Bir aydır masamdaki köşe yazılarım için karaladığım defterime bakıyorum, o da bana mahzun mahsunbakıyor. Birbirimizi özlediğimizi hissediyoruz. Gerçekten de bir şeyler yazmak istiyorum ama bu sıralar elim bir türlü kalemime varmıyor ve kelimeler zihnimde sıralanamıyor nedense…
Masama oturup ne yazsam diye saatlerce düşünüyorum. Aklımda onlarca konu var ama bir türlü karar veremiyorum. Her konum yarım kalıyor. Karşımda bilgisayarım, bir yanımda ise cep telefonum. Onlara baktıkça lüzumsuzca bilgilerin beynimi doldurduğunu görüyorum. Zihnen ve bedenen uyuşuyorum. Haberleri okudukça sanki güzel haberler ya yok, ya da bir yerlerde saklıyorlar diye düşünmeden edemiyorum.
Bugün hiç mi güzel haberler alamayacağım? Nasıl bir insan olduk? Nereye gidiyoruz? Kıyamet mi yakınlaştı yoksa? Gibi aklımda değişik sorular fışkırıyor. Cevabını ise bulamıyorum.
Dünyanın yaşlandığını, maddi ve manevi kirlendiğini, elbet bir gün kıyametin de kopacağını biliyorum ama sanki zaman mı öne alınıyor onu kestiremiyorum.
Hiçbir habere göz atamıyorum, bir gazetenin doğru dediğine diğeri tamamen yalan haber olarak bize sunmalarını anlayamıyorum. Oysa doğru bir tanedir bunu biliyorum, ikilemler yaşıyorum.
Ülkelerin kendi vatandaşları için tüm imkânlarını seferber etmelerine rağmen, başka bir ülkenin masum insanlarına karşı nasıl canavarlaştıklarını görünce burkuluyorum, üzülüyorum ama elimden bir şey gelmiyor. Bu yüzden yazmakta istemiyorum.
Ailelerin dağınıklaşmasına, çocukların maneviyattan uzaklaşıp tamamen maddileşmelerine, akrabalar arasındaki irtibatın kesilmesine, komşuların birbirinin kapılarını çalmamasına alışamıyorum. İsrafın önüne geçilememesine hayıflanıyorum.
“Yaşamak için yenmeli” prensibinin yerini “yemek için yaşamak” prensibinin almasını hazmedemiyorum.
Bu cümleleri yazarken bile rahatsız oluyorum.
Galiba bu günlerde enerjim iyice düşmüş.
Ülkemin problemlerini içimde hissettikçe karamsar oluyorum.
Aslında benimkisi bir ümitsizlik değil, sakın yanlış anlamayın.
Herşeyin çok güzel olacağını biliyorum. Ülkeme ve güzel insanlarıma hep güveniyorum. Çünkü, her zaman doğru karar vermişlerdir.
Bir imtihandan geçiyoruz işte, herkesin imtihanı bir başkadır.
Belki de ahiretimi özledim.
Bilmiyorum be ustam.
Siz bana bakmayın.
Galiba bu sıralar yazmak istemiyorum…
Prof. Dr. Hamdi Temel