Avrupa İkiliği
Avrupa Birliği ismi yanlış verilmiş, doğrusu Avrupa İkiliği olmalıydı. Avrupa Parlamentosu aldığı kararla bunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Tam bir çifte standartlar merkezi, işine gelince geç, gelmeyince bekle. Türkiye’ninde 57 yıldır yaşadığı tam da bu. O kadar çok kriteri ve fasıl çıkartıldı ki başka bir örneği de yok.
Bir ara gündem hazmetme kapasitesine odaklandı ve hazmedemeyecekleri anlaşılınca yeni kriterler ve fasıllar ileri sürüldü, Türkiye bunları da aşınca müzakereleri durdurma kararı aldılar. Türkiye’den daha fazla eksiği olan ve daha sonra müracaat eden ülkeleri bir çırpıda üye yaptılar. Kıbrıs’ta bir garabete imza attılar. Annan planına Türk tarafı evet dedi, Rum tarafı hayır dediği halde Rum tarafını birliğe üye yaptılar. Hiçbir üye’ye uygulanmayan Gümrük Birliği diye bir şey icat ettiler, bununla da yetinmeyip imtiyazlı ortak teklif ettiler. Neresinden tutarsanız tutun tam bir çifte standart ve ikilikler merkezi başka da bir durum yok.
Avrupa Birliğine değil ama bu iki yüzlü diplomasisine ve iki dilli uygulamalarına karşıyız. Avrupa Birliğine de muhtaç ve mahkum değiliz. Alternatiflerimizi de hazırlamalıyız. Sanayide özellikle ara ürünlerde Almanya, Fransa ve İtalya ile ciddi ilişkilerimiz var, yerli sanayide bunların alternatifletini yapacak duruma gelmeliyiz. Turizmde aynı şekilde Almanya ve İngiltere ile yoğun bir ilişki içerisindeyiz. Avrupa Birliği İngiltere’den sonra Türkiye’yi kaybetmesi kendi geleceği için sağlıklı olmayacaktır. Avrupa’dan görünen tabloda siyasi bir kararda olsa Türkiye’ye yer yok. Bu karar bağlayıcı değil ama Türkiye’yi zorlamaya yönelik alınmıştır. Daha önceden tedbirler alınarak etkileri minimize edilebilirdi. Atlantik, Avrupa Avrasya arasında Avrupa yok. Atlantik ve Avrasya arasında bir tercih yapma durumunda kalacağız. Burada alternatifleri çoğaltma adına bölgesel ve küresel ekonomik ortak pazarlar oluşturulabileceği gibi Türk Birliği ve D-8 gibi seçenekleri yeniden değerlendirmeye almak zorundayız. Başka da alternatif görünmüyor.
Şener Mengene