BOĞAZ AĞRISI
Farenjit, boğazda rahatsızlık, ağrı ya da kaşıntı olması durumudur. Bu rahatsızlıkta yutkunmak acı verici hale gelir. Farenjit, boğazın arka kısmının şişmesi ya da iltihaplanması nedeniyle oluşur. Farenjit nedenleri arasında en sık görüleni grip ve soğuk algınlığı gibi viral enfeksiyonlardır. Bazı virüsler, coxsackie, adenovirüs, influenza, ebstein-barr virüs enfeksiyonu boğaz ağrısına neden olur. En sık boğaz ağrısına neden olan bakteri grup-A beta hemolitik streptokokdur. Bu durumda boğaz arkasında beyaz pürülan iltihap görülür.Hasta gıdaları yutmakta güçlük çeker. Hastada ateş hemen daima vardır.
Boğaz iltihabı, boğazda iki tarafta bulunan tonsil veya bademcik olarak adlandırılan dokuların iltihaplanmasıdır. Anjin ya da tonsilit olarak ta bilinir. Rahatsızlık akut, subakut ve kronik seyirli olabilir. Akut olan türü virüs ya da bakterilerle bulaşır. Subakut adı verilen türü actinomyces bakterisi nedeniyle oluşur.
Boğazda acı, ağrı ve yanmalarla kendini gösteren rahatsızlık, bazı hallerde kulaklarda ağrı ve boyun tutulmalarına neden olabilir. Hastalarda yutkunma zorlukları, ateş, ürperti, baş ağrısı ve ses değişimleri yapabilir. Boğazda kaygan, kırmızı ve şiş olan dokuların üzerinde beyaz, sarımsı kabuklanmalar görülür. Lenf dokularında(bezelerinde) şişmeler olabilir. Çocukluk dönemlerinde oldukça sık görülen bir rahatsızlıktır. Üç yaşından daha küçük olan çocuklarda, rahatsızlık çoğunlukla viral enfeksiyonlar sonucunda gelişir. 3 yaş altı çocuklarda boğaz enfeksiyonuna en sık adenovirüs neden olur.Stretokok denilen mikrobun yaptığı iltihap, 5-10 yaş arası çocuklarda daha çok kış döneminde görülür. Özellikle aile üyeleri arasında oldukça bulaşıcı özelliği vardır.
BOĞAZ AĞRISI SINIFLAMASI
Farenjit, akut(kısa) ve kronik(uzun) olmak üzere ikiye ayrılır:
Akut farenjit, yaygındır ve genellikle viral bir enfeksiyon nedeniyle oluşur. Soğuk algınlığına neden olan viral enfeksiyon genelde akut farenjite neden olan enfeksiyonla aynıdır. Akut farenjit, bir haftadan daha kısa bir sürede düzelir.Kronik farenjitte kalıcı bir boğaz ağrısı vardır. Kronik farenjit belirtileri akut farenjit göre daha uzun sürer.
BOĞAZ AĞRISI BELİRTİLERİ NELERDİR?
Farenjitte temel belirti boğaz ağrısıdır. Diğer belirtiler arasında şunlar olabilir:
-Ateş,
-Boğazda gıcık, yanma,
-Gıdaların yutma güçlüğü ve yutarken ağrı,
-Ağızdan kötü koku gelme(Bakteriyel, adenovirüs ve ebstein-barr virüs enfeksiyonlarında),
-Baş ağrısı,
-Eklem ve kas ağrıları(Özellikle grup-A beta hemolitik streptokok enfeksiyonları ve infenza görülür),
-Deri döküntüleri,
-Boyunda şişmiş lenf düğümleri.
-Streptokok farenjitinde karın içi bezelerde büyümede görülebilir.
BOĞAZ AĞRISINDA GELİŞEN OLUMSUZ DURUMLAR
-Şiddetli vakalarda hava yolu tıkanabilir(Özellikle ebsteinn bar virüs enfeksiyonlarında)
-Bademcik etrafında, boğaz arkasında, boyunda apse oluşabilir.
-Uzun süren olgularda orta kulak iltihabı, sinüzit, menenjit, beyin damarlarında tıkanıklık gelişebilir.
HEKİME NE ZAMAN BAŞVURULMALIDIR?
