ALKOLÜN SAĞLIĞA ZARARLARI
Alkolün azı da çoğu da vücuda çok ciddi zararlar verir.
Alkol insan sağlığını ve toplum düzenini çok ciddi olarak bozmakta ve insan sağlığı üzerinde geri dönülmez hasarlara neden olmaktadır.
Alkolün en fazla tahribata neden olduğu organ beyindir. Alkolün mantıklı düşünme, muhakeme etme, karar verme, kendini kontrol etme, hareket etme yeteneklerini bozar. Konuşma zorlukları, dil sürçmelerine neden olur; hatta kelimeler anlaşılmaz hale gelebilir. Hareket kontrolünde zayıflamalar olur. Refleksler zayıflar, tepkiler olması gerektiğinden geç gelir. Bu etkiler, alkol alımının hemen ardından görülür ve ciddi kazalar, yaralanmalar ve hatta ölümlere neden olmaktadır. Alkol hafızayı zayıflatır. Bilginin kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya aktarılmasını engeller. Alkol beyin hücrelerini öldürdüğü için zamanla beyin küçülür. Erken yaşlanma ve bunamaya yol açar. Beyin hücreleri arasındaki iletişime kalıcı zararlar verip geri dönüşü olmayan beyin hasarlarına neden olabilir.
Alkol kullanan kişilerde uyku bozuklukları ve uzun süre uyusalar bile yorgun kalkma şikayetleri sık görülür.Alkol REM uykusunu ortadan kaldırır, bu da yorgun ve bitkin uyanmaya neden olur.
Görmede netlik kaybolur, örüntüler bulanıklaşır. Göze giden görme sinirlerinde tahribata neden olarak, zamanla körlüğe kadar varabilecek hasarlara neden olur.
Mide bulantısına ve kusmaya sebep olabilir. Mide ve yemek borusunu tahriş eder. Gastrit ve ülser oluşumuna yol açar. On iki prmak bağırsağı ve mide ülserine neden olur. Karaciğerde yağlanma, siroz ve hepatit hastalığına neden olur. Karaciğer, mide, yemek borusu, dudak, ağız içi, gırtlak, boğaz kanserine neden olur. Vitaminlerin ve diğer besin maddelerinin vücut tarafından emilmesine engel olur. Vücut direnci ve sağlığı bozulur.
Baş ağrısı ve ağız kuruluğu yapar. Vücudun aşırı su kaybetmesine neden olur. Alkol kullanımından bir gün sonra baş ağrısı ve ağız kuruluğu sık görülür.
Kanser riskini çok büyük oranda arttıran alkol, yemek borusu, gırtlak, mide ve pankreas kanserlerinin en önemli nedenlerinden biridir.
Kadınlarda adet düzensizliği, erkeklerde iktidarsızlık yani sertleşme sorunları ve anne karnındaki bebeklerde de çok ciddi fiziksel ve zihinsel bozukluklara yol açar. Kadınlarda; regl dönemiyle ilgili problemler, kısırlık veya cinsel isteğin kaybedilmesi şeklinde kendini gösterir. Erkeklerde testesteron seviyesinin düşmesine, testislerin zarar görmesine buna bağlı olarak zarar görmüş spermlerin oluşumuna ya da daha az sayıda sperm oluşumuna ve iktidarsızlığa neden olabilir. Hamilelik döneminde ise fetüse ciddi zararlar verebilir. Fetal alkol sendromu gerçekleşebilir. Bu sendrom bebeğin olması gerekenden daha düşük kiloda doğmasına, bebekte görülen gelişim geriliğine,çatal dudaklığa ve küçük kafalılığa neden olduğu kadar; bebeğin hayati boyunca ortaya çıkabilecek zihinsel ve psikolojik sorunlarının da kaynağı olabilir. Bunun yanında hamilelik sürecinde alkol kullanan annelerin düşük ya da erken doğum yapma olasılığı yüksektir.
Kalp hastalıklarına neden olur. Kalpte ritim bozukluğu, kalp yetmezliği gibi sorunlara yol açmasının dışında damar kireçlenmesine de neden olmaktadır. Alkolü az miktarlarda alanlarda bile kalp ve damar hastalıkları riski artmaktadır.
Yaralanmalarda, kanın pıhtılaşmasını önlediği için, ciddi kan kaybına yol açar.
Alkol alan kişi vücudunda yalancı bir sıcaklık hisseder, oysaki bu, vücudun hızla ısı kaybettiğinin işaretidir.
Karaciğerde hasara neden olur.
Alkol, diğer uyuşturucuların etkisini arttırdığı için alkol ile uyuşturucuyu aynı anda kullanan kişilerde çok tehlikeli sonuçlara yol açmaktadır.
Ayrıca, tedavi amacıyla kullanılan tıbbi ilaçlarla birlikte alkol kesinlikle kullanılmamalıdır.
Vücudun metabolik hızını düşürür. Solunum yavaşlar, tansiyon ve nabız düşer. Uzun süreli kullanımında yüksek kan basıncı, nabız düzensizliği ve kalp krizine neden olur.
Ayaklarda ve ellerde hissizleşmeye neden olur.
Depresyon ve kaygı durum bozukluğuna yol açabilir. Örneğin şizofreni hastalarında alkol kullanımı hallüsinasyonların artmasına ve düşüncelerde sapmanın, dalgalanmanın daha da artmasına neden olur
Uzm. Dr. Ali Aydın