”Bırakın dünyayı gençler yönetsin!”
Türkiye, Belçika, Polonya, Slovakya, Portekiz ve Makedonya ülkeleri ile ortaklaşa hazırlananErasmus projesi kapsamında 9 gün boyunca Belçika Brüksel’de “Youngentrepreneursforsocialdevelopment (Sosyal gelişim için genç girişimciler)” adlı projede yer aldım ve tüm eğitimlerine ve aktivitelerine katılmaya çalıştım.
Çoğunluğu genç olan katılımcıları anlamaya, tanımaya vegirişimcilik konusunda ne düşündüklerini öğrenmeye çalıştım.
Düşünün; 6 farklı ülkeden gelen genç bir grup. Pırıl pırıl gençler ve gelecek vaat ediyorlar.
Dilleri ve dinleri ayrı, ırkları ayrı, düşünceleri ayrı, kültürleri ayrı, yeme ve içmeleri bile farklı olan genç bir katılımcı grubu ile 9 gün boyunca beraberdik.
Ortak eğitim dili olan İngilizceyi çok iyi bilende vardı, hiç bilmeyende.
Ama gönülleri birdi.
Birbirlerine karşı saygılı idiler.
Şakaları da dozunda idi.
Enerjileri ise hiç bitmedi.
Çok şükür 9 gün boyunca hiçbir aksilik deyaşanmadı.
Burada Belçika proje ekibinin ev sahipliğinin mükemmele yakınolması da en büyük katkı idi tabi ki.
Helal yemeklerin yapılması ve Türk mutfağı tadında olması bizler için ayrı bir avantajdı ama diğer ülkelerden gelen katılımcılarda bu yemekleri hiç yadırgamadılar. Çünkü Türk mutfağı gerçekten güzel…
Diana eğitmenine ise burada ayrı bir parantez açmak istiyorum.Proje eğitimleri ve aktivitelerindegerçekten iyiydi. Çok tecrübeli olduğu hareketlerinden belliydi.
Derslere başlamadan önceki buz kırma taktikleri katılımcıları birbirlerine kaynaştırması bakımından son derece önemli idi.
Disiplini ise hiç elden bırakmadı. Tahminimce daha önceden hazırlamış olduğu programına tamamen uydu.
Katılımcıların yaşı oldukça küçüktü. 16, 17 yaşında olan da vardı, üniversite öğrencisi de, lisansüstü eğitimi alanda.
İyi İngilizce bilenler her etkinlikte ve proje yazımı aşamalarında hep bir adım önde idiler. Bu da İngilizcenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyordu.
İyi İngilizce bilmeyenlerde beden dili ile aktivitelere katılıyorlardı.
Her ülkenin kendi gecesinde ülkelerini tanıtmak için olağanüstü gayret göstermeleri takdire şayandı. Bizim Türk gecemizde ise Eren kardeşimizin “efe” oyununu oynaması ve arkasından misket havası eşliğinde gençlerimizin oyunlar oynaması herkesi coşturmaya yetmişti bile.
Projelerin hazırlanması aşamasında öğrencilerin çabaları ve ciddi çalışmaları görülmeye değerdi. Girişimcilik projeleri hazırlanmasında; kimileri dünyadaki fakirliği göz önüne alıyorlardı (eski elbiseleri veya gücü yetecek kadar yeni elbiselerin fakirlere dağıtılması vs.) kimileri dünyanın sosyolojik ve psikolojik durumlarını irdeliyorlardı. Büyük emek sarf ederek yapıcı projelerini hazırlayıp girişimcilik adına sunumlar yaptılar. Keyifle dinledim.
Onları dinledikçe geleceğimize daha büyük bir umut ile baktım.
Hatta dedim “bırakalım bu dünyayı bu çocuklar yönetsin”.
Ben çok ciddiyim…
(Prof. Dr. Hamdi Temel)