Birkaç gün içerisinde geçmeyen boğaz ağrısı, yüksek ateş, boyundaki lenf bezelerinde büyüme durumunda hekime başvurulmalıdır. Eğer solunum zorluğu, döküntü, ağızdan salya gelme, kusma gibi bulgular varsa acilen hekime başvurulmalıdır.
BOĞAZ AĞRISINA YATKINLIK OLUŞTURAN DURUMLAR NELERDİR?
-Soğuk algınlığı ve grip mevsimi,
-Boğaz ağrısı veya soğuk algınlığı olan kişi ile yakın temasta bulunmak,
-Sigara içmek ya da sigara dumanına maruz kalmak,
-Reflü hastalığının olması
-Alerjik bünyeli olmak
-Bağışık yetersizliğin olması
-Soğuk içecek içmek, soğuk gıda yemek
-Çocukların kreşe veya okula gitmesi farenjitin ortaya çıkmasını kolaylaştırır.
BOĞAZ AĞRISI NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Farenjit tanısı koymak için doktorunuz genel bir kulak-burun-boğaz muayenesi ile boğazınızı kontrol edecektir. Genelde viral nedenli farenjitde boğazda tuz serpimiş gibi küçük iltihabi odaklar görülürken(viral kript), bakteriyel nedenli farenjitde eksüdalar(iltihabi odaklar) daha büyük ve yaygındır. Bazı virüslerin neden olduğu farenjitde(adenovirüs, ebsteinn-barr virüs) iltihabi odaklar bakteriyel nedenli farenjitde olduğu gibi büyük ve yaygındır. Yine bu virüslerin neden olduğu farenitde öksürük, aksırık, burun akıntısı, hapşırık gibi bulgular görülür. Ebsteinn-barr virüsüne bağlı farenjitde ampisilin kullanırken vücutta döküntü gelişir. Adenovirüslerin neden olduğu farenjite ishal ya da iltihaplı göz kızarıklığı(konjonktuvit) eşlik edebilir. Adenovirüs enfeksiyonlarında, bakteriyel enfeksiyonlarda olduğu gibi; kandaki mikrop düzeyi olan CRP ve sedimentasyon oldukça yüksektir. Bazen hem bakteriyel, hem viral nedenli farenjitde boğazda hafif kızarıklık dışında birşey görülmez. Rahatsızlığın streptokok boğaz ağrısı olup olmadığını anlamak için boğaz kültürü veya hızlı strep testi yapılabilir.Tam kan tahkili, sedimentasyon ve CRP gibi tetkikler istenebilir.
Hızlı bir kültür metodu (Streptokült®) bir sonraki sabah sonuçlanır. Hızlı antijen testi kullanılırsa, negatif bir sonuç kültürle doğrulanabilir(yinede, 3 yaşın altındaki çocuklarda streptokok bademcik iltihabı o kadar nadirdir ki negatif antijen testinin kültürle kontrol edilmesi gerekir)
BOĞAZ AĞRISI NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Farenjit genelde virüs kaynaklı(%80-90 oranında) olduğu için antibiyotik tedavisine cevap vermez. Hızlı streptokok testi pozitif gelirse ya da bakteriyel eksüda(büyük iltihabi odaklar) varsa antibiyotikle tedavi edilebilir.
İltihaplanmanın tedavisinde antibiyotikler oldukça iyi sonuçlar vermektedir. Uygulanacak 5-7 günlük bir ilaç tedavisi çoğunlukla iyileşmeyi sağlayacaktır. Sürekli olarak tekrarlayan iltihaplanmalarda, doktor bunun streptokok enfeksiyonu olduğunu belirlemek için boğaz kültürü yaptırabilir. Bunların sonunda kullanılacak antibiyotikler tedaviye olumlu olarak yansıyacaktır. Bu şekilde tedavi sağlanamazsa, cerrahi yöntemler uygulanarak bademciklerin alınması gerekebilir.
Ateş ve ağrı en iyi parasetamol ile tedavi edilir. İbuprofende kullanılabilir. Grup A streptokokun neden olduğu enfeksiyonlar 70 mg/kg/gün penisilin V (100.000 birim/kg/gün) veya (penisilin alerjisi olan hastalarda) 10 gün için iki doz halinde 50 mg/kg/gün sefaleksin ile tedavi edilmelidir.
