Bağcılar’da düzenlenen I.Uluslararası Engellilik ve Din Sempozyumu’nda engelli kardeşlerimizin geçmiş dönemde yaşadıkları sıkıntılardan bahsedildi.
Engelli olduğu için yaşadığı sıkıntıları dile getiren engelli Fatma Şahin, ölmek istediğini belirterek, “Tekerlekli sandalye ile beni kimsenin görmemesi için gece karanlığında dışarı çıkıyordum. Kendimden utandığım için 6 yıl aynaya bakamadım.” dedi.
Bağcılar Belediyesi ile Diyanet İşleri Başkanlığı işbirliğiyle 18-20 Kasım tarihleri arasında Bağcılar Belediyesi Engelliler Sarayı’nda düzenlenen ‘I. Uluslararası Engellilik ve Din Sempozyumu’nda önemli konular masaya yatırıldı.
Başkanlığını Prof. Dr. Abdülkerim Bahadır’ın yaptığı ve 8 oturum halinde düzenlenen sempozyuma, 7 ülkeden 80 katılımcı yer aldı. Kapanış konuşmasını yapan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı geçmişte devletin din eğitimine önem vermemesi sebebiyle perde arkasında yapılan eğitimlerin topluma büyük zarar verdiğini anlattı. Çağırıcı, bunun en güzel örneğinin 15 Temmuz’da yaşandığını kaydetti. Engellilere yönelik din eğitiminin de son yıllarda önem kazandığına dikkat çeken Çağırıcı, sempozyumun kitap olarak basılıp istifadeye sunulacağını da sözlerine ekledi.
“GÖZLERİMİZ YAŞARDI”
Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Ali Erbaş da konuşmasında yapılan sempozyumun düşünen insanların yaptığı çalışmalardan birisi olduğunu ifade etti. Erbaş, “Ülkemizin çeşitli yerlerinde din eğitimi yaptığımız şubelerimiz var. İşitme engelli kardeşimizin el işaretiyle nasıl Kur’an okumaya başladığını görünce gözlerimiz yaşardı. Brail alfabesiyle parmak uçlarını dokundurarak Kur’an okuyordu.” dedi.
Sunum yapan konuklar arasında yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı Müşaviri Belgin Konarlı da konuşmasında geçmişte engelliler üzerine oynanan oyunlara dikkat çekti. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 2006-2007 yıllarında Konya’da İşaret Diliyle Hutbe okutulmasını başlattıklarını ifade eden Konarlı, engellilerin üzerine oynanan oyunlara dikkat çekti. Geçmişte engelli bireylere yönelik dini eğitimin verilmediğini vurgulayan Konarlı, “O günler engellilere yönelik faaliyet gösteren dernekler, ‘eğitim sistemimizde dine yer yok’ diyerek ateizm propagandası yaptıklarını söyledi. Konarlı, şöyle konuştu: “Engellilerin engel durumunu ve psikolojisini bