‘Esenler’de Ramazan’ programının konuğu olan İlahiyatçı- yazar Doç. Dr. Ebubekir Sifil, topraktan ve tabiattan kopuk bir şekilde yaşadığımızı söyleyerek “Günümüzde ne yazık ki İslam’ın inşa etmediği bir dünyada yaşıyoruz” dedi.
Esenler Belediyesi’nin yayın organı olan Şehir Ekranı TV’de Ramazan ayı boyunca izleyiciyle buluşan ‘Esenler’de Ramazan’ programının konuğu İlahiyatçı-yazar Doç. Dr. Ebubekir Sifil oldu. Modern dünyada yaşayan insanoğlunun içinde bulunduğu durumu gözler önüne seren Sifil, tabiata zulmettiğimizi ve fıtri zeminde yaşamadığımızı dile getirdi.
TABİATI TAHRİP ETTİK
Modern toplumların şehirlere işkence yaptığını belirten Sifil, “Peygamber Efendimiz, ‘Biriniz ev yaptığı zaman, diğerinin güneşini, rüzgarını kesmesin” buyuruyor. Cumhurbaşkanımız da yatay mimarinin öneminden bahsediyor. Şehirlerimizde bugün suni yaşamlar var. Tahrip ettiğimiz çevre, büyük maliyetlere neden oluyor. Ozon tabasındaki yırtık artıyor, mevsimler değişiyor, birtakım canlı türleri de yok olmaya başladı. Fütüristler yani gelecek bilimciler, ‘Ozon tabasındaki tahribat bu şekilde giderse 2060 dönülmez noktadır’ diyor. Kuzey yarım kürede buzulların erimesiyle birlikte bir kısım ülkeler sular altında kalacak. Güney yarım kürede kuraklıklar baş gösterecek. Bu iki küresel hareket ile kitlesel göçler ve savaşlar yaşanacak. İşte tüm bunlar geri dönülmez noktadır. İçinde yaşadığımız dünyayı modern insan bu hale getirdi. Bunun faturası çok ağır olacak” şeklinde konuştu.
FAZİLETLİ BİR İBADET
Programda oruç ibadetine ilişkin görüşlerini dile getiren Sifil, “Ramazan- Şerif bizim için çok büyük bir lütuf. Çünkü Ramazan, birçok faziletin iç içe geçtiği bir zaman dilimi. Orucun kendisi çok faziletli bir ibadet. Peygamber Efendimiz, pazartesi ve perşembe oruçları ile ayın ortasındaki oruçları da hiç aksatmazdı. Üç aylara mahsus da oruçlar tutardı. Oruç, Peygamber Efendimiz için namaz gibi, yemek gibi, uyumak gibi hayatının ayrılmaz bir parçasıydı. Oruç, bilhassa tehlikeli hastalıklarla mücadele ettiğimiz bu zamanlarda akıl ve ruh sağlığımızı korumada birinci derecede etkili bir tedavi olabilir. Biz tedavi olmak için oruç tutmayız, Allah rızası için oruç tutarız ve onun hikmetlerini görürüz” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ulema, ibadetin üzerinde çok durmuştur. İbadet, Allah’ın azabından korkmak ve korunmak, sevaba ve cennet mertebesine ulaşmak için yapılır. Bunun bir üst mertebesi ise ubudiyettir. Ubudiyet, Allah emrettiği için yapılır. Bir de ubudet var. Ubudet ise sırf Cenab-ı Hak’ın rızasını gözetmek için yapılır. Bu kıvamı tutturulabilirsek hayatımızda pek çok şey düzelecektir.”
Programda Grup Genç sahne alarak Şehir Ekranı TV izleyicileriyle buluştu.