Sefalosporinlerde daha kısa aralıklarla (2–6 gün) kullanılır, fakat daha fazla yan etkiler ortaya koyar. Bademcik iltihabının tedavisinde makrolidlerden bakteriyel dirençle ilgili sorunlardan ötürü kaçınılmalıdır.
Bulaşıcılıktan dolayı antibiyotik tedavisinin başlangıcından sonra bir gün için çocuk okula gönderilmemelidir. Okula gönderilmeme süresi neden olan mikroorganizma ve hastanın genel duruma göre belirlenir.
Ameliyat yapılması gereken durumlar:
-Hastanın solunumunu engelleyecek derecede bademciklerde büyüme olması halinde,
-Hastada yutkunma sorunlarının oluşması halinde,
-Hastada sıkça tekrarlayan boğaz ağrısının olması halinde,
-Hastada sürekli olarak tekrarlayan boğaz iltihaplanması olması halinde,
-Boğaz iltihabının sinüzit, orta kulak iltihabı gibi komplikasyonlara sebep olması halinde bademciklerin ameliyatla alınma kararı verilir.
Bademcik ameliyatı genel anestezi altında yapılmaktadır. Ameliyat yaklaşık olarak 20-30 dakika sürmektedir. Hastada kesi yapılmadan, ağzın içinden özel aletlerle bademcikler alınır. Hastada solunum güçlüğü ya da kanama belirtisi olması halinde, yeniden ameliyata alınması gerekebilir. Hastanede 5-10 saat gözetim altında tutulan hastalar, herhangi bir sorun olmazsa taburcu edilirler. 3 yaşın altında olan hastalar için, bu süre bir gece olarak belirlenebilir.
BOĞAZ AĞRISINI RAHATLATMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR
Boğaz ağrısı çok rahatsız edicidir ve verdiği sıkıntı nedeniyle adeta başka bir şeyi düşünmenizi engeller. Yutkunurken veya hatta nefes alırken şiddetli bir ağrı hissettiğinizde genel sağlığınız kötüleşir.
–Ballı ya da limonlu çay gibi sıcak sıvılar alınabilir. Bu çay, bir fincan kaynar su başına iki çorba kaşığı bal ve bir limonun suyunu konularak hazırlanır. Bu karışıma sıradan bir poşet çay ekledikten sonra bir süre soğumasına izin verin ve yavaş yavaş için. Bu boğaz ağrınızı hemen yatıştıracaktır.
-Günde birkaç kez, ılık tuzlu su (1 su bardağına, ½ çay kaşığı tuz ) ile gargara yapılabilir.
–Boğaz pastilleri emilebilir (Yutma tehlikesi bulunduğu için küçük çocuklara(5 yaşından küçük olanlara) bu tür pastiller verilmemelidir).
–Mentollü buharlaştırıcı ya da nemlendiriciler kuru ve ağrılı boğazı yatıştırabilir.
–Tere yağında pişirilen dut pekmezinin tüketilmesi oldukça etilidir.
-1/8 çorba kaşığı kırmızı biberi 1/2 fincan sıcak suyla karıştırıp günde birkaç kez gargara yapın. Kullandığınız kırmızı biber miktarına dikkat edin, çünkü bu oldukça kuvvetli ve acıdır.
–Zencefil çayının etkili olabilmesi için taze ve öğütülmüş olması gerekir. Her fincan kaynar su başına 3 çay kaşığı zencefil ekleyin. Bunu 5 dakika bekletin ve bir poşet çay veya bir çorba kaşığı bal ekleyin.
–Kekik çayı, bir fincan kaynar su başına 1 yemek kaşığı kuru kekik kullanarak hazırlanabilir. Bunu süzün, soğumaya bırakın ve gargara yapın.
–Meyan kökü çayı, bir fincan su başına bir veya iki adet meyan kökü parçası kullanarak hazırlanır. Meyan kökü içeren çay poşetleri ile demlene çay içilebilir. Hatta kökün tükürüğünüzle karışıp, boğazınızı rahatlatmak için bir miktar çiğnenebilir. Bu boğazınıza iyi gelecektir. Bunu kullanırken dikkati olmanız önerilir, çünkü çok fazla tüketmeniz durumunda kan basıncını yükseltebilir. Hamile kadınlar veya hipertansiyonu olanlar için önerilmez.
