Her ay edebiyat dünyasının duayen isimlerini ağırlayan “Edebiyat Durağı” programının bu ayki konuğu Prof. Dr. Turgay Anar oldu. Programda edebiyat ve mekan ilişkisini ele alan Anar, “Sohbet bazen kitaplardan öğrenemeyeceğimiz şeyleri bize anlatan ve bize yeni dünyalar bahşeden önemli bir cevherdir” dedi.
Esenler Belediyesi tarafından her ay edebiyatseverlerle buluşan “Edebiyat Durağı” programı bu ay İstanbul Medeniyet Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Turgay Anar’ı ağırladı. Gazeteci-yazar Mehmet Nuri Yardım’ın moderatörlüğünde gerçekleşen programda “Mekândan Taşan Edebiyat&Yeni Türk Edebiyatında Edebiyat Mahfilleri” ve “Huzur Atlas&Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur Romanını Okuma Atlası” kitapları bağlamında edebiyat ve mekân ilişkisi üzerinde konuşan Anar, sohbetin önemine vurgu yaptı. Program sonunda kendisini dinleyenlerle hatıra fotoğrafları çeken Anar, kitabını imzaladı.
Kültürümüzde sözün belli şartlarda yazıdan daha önde kabul edildiğini söyleyen Anar, “İnsanlar mutlak düzeyde birbirleriyle iletişim kurmak isterler. Kahve aslında temelde bahanedir. Önemli olan insanların gözlerine, jest ve mimiklerle bir şeyler anlatabilmesi ve kalpten kalbe onlara edebiyatla, dünyayla, sanatla, sıkıntılarla ilgili paylaşımda bulunmak istemesidir. Kahve bahane olduğu için özellikle edebiyat ve sözün sultanı şairler de sohbet etmek isterler. Tabi bu sohbetlerin farklı özellikleri mutlaka olur. Sanatla, siyasetle, tarihle ve daha pek çok güzel şeyle ilgili insanlar iyi anlatan insanları bulduğu zaman ve iyi dinleyen insanları fark ettiği zaman orada söz kendi kendine güzelce demlenir. Eğer dikkatsiz davranıyorsanız o sohbet size bir şey söylemeyecektir. Hayatım boyunca Türk, Osmanlı ve İngiliz edebiyatıyla uğraştım. Yaklaşık 20 yıldır da üniversitede hocalık yapıyorum. Hayatım kültürle, sanatla, edebiyatla, yazarlarla, şairlerle geçti. Burada şunu gördüm: Sohbet bazen kitaplardan öğrenemeyeceğimiz şeyleri bize anlatan ve bize yeni dünyalar bahşeden önemli bir cevherdir” dedi.
İnternette her kaynağa ulaşılamayacağını kaydeden Anar, aralıksız 17 yıl Beyazıt Kütüphanesi’nde arşiv taradığını belirterek “Mesela ben internet kuşağını sonradan yakalamış bir akademisyenim. Sanıyorlar ki internette her şey var. Öyle bir şey yok. Eğer birileri onları dâhil etmemişse yok. Bunları arayabilmek için kütüphanelere gitmek gerekirdi. Bu da zahmetli bir işti. Şimdi insanlar zannediyor ki her şeye kolay bir şekilde ulaşılıyor. Google’a basınca her makale önlerine düşüyor sanıyorlar. Aslında kütüphaneye gitsem bile dikkat edemeyeceğim, farkına varamayacağım detaylar, olay, kişiler, durumlar, ders alabileceğim binlerce hayat. Sohbetin en güzel tarafı bence bu. Sohbet etmek aslında zamanı birlikte şekillendirmek anlamına gelir. Bu insanlar neden bir araya gelip sohbet ediyorlar? diye bir maceranın etrafında uzun yıllar seyahat ettim” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“1980’ler kadar Türk şiiri, Türk edebiyatı toplumsal hayatın daha içindeydi. İnternet ve daha çok pek çok sebeple geriye doğru düşmeye başladı. Gözükmemesine rağmen bunu bittiğini düşünmeyelim. Daha az insanların bir araya geldiği 20-30 yerde yine bu sohbetlerin yapıldığını söyleyebilirim. Bizim Muhibban diye bir grubumuz var. Beşir Ayvazoğlu ve İskender Pala gibi isimler de var. Büyükşehirde yaşamanın dezavantajlarını görüyoruz. Ayda bir yapıyoruz toplantıyı ama gelemeyenler oluyor. Büyük toplantılardan ziyade 3-5 kişi bir arya gelip belirli bir düzen içinde konuşma yapabiliyorsa orası edebiyatın capcanlı olduğu bir yerdir.”
İnsana verilen değerin en önemli göstergesinin edebiyat olduğunu sözlerine ekleyen Anar, şunları söyledi:
“Edebiyat yaptığı sohbetlerle, yazdığı eserlerle, insana kattığı yeni anlamlarla bizi biz yapar. Bu çok önemlidir. Bizi neden biz yapar? Bizi kendi ocağında mayalandırır. Bize şekil verir, kıvam verir, güç verir. Bir medeniyeti ayakta tutan temel unsurlardan bir tanesi ekonomidir, savunma sanayidir. Bir de edebiyattır, kültürdür, sanattır. Eğer bunlar övülecek kadar bir milletin hayatında yer etmemişse o millet teknik olarak ileride olsa da yakın zamanda geri düşecektir.”