ÇAĞIMIZIN MODERN HASTALIĞI ”NOMOFOBi”
Geçtiğimiz günlerde Türkiye çapında önemli çalışmalarıyla gündeme gelen Yeşilay Derneği Diyarbakır Şubesi’nin girişimiyle Dicle Üniversitesi Kongre Merkezi’nde düzenlenen ”Sosyal Medya Bağımlılığı ” konulu konferansa beni davet eden,mütevazi,başarılı Şube Başkanı sevgili Yahya ÖGER,dernek olarak çağımızın yeni hastalığı sosyal medya bağımlılığı,madde bağımlılıklarıyla ilgili mücadale ve bu yönde yaptıkları çalışmalara kısaca değindikten sonra sözü bu konuda önemli çalışmaları bulunan ,Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Prof.Dr.Tolga ARICAK’a bıraktı.Arıcak’ın Nomofobi ve sosyal medya bağımlılığı üzerine yaptığı sunum takdire şayandı.Nomofobi,cep telefonunu kaybetme, telefonla iletişimden kopmaktan aşırı korkmaktır.Bu durumun kişiler üzerinde birçok fiziksel yan etkisi bulunmaktadır:panik atak,nefes darlığı,bulantı,göğüs ağrısı,titreme,terleme,baş dönmesi vs. Teknolojik gelişmelerle birlikte insanoğlunun korkuları da değişim gösteriyor.Bu yeni hastalık özellikle cep telefonsuz kalanları sarıyor.İnsanlar cep telefonlarına o kadar bağımlı oluyor ki telefon şarjlarının bitmesi,cep telefonunun sinyallerini kaybetmek ,uyanır uyanmaz akıllı telefonunu ,tabletini açmak,kendi facebook gönderilerini beğenmek,kendi tweetini favorilere eklemek,instagram fotoğrafını beğenmek,metro,asansör gibi internetin olmadığı alanlarda sürekli telefonunu kontrol etmek ya da uçaktan iner inmez cep telefonunu açmak,günde 6 saatten fazla sosyal medya da ve telefonla zaman harcamak bu hastalığın temel belirtileridir.Arıcak’ın Sosyal medya kullanıcılarının karşı karşıya olduğu riskler ile ilgili açıklamaları dikkat çekiciydi ve bu riskleri şöyle sıralıyordu:Anksiyete/bunaltı ,başkalarıyla fiziksel iletişim kurmakta zorlanan,kitle önünde konuşma fobisi olan insanların sosyal medya da birer klavyeşör kesilmesi. Bağımlı kişilik tipi ;sosyal medya yoksunluğunun uyuşturucu,kumar ve diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi krizlere ,verimlilik,kayıplara da neden olur.Beyindeki limbik bölgeyi etkileyerek zihinsel,duygusal yapıyı bozan, aile içindeki ilişkileri sekteye uğratan,boşanma ve cinselliğe kadar birçok zararlı boyutları bulunan bu hastalığın aslında madde bağımlılığından bile daha tehlikeli olduğunu vurguladı.Çünkü madde bağımlılığı tedavi edilebilirken, sosyal medya bağımlılığı beynin önemli kontrol mekanizmaları üzerinde etkili olduğu için tedavisi çoğu zaman mümkün olmamaktadır.İnsanlar ilgisiz,yalnız kaldığında sanal ilişkiler kurmaya yönelir bu durumun özellikle evli çiftlerde görülme sıklığı daha çoktur. Özünde sanal ilişkiler kısa süreli mutluluklar yaşatsa da stres atmaktan çok sosyal medyanın stres üreten bir yapıya,ağa sahip olduğunun bilincinde değil insanlar.Çünkü insanlar günlük işlerini yaparken,otururken,sohbet ederken,yemek yerken,yürürken vs. neredeyse fizyolojik dürtülerimiz kadar önemli hale gelen sosyal medyalarını düşünüyorlar.Konferans sonrası Tolga Hocamızla biraraya gelerek yaptığımız güzel sohbet arasında birçok önemli veri içeren ,birçok ebeveyne bu konuda ışık tutan seçkin mağazalarda satışa sunulan ve herkesin okumasını tavsiye edebileceğim ”Siber Alemin Avatar çocukları”adlı kitabından konu açıldı.İnternetin insaoğlu için nasıl vazgeçilmez bir hal aldığını,internet-eğitim ilişkisini,interneti kötüye kullanma tehlikesi ,bu konuda anne-baba ve eğitimciler olarak neler yapabileceğimizi akıcı,anlaşılır bir dille okuyucularla paylaşıyor.