-Yutkunurken hissettiğiniz ağrıyı yatıştırmak için birkaç adet karanfil çiğneyebilirsiniz. Karanfil ayrıca hemen hemen her tür enfeksiyonla mücadele etmeye yardımcı olacağı için, bununla gargara da yapabilirsiniz.
–Karbonat ve tuz karışımı, yarım çorba kaşığı karbonatla, yarım çorba kaşığı tuzu yarım fincan ılık suda karıştırılarak hazırlanır. Bu karışımla günde birkaç kez gargara yapın.
–Papatya çayı, boğaz ağrısına da iyi gelir. Bu sizi rahatlatır, mide ağrılarına iyi gelir ve sizi soğuk günlerde ısıtır. Uyku getirici bir özelliği olduğu için papatya çayı soğuduktan sonra gargara olarak da kullanılabilir
-Boğaz enfeksiyonuyla mücadele edebilmek için, %3 hidrojen peroksit(oksijenli su) ile gargara yapın. Eğer bunun tadı size çok kötü gelirse, eşit miktarda suyla seyreltebilirsiniz.
-Bir fincan su başına üç adet limon yaprağını 10 dakika süresince kaynatın. Ardından ateşi kısın ve bir çorba kaşığı bal ekleyin. Bunu soğutmadan yavaş yavaş için. Suyla veya balla karışık limon suyuyla günde beş kere gargara yapabilirsiniz. Limonun dişlerinizin üzerinde etkiye sahip olması nedeniyle bu karışımı kullandıktan sonra dişlerinizi fırçalamayı ihmal etmeyin.
–Bir çorba kaşığı papatya yaprağı ve iki fincan kaynar suyla bir bandaj hazırlayın. Bunun için yaprakları suya koyup birkaç dakika pişirin ve bir bezle çıkarın. Bezi iyice sıkın ve soğuyana kadar boynunuza uygulayın. Bunu günde birkaç defa tekrarlayın.
–1 çorba kaşığı saf arı balı, 1 fincan nar, 1 fincan az yağlı yoğurt, yarım fincan yaban mersini ve bir buçuk fincan dilimlenmiş muz kullanarak bir karışım hazırlayın. Homojen bir karışım elde edene kadar bütün malzemeleri blendırda karıştırın ve karışımı günde iki kere için.
–1 adet soğan dilimleyin ve bunu yarım litre suya katın. Üç çorba kaşığı şeker ekleyin ve bunu 12 saat bekletin. Her iki saatte bir, boğazınızın ağrısı geçene kadar bir fincan için.
-2 adet havuç, 4 adet kereviz sapı, 1 diş sarımsak ve 1/4 rezeneyle bir sebze suyu hazırlayın. Bunu blendırda iyice karıştırın ve günde iki kere için.
-25 gram çilek, 700 mililitre su ve 30 gram çilek yaprağını 15 dakika kaynatın. 1 çorba kaşığı bal ekleyin. Bunu süzün ve kapalı bir şişe içerisinde buzdolabına koyun. Her 45 dakikada bir gargara yapın.
–Bir avuç maydanoz, bir adet soğan ve bir diş sarımsağı yıkayın ve dilimleyin. Karışım homojen bir macun kıvamına ulaşana kadar blendırdan geçirin ve günde bir bardak için.
-Adaçayı: Adaçayı soğuk algınlığı hastalıklarında etkili bir rol oynamaktadır. Ayrıca boğaz enfeksiyonu ve öksürük için oldukça olumlu etkileri vardır. Anti-mikrobiyal ve anti-inflamatuar niteliği ile boğaz enfeksiyonunu azaltmaya yardımcı olur. Adaçayına limon ekleyerek tüketildiğinde vücut için C vitamini desteği sağlanabilir ve balla tatlandırılarak tüketilebilir.
–Karaağaç Çayı: Karaağaç çayı daha çok Kuzey Amerika ülkelerinde boğaz enfeksiyonu için yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Karaağaç çayı, karaağacın iç kabuklarından elde edilir ve su ile buluşturulduğu zaman jel kıvamı alır. Bu jel kıvamını alan madde boğazın etrafını kaplayarak enfeksiyonu azaltır.
–Okaliptüs Çayı: Grip ve üst solunum hastalıklarında okaliptüs oldukça popüler bitkiler arasında yer almaktadır. Boğazı yatıştırıcı bir özelliğin yanı sıra bronşit ve sinüzit ağrılarını da en aza indirir. Okaliptüs çay olarak hazırlanacağı gibi kaynar suya ilave edilerek buharı da solunabilir. Ayrıca hazırlanan çay soğuduktan sonra gargara olarak da kullanılabilir.
KULAK AĞRISI
Kulak ağrısı herkesde görülebilir. Tek ya da her iki kulakta birden ortaya çıkabilen kulak ağrılarının nedenleri farklıdır. Keskin ağrıla veya sürekli bir ağrı hissedilebileceği gibi zonklama ya da yanma gibi olan ağrılar da vardır. Kulak ağrısı ciddi sorunlara neden olabileceğinden Kulak Burun Boğaz hekimi tarafından değerlendirilmelidir. Kulak ağrısı baş veya boyun bölgesindeki başka bir sorundan dolayı gelişebilir. Kulak ağrısına kulak tıkanıklığı ve duyma azlığı genelde eşlik eder
KULAK AĞRISI NEDENLERİ
Enfeksiyonlar: Kulak ağrısına en sık orta kulak ve dış kulak yolu enfeksiyonları neden olur. Kulak zarının hemen arkasındaki orta kulağı geniz bölgesine bağlayan östaki borusunun tıkanması sonucu orta kulak iltihabı oluşabilir. Sigara dumanı, sinüzit, soğuk algınlığı, kalıtım ve alerji gibi faktörler tıkanıklığa yol açabilen sebeplerdir. Çocuklarda orta kulak enfeksiyonu yetişkinlere oranla daha sık görülür, çünkü çocukların kulaklarındaki östaki borusu daha kısa ve yataydır.
Yüzücü kulağı da denilen dış kulak yolu enfeksiyonunda kulak kanalı iltihaplanmış veya tahriş olmuş olabilir. Çoğu dış kulak enfeksiyonu kirli suda yüzmekten kaynaklanır. Kulağın çizilmesi ya da kulağa bir şey kaçması da bu tip enfeksiyona neden olabilir. Genellikle kulak enfeksiyonu birkaç gün içerisinde kendi kendine sonlanır. İyileşme görülmezse kulak damlası ve antibiyotik kullanılabilir.
Şişme, kızarıklık, hassasiyet, kaşıntı, ısınma, baş dönmesi, işitme kaybı ve akıntı, kulak enfeksiyonlarının başlıca belirtileri arasındadır. Sinüzit, diş ve boğaz enfeksiyonları da kulak ağrısına yol açan diğer enfeksiyonlar arasındadır. Bu enfeksiyonlar akut(ani, hızlı gelişen) veya kronik(uzun süreli) olabilir.
Alerjiler: Vücut alerjik reaksiyon gösterdiğinde, başlıca belirtilerden biri de sinüs boşluğundaki aşırı mukus üretimidir. Sümüksü bir sıvı olan mukus, kulak zarına baskı yaparak ağrıya neden olabilir. Saman nezlesi, toz, polen ve hayvan alerjileri bu tip kulak ağrısına yol açabilir. Yiyecek ve böcek alerjilerinde ise kulak ağrısına pek rastlanmaz.
Barotravma (Basınç travması): Uçak seyahatleri sırasında yolcuların bazıları aniden ortaya çıkan şiddetli kulak ağrılarından şikayet ederler. Havadayken basınç seviyesinde meydana gelen değişiklikler bu ağrıya neden olur. Sadece yükseklere çıkıldığında değil, su altına dalındığında da yine basınç farkıyla birlikte aniden bir kulak ağrısı ortaya çıkabilir. Bu duruma barotravma adı verilir ve sebebi kulağın, iç kulak ile dış kulak arasındaki basınç farkını eşitleyememesidir. Alerji ya da bölgesel bir iltihaplanma gibi nedenlerden ötürü östaki borusu tıkalıysa, hava iç ve dış kulak arasında rahatça hareket edemez ve bu nedenle kulak zarının iki yanındaki basınç seviyesinde farklılık olur. Bu basınç farkı kulak ağrısına; hatta kulak zarının zedelenmesine neden olabilir.
