“İns” Arapça kökenli bir kelime olup beşer, insan topluluğu anlamına gelse de “insan türü” anlamına da gelmektedir. Tür derken de hayvanlar aleminde olduğu gibi farklılıklar değildir. Asıl anlaşılması gereken şey, iyi ve kötü, güzel ve çirkin, doğru ve eğri özellikleri taşımasıdır. İşte, zamanımızda özellikle gençler arasında çok yaygın olarak kullanılan “toksik” yani zehirli kavramını da bazı “insler” için kullanabiliriz.
“Toksik inslere” yaşam alanımızın hemen her yerinde rastlayabiliriz. En yakınımızdan başlayarak en uzak ve en ilgisiz olduğumuz kimselere kadarki alanlar “toksik inslerle” çevrelenmiş olabilir. “Toksik insler” öyle ruh sıkıcı mahlukatlardır ki adeta karşılaştığı insanların tüm yaşam enerjilerini tüketebilir, hayattan kopartabilir ve adeta saç baş yoldurabilir. Zehirli yılana benzerler. Yılan nasıl ki küçük bir ısırışla zehri tüm vücudun ücra köşelerine kadar etki ettiriyorsa işte bu “toksik insler” de hayatımızın tüm hücrelerine etki edecek kadar bizi hayattan bıktırabilirler. Aslında bunları tanımak, onların farkına varmak çok da zor bir şey değil. Çünkü bakışlarından ses tonlarına, vurgulamalarından gülüşlerine, yürüyüşlerinden iletişimlerine varıncaya kadar basbas ben buradayım diye bağırırlar. Bazen çok çekici, entel dantel, ağzı laf yapan ve sözde yetenekli olarak görülseler dahi maskeleri yatsıyı beklemeden düşer. Hele ki bir de sizinle çok küçük bir soruncuk yaşasalar var yaa, bak bakalım neler oluyor neler. Sizleri ve dahi sevdiklerinizi “toksik inslerden” uyarmak adına, onları gördüğünüzde “çalıyı dolaşmaya razı olmanız” adına o kimselerin birkaç özelliğini sıralayayım ki hem onlara yaklaşmayın hem de bana dua edin.
“Toksik inslerle” aramıza sınır koymalıyız. Bu gibi insanlarla aramıza sınır koymamız bizi güçlü kılar ve ruh sağlığımızla birlikte esenliğimizi de koruruz. Kendimize duyduğumuz saygı ve ailemizle birlikte paydaşlarımıza gösterdiğimiz özenin gereği olarak sınır koymaktan çekinmemeliyiz. Hatta ilişkilerde sınır koymak, sağlıklı ve mutlu ilişkilerin temel taşlarındandır. Sınır koymamız için de öncelikle sınırlarımızı belirlememiz gerekir. Daha sonra sınırlarımızı dile getirmeliyiz. Buna kayıtsız kalındığı takdirde de gereken şey ne ise (ilişkiyi kesmeye varan bir evrilme) onu yapmalıyız.
Sınır iyidir! Hele hele “toksik moksiklere karşı” daha da iyidir. Beni dinleyin, geç kalmayın. Hayatımızdan ne kadar “toksik def etme başarısını” yakalarsak o kadar huzur buluruz.
Kalın sağlıcakla…
Gökmen CAN / Eğitimci Sosyolog