Evkur Yeni Malatyaspor, ilk yarının son müsabakasını deplasmanda Boluspor’u, 5-1 gibi çok farklı bir skor İle mağlup ederek, tatile mutlu girmişti.
Devre arası kampını iyi değerlendiren sarı-kırmızılı takım, 2 yeni transfer ile kadrosunu güçlendirdi.
Evkur Yeni Malatyaspor yönetim kurulu, Malatya İnönü stadyumunun zemini, futbol oynamaya çok da elverişli olmadığından ötürü, ligin ikinci yarısının ilk 2 müsabakasını, kendi sahasında oynayacağı için (Sivasspor ve Mersin İdmanyurdu) bu müsabakaları, İstanbul’da oynamayı düşündü ve girişimlerde bulundu. Şahsım olarak bu düşünceye olumlu bakmıştım. Çünkü, yeni stadyum yetişmeyecekti ve İnönü stadyumun zemini de tabiri caizse patates tarlası gibiydi! Bu zeminde futbol oynamak cinayettir. Milyonları bulan futbolcuların sakatlığı çok ciddi sıkıntıları peşinden getirir. Son iki sezondur idaresi ve bakımı Gençlik ve spor müdürlüğünde olan stadyumun, emekliliği de çoktan dolmuştu!
Bu zemin yüzünden Yeni Malatyaspor, geçen sezon ve bu sezon çok önemli puanlar yitirmişti.! Bu tehlikeyi öngören yönetim kurulu, haklı olarak iki maçı İstanbul’da oynamak istemişti. Ama sağ olsunlar, kendini bilmeyen bir kaç kişi yönetim kurulunu, bir tek Malatya hainliği ile suçlamamışlardı.!
Ligin güçlü takımı ve şampiyonluk kovalayan Sivasspor’u, sahasında misafir eden sarı-kırmızılılar, zeminin azizliğine uğrayarak, 2 önemli oyuncusunu henüz ilk yarı bitmeden (sakatlanarak) kaybetti. Her iki takımın da galip gelmek için mücadele ettiği gözlerden kaçmadı. Özellikle müsabakanın hakemini arkasında hisseden Sivasspor, bir kaç yüzde yüz gol pozisyonunu gole çeviremedi. Yeni Malatyaspor, oynadığı futbol ile ligin en iyi takımı olduğunu ispatladı. Her iki kalecinin kalelerinde devleşmesi, izleyicilere gol sevincini yaşatmadı. Müsabakanın deneyimli hakemi, sarı-kırmızılılara el freni oldu. Oluşabilecek her tehlikeli atağı keserek, sarı-kırmızılı takımın sonuca gitmesini engelledi. Ben, sarı-kırmızılı takımın oynadığı futbolu ve sergilediği mücadeleyi alkışlıyorum ve tebrik ediyorum.
Yeni Malatyaspor yönetim kurulundaki istifalara da değinmeden geçmeyeceğim. Profesyonel futbol kulüplerinde yöneticilerin çok ciddi yükümlülükleri vardır. Bilhassa ekonomik görevlerini harfiyen uygulamak zorundadırlar. Teknik konuların muhattabı şube sorumlusu olmalıdır. Aksi halde beş kuruş katkı sunan yönetici, transferi ben yaparım yada basın açıklamalarını benim yapmam gerek düşüncesinde olmamaları elzemdir. Kulüp başkanını ve kulübü yapacakları eylemlerle zor duruma düşürmeleri, bu memlekete ve kulübe ihanet olacaktır. Bir atasözü derki; ‘ kol kırılır, yen içinde kalır’
Sonuç itibari ile, kulüp ve takım doğru yolda ilerlemeye devam ediyor. Alakadar herkesin, destek olması kaçınılmazdır. Bu desteklerin artması, takımın bir üst lige çıkacağının garantisi olacaktır.
Saygılarımla…