Kulak zarının zarar görmesi: Kulak zarı yırtıldığında veya diğer bir deyişle delindiğinde belirtilerden biri de kulak ağrısıdır. Uzmanlar tarafından sık sık kulağa yabancı cisimler sokulmaması uyarısı yapılır, çünkü farkında olmadan kulak zarının delinmesine yol açabilirsiniz. Kulağı temizlemek için kullandığımız kulak çöpleri nazik bir şekilde kulağa sokulmalı, fazla ileri itilmemelidir. Kaşıntı ya da temizlik bahanesiyle kulak fazla kurcalanmamalıdır. Kulak enfeksiyonları da kulak zarının yırtılmasına neden olabilir. Kulağa alınan güçlü bir darbe ya da silah sesi gibi yüksek bir ses de kulak zarına zarar verebilir. Kulak zarı genellikle 2 ay içerisinde kendi kendini iyileştirir.
Kulak kiri: Biriken kulak kiri de kulak ağrısı nedenlerinden biridir.Kulak kiri kendi kendinize temizlemeye kalkışmak daha kötü sonuçlara neden olabilir. Kulak kirini daha dibe doğru itmeniz halinde kulak zarını zedeleyebilirsiniz. Kulak kirini çözmek için damla kullanmanız gerekebilir. Ya da doktorunuz basit bir işlemle kulak kirini kulağınızdan çıkarabilir veya kulak yıkama yöntemi uygulayabilir.
Çene kemiği problemi: Daha az rastlanan nedenlerden biri olmakla birlikte, çene kemiğindeki sorunların kulak ağrısına yol açtığı bilinmektedir. Çene ve kafa tasının birleştiği noktada, kireçlenme ya da sadece diş gıcırdatma nedeniyle ortaya çıkan bir sorun kulağa vurabilir.
Diş apsesi(iltihaplı kesecik): Diş ya da diş etlerinde bakteriyel enfeksiyon nedeniyle oluşan iltihap yüzünden kulak ağrısı meydana gelebilir. Ancak bu durumda sadece kulağınızın değil dişinizin de ağrıması beklenir. Bu ağrının çözümü için kulak burun boğaz doktorundan çok bir dişçiye görünmek faydalı olacaktır.
Kulak kanalında egzama: Kulak içi gibi cildin yağlı bölgelerinde görülebilecek türde bir egzama, kulak ağrısına yol açacak şekilde kulak kanalını etkileyebilir. Etkilenen bölge tahriş olur, iltihaplanır ve kızarır. Bu belirtiler dışında deride pul pul dökülmeler görülebilir. Kulak kanlı egzemasında kortizonlu kulak damlası, limon suyu ve sirke karışımından birkaç damla hergün kulağa uygulamak belirtileri giderecektir. Kortizonlu kulak damlaları 2 haftadan uzun süreli kullanılmamalıdır. Eğer kullanılırsa kulak kanalı derisinde değişiklik, mantar enfeksiyonlarına yatkınlık gelişebilir.
KULAK AĞRISI EVDE NASIL TEDAVİ EDİLİR?
-Radyatör üzerinde ya da ütü ile ısıttığınız havluyu kulağınıza koyabilirsiniz. Havlunun kulağınızı yakacak kadar sıcak olmamasına dikkat edin.
-Ağır aktivitelerden kaçının ve bol bol dinlenin.
-Sigara ve sigara dumanından uzak durun.
-Kulağınızı rüzgardan korumak için özellikle dışarı çıkarken ya da bir klima yakınında şapka veya şal ile kulaklarınızı örtün.
-Kulağınıza kulak çöpü de dahil olmak üzere hiçbir şey sokmayın.
-Yüzmeyin ve duş veya banyo sırasında kulağınıza su kaçırmamaya özen gösterin.
-Bir doktor önermediği sürece kendi kendinize kulak damlası kullanmayın.
-Odanızı havalandırarak içeride temiz hava olmasına özen gösterin.
-Tıbbi bir engeliniz yoksa bol sıvı tüketin. Günde en az 8 bardak su içmeye özen gösterin.
-Kaşıma: Kaşınma bölgesinde kızarıklık, şişkinlik, ağrı, pullanma ve yara izi ortaya çıkabilir. Kaşıma, belirtileri geçici olarak hafifletse de uzun vadede daha fazla kaşıntıya ve enfeksiyona yol açabilir. Çoğu kaşıntı durumlarında bölgeyi kaşımaktan kaçınıp iyileşmesi için sabır göstermek gerekir.
KULAK KAŞINTISI
Dış kulak yolu nasıl temizlenir
Banyodan sonra baş yana çevrilir, kulak kanalında kalan su akıtılmış olur. Daha sonra dış kulak yolu kanalı saç kurutma makinesi ile 3-5 dakika kurutulur. Pamuklu çubuklar dış kulak yolunu temizlemek için kullanılmamalıdır. Dış kulak yolu derisinin tahrişine neden olabilir. Kulak temzileme mumları kullanılmamalıdır. Dış kulak yolunda yanmaya neden olabilir. Vakumlu temzileme cihazları kullanılmamalıdır. Dış kulak yolundaki kirleri almayacağı gibi, kulak zarının yırtılmasına neden olabilir.
Dış kulak yolunda serumen ya da kulak kiri
Mikrop geçirmeyen bir bariyer oluşturur. Bakteri ve virüslerin öldürülmesini sağlar. Dış kulak yolunun temizlenmesini sağlar. Asidik bir ortam oluştur ve mantar üremesi engellenmiş olur.
Dış kulak yolunun yanlış temzlenmesi
Dış kulak yolu derisinde değişiklik gelişebilir.Dış kulak yolu kanalı daralabilir. Dış kulak yolunda egzema gelişebilir. Tekrarlayan mantar ve havuz enfeksiyonları görülebilir.
KULAK KAŞINTISI NEDENLERİ
Enfeksiyonlar
Kaşıntı bir kulak enfeksiyonunun belirtisi olabilir. Dış kulak yolu iltihabı bu enfeksiyonların en yaygın türlerinden biridir ve genellikle yüzücülerde yüzmeden sonra ya da suya bir şekilde maruz kaldıktan sonra kulak içinde kalan nemden dolayı görülür. Bu yüzden yüzücü kulağı olarak da adlandırılır.
-Su çiçeği ve diğer viral enfeksiyonlar
-Kulak enfeksiyonu
-Saçkıran
-Uyuz
-Streptokok boğaz ağrısı (bakteriyel enfeksiyon)
-Mantar enfeksiyonları
Böcek Sokmaları, Deri Alerjileri ve Yaralanmalar
Kulak kaşıntısının diğer nedenlerinden bazıları böcek sokması, deri alerjileri ve kulak yaralanmalarıdır. Yaralar iyileşme aşamasında genelde kaşıntıya neden olur. Yaygın bir çocuk hastalığı olan su çiçeği kırmızı kabarcıklarla beraber yoğun bir kaşıntıya yol açar.
Alerjik Nedenler
Besin Alerjisi
Ani,yoğun ve olağan dışı kaşıntı durumlarında doktora danışılmalıdır. Ciddi bir besin alerjisiyle aniden ortaya çıkan kaşıntılar yoğun bir kaşıma ihtiyacı doğurur.Bu tür bir kaşıntı nefes almayı zorlaştıran, şişliğe ya da çıbana, bayılmaya ve kusmaya neden olan ciddi bir anafilaktik reaksiyonun belirtisi olabilir ve acil bir tıbbi müdahaleyi gerektirebilir.
-Belirli yiyecekler(Baharatlı yiyecekler, domates, kivi, çikolota)
-Kozmetikler, boyalar ya da deterjanlar
-Lateks ya da kauçuk malzeme içeren endüstriyel kimyasallar
-Kuyumculukta kullanılan metal malzemeler
-Zehirli sarmaşık ya da meşe ağacı
-Böcek ısırması ya da sokması
Deri Hastalıkları
-Egzama (genelde alerjik reaksiyonlarla ortaya çıkan ciltte dökülmeler görülür)
-Nörodermatit (nedeni bilinmeyen yoğun kaşıntıya yol açan cilt sorunudur)
-Sedef hastalığı (kuru,pullu,gümüşi deri bölgelerine yol açan kronik cilt hastalığıdır)
Diğer nedenler
-Aşırı sıcak ya da soğuk
-İlaçlar
-Stres
KULAK KAŞINTISININ TEDAVİSİ
Kulak kaşıntısının nedenlerine göre birçok tedavi yöntemi uygulanabilir.
