Demir Eksikliği Nedir? Tedavileri nelerdir?
Demir minerali insan organizmasındaki yüzlerce farklı protein ve enzimin yapıtaşı durumunda olan en önemli minerallerden birisidir. İnsan vücudundaki demir miktarının üçte ikisi kandaki hemoglobin maddesinde bulunmakla birlikte geri kalanı ise dalak ve karaciğerde depo edilmektedir. Hemoglobinin içerisinde bulunan demir mineralinin yetersiz kalması durumunda karaciğer ve dalak depo ettiği demiri salgılamak suretiyle dengeyi korumaya çalışmaktadır. Ferritin olaran adlandırılan demir mineralinin vücutta eksilmesi ve karaciğer ile dalakta depolanan yedek minerallerin de kana karışarak tüketilmesi durumunda ortaya çıkan hastalık demir eksikliği olarak tabir edilmektedir. Demir eksikliğine bağlı olarak hemoglobinler kanda bulunan alyuvarlara düzenli olarak oksijen taşıyamamakta ve kandaki karbondioksit miktarının artmasına neden olmaktadır. Demir eksikliği anemisi olarak tabir edilen bu durum aynı zamanda birçok hastalığın da tetikleyicisi olabilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 2015 yılında yapılan istatistiklere göre dünya erkek nüfusunun %20’lik, kadın nüfusunun ise %35’lik bir bölümü demir eksikliğine bağlı sağlık sorunları yaşamaktadır. Uzmanlara göre demir eksikliğinin en önemli nedeni yetersiz beslenmedir. Başta kırmızı ve beyaz et ürünlerinin, yumurta ve bakliyat tüketiminin az olması durumunda vücuda yetersiz miktarda alınan demir minerali ilerleyen dönemlerde demir eksikliğini doğurarak insan organizmasının düzenini bozmaya yetmektedir. Yine uzmanlara göre demir eksikliğinin en önemli sebebi, demir minerali emiliminin yetersiz olmasından kaynaklanmaktadır. Vücuda alınan demir mineralinin %80’lil büyük bir bölümü ince bağırsaklarda emilerek kana karışmaktadır. Dolayısıyla Chron ve Çölyak gibi bağırsak hastalığı yaşayan bireylerde, gastrit ve ülser gibi sindirim ve mide hastalıkları geçirenlerde demir mineralinin vücuda karışması minimum oranda gerçekleştiği için demir eksikliği sendromları görülebilmektedir.
Hamile bayanların %40’ına yakınında ikinci aydan itibaren, anne karnında gelişmesini sürdüren bebeğin ihtiyacı olan demir ve kalsiyumun direkt olarak anne kanındaki enzimlerden sağlanması durumunda demir eksikliği görülebilmektedir. Bu nedenle hamilelik döneminde doktor gözetiminde, kalsiyum, demir ve folik asit kullanımı önerilmekte olup, doğum sonrasında da takviye demir ilaçları kullanılabilmektedir.
En önemli belirtileri arasında yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, iştahsızlık, el ve ayaklarda uyuşma ve sık sık vücut ısısının düşmesi, diş etlerinde ve vücudun bazı bölgelerinde morarma gibi nedenlerin yer aldığı demir eksikliğinin tedavisi genellikle mümkün olup, başta ilaç kullanımıyla vücudun alması gereken demir miktarı vücuda dahil edilebilmektedir. Tablet kullanımının yetersiz kalması durumunda serum ve iğnelerle demir minerali vücuda verilebilmekte ve demir eksikliği minimum seviyeye indirilebilmektedir.