Buhurizade Mustafa Itrî Kültür Sanat Sezonu’na özel olarak düzenlenen “Tasavvuf Neşvesi”, bu ay Prof. Dr. Mustafa Kara’yı ağırladı. Kara, tasavvuf ve neşve kavramlarını ele alarak pek çok konuda Mehmet Yüksel’in sorularını yanıtladı.
Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü tarafından sezona özel olarak düzenlenen “Tasavvuf Neşvesi”, Prof. Dr. Mustafa Kara’yı ağırladı. Mehmet Yüksel’in moderatörlüğünde Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşen programda Kara, tasavvufa ilişkin önemli bilgiler aktardı.
Prof. Dr. Kara, her gün sözlük okumanın önemine değinerek “Tasavvuf kelimesinin sözlük anlamı yün elbise giymek demek. Tasavvuf, Arapça bir kelimedir. Her gün sözlüğe bakmamız gerekiyor. Kültür ve bilgi böyle bir şey. Evimizde büyük sözlükler olmalı. Çünkü bir kelimenin sadece bir anlamı yok. Kelimeler yüzyıllar içinde başka manalar kazanır. Kelimeler farklı coğrafyalarda farklı anlamalara bürünür. Dolayısıyla sözlüklerle haşır neşir olmak aklımıza ve gönlümüze iyi gelir. Tasavvuf kavramının bir de zaman içerisinde kazandığı bir anlam var. Tasavvuf bize gönül dünyasıyla ilgili bir kapı açıyor. Yani tasavvuf dendiğinde aklımıza yün elbise gelmiyor”dedi.
Neşve ve neşenin birbiriyle karıştırıldığını söyleyen Kara, neşvenin hem maddi hem manevi bir anlamı olduğunu kaydederek “Neşve ruhumuzun derinliklerde hissettiğidir. Neşve kelimesini bir manası da kokudur. Bazen bir koku sizi alır, 40 yıl öncesine götürür. Dini hayat için de böyledir. Bir caminin kokusu çok önemlidir. Allah üç organdan bahseder: Kulak, göz ve gönül. Bu dini hayatın sac ayağıdır. Camilerimizden çok güzel sesler duymalıyız. Ruhi hayatımızın ana yürüyüş çizgileridir bunlar. Camiler ikinci olarak gözümüze hitap etmeli. Muhteşem hatlarla, tezhiplerle bu güzelliği namaza başlamadan hissetmemiz lazım. Bir mabedin kokusu da fevkalade önemlidir” diye konuştu.
Prof. Kara sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tasavvuf bugün ilahiyat fakültelerinde bir anabilim dalıdır. Türk -İslam edebiyatının en büyük şairi etki itibariyle Yunus’tur. Bu büyüklerin hepsi tasavvufi neşveyi terennüm eden insanlardır. Anlattıkları şeyin özü, tasavvuf neşvesidir. Bu gönül dünyasıdır. Gönlümüzün sonsuzluklarıdır. Eserlerinde anlatılan şey budur. Hayatımıza bir bereket katmalıyız. Bütün büyük şahsiyetleri Allah bizim için yaratmıştır. Onların eserlerine o gözle bakalım. Çünkü Allah onları muhteşem kabiliyetlerle yarattı.”