Antihistaminik İlaçlar
Kulak kaşıntısına mevsimsel alerjilerin neden olduğu durumlarda vücut alerjene karşı histamin salgılar. Bazı insanlar da belirli şampuanlara, boyalara ya da diğer bakım ürünlerine karşı alerji gösterebilir. Semptomları ortadan kaldırmak için histaminleri nötralize eden antihistaminik ilaçlar kullanılır ve kulak kaşıntısı engellenir.
Mumsu Madde Üretimini dengelemek için Zeytinyağı
Özellikle yüzücülerde kulak kanalında fazla ya da eksik mumsu madde üretimi görülebilir. Bunu tedavi etmek için pamuk uçlu bir çubuk yardımıyla kulak kanalına bir damla zeytinyağı uygulanır.
Mantar Önleyici İlaçlar
Yüzücü kulağı vakalarında kulak içinde biriken nemden dolayı mantar enfeksiyonları ortaya çıkabilmektedir. Bu durumlara meyilli insanlar kulak içini kuru tutmalı ve antifungal (mantar önleyici) ilaçlar kullanmalıdır.
Kulak İçinin Yıkanması
Bazı vücut bölgelerinin kızarmasına ve derinin tahriş olmasına neden olabilecek koşullar aynı şekilde kulağı da etkileyebilir. Bunlar seberoik dermatit, sedef hastalığı ve egzama gibi hastalıklardır. Seberoik dermatit, sedef hastalığı ve egzama hastaları duymada azalma, kulak kanalının tıkanması gibi sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Böyle durumlarda kulak içinin yıkanması için doktora başvurulmalıdır.
Kulağı Ilık Suyla Yıkamak
Böcek ısırmaları ya da böceğin kulak içine kaçtığı durumlarda kulak kaşıntısı ortaya çıkabilir.Kulağı ılık suyla yıkayarak böcek öldürülüp, kulak dışına atılabilir.
Enfeksiyonlar için Antibiyotik İlaçlar
Birçok durum tıbbi müdahale gerektirmeden düzeltilebilir. Semptomları tedavi etmek için vücudu söz konusu cilt probleminden ya da probleme neden olan enfeksiyondan kurtararak kaşıntıya çözüm bulunabilir. Bazı doktorlar sorunu ortadan kaldırmak için hidrokortizon ve antibiyotik içeren damlalar tavsiye eder. Antibiyotik enfeksiyona neden olan bakteriye etki ederek enfeksiyonu ortadan kaldırır.
Sirke ve Limon Solüsyonu
Bazen çeşitli geleneksel yöntemler de az ya da orta şiddetteki enfeksiyonlarda kulak kaşıntısı için çare olabilmektedir. Bir miktar sirke ve limon solüsyonu kulağa sürülür ve daha sonra durulanır. Bu günde iki seferden fazla uygulanmamalıdır, çünkü fazla uygulanması durumunda kulağın kuruması ve belirtilerin daha da kötüleşmesi durumuyla karşılaşılabilir.
Bazı Yağlar
Hindistan cevizi yağı ve zeytinyağı da etkili geleneksel yöntemlerdendir ve bazı durumlarda kulak damlalarının yerini alabilmektedir.Sarımsak yağı da mantar enfeksiyonlarına karşı oldukça etkilidir.
Kulak Kaşıntısını Engellemek İçin Alınacak Önlemler
Kulak kaşıntısına meyilli kişiler belirtilerin gelişimini engelleyici belirli önlemler alabilir. Duştan önce kulak girişlerini tıkamak için bir miktar vazelinli pamuk konur. Kulak içine saç, sabun ya da fazla su kaçmasını engelleyecektir. Yüzücüler de bir şapka ya da saç bandı kullanarak kulakları kuru tutabilir ve bakteri ve mantarlara olan hassasiyeti azaltabilir.
Yaşamsal Risk Taşıyan Ciddi Belirtiler
Hayati tehlike olabilecek belirtiler şunlardır:
-Bayılma ya da tepkisizlik gibi bilinç seviyesinde değişiklik,
-Nefes darlığı, nefes almada zorlanma ya da solunum yetmezliği, hırıltılı solunum ve boğulma gibi durumlar,
-Ani yüz, dudak ya da dil şişmesi,
-Boğazda daralma ya da sıkışma.
Uzm. Dr. Ali AYDIN