenin hayalini gerçekleştirme konusunda yönetmen kadar risk alan bir kahraman. Çünkü onun çektiği şeyler perdeye yansıyor ve herkes görüyor” ifadelerini kullandı.
TIBBI BIRAKIP SİNEMA OKUDUM
Yönetmen Andreas Sinanos ise festivale davet edildiği için teşekkür ederek “Buraya çağırdınız için öncelikle çok teşekkür ediyorum. Yunanistan’da küçük bir kasabada doğdum. Çok şanslıydım ki o kasabada haftada dört film vardı. 14 yaşımdan sonra her türlü filmi izledim. Film izlerken sinemayı çok sevdim. Bu filmler bende bir etki yarattı. Sonra İtalya’ya tıp okumaya gittim. Ama birkaç sene sonra sinema okumaya karar vererek Yunanistan’a döndüm. 70’den sonra televizyonla birlikte kötü filmler ortaya çıktı. Yeni bir jenerasyon geliyor sinemada” diye konuştu.
Yeteneğin tek başına yeterli olmadığını kaydeden Sinanos, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Okulu hiç sevmedim. Onun için İtalya’dan döndüm ve arkadaşımla bir film üzerine çalıştık. Çalışmak en güzel öğrenme yolu. Yönetmen Teodoros Angelopulos ile çalıştım. Angelopulos ile çalışmak çok zordu. Hem kendini hem bizleri zorluyordu. Şimdi dijital var ve her şey daha kolay. O zamanlar negatif kullanıyorduk. İnsanlar bugün daha kolay film çekebilir.”
YÖNETMENİ DİRİ TUTAN BİRİ
Yönetmen Derviş Zaim, yaşadığı rahatsızlıktan ötürü programa katılamadığını kaydederek “Bundan dolayı çok üzgünüm. Andreas bey titizdir, mükemmeliyetçidir. Bilgilidir. Bazen onu setteki ağacın yanına gidip o ağacın dallarını düzeltirken görürsünüz. Çekim sonrasında da benzer titizliği gösterir. Pandemi günlerinde Andreas Bey filmi düzgün test edebilmek için projeksiyonu düzgün bir sinema salonu bulmamız gerektiğini belirtti. Bundan sonra bir problem başladı ve pandemi nedeniyle Atina’daki sinema salonları kapalıydı. En doğru projeksiyonu bulmak için o sinema salonlarını Andreas Beyin nasıl açtırdığını bilirim. Bu salonların bir kısmında projeksiyonları yaptık. Yönetmeni diri tutan bir adamdır” diye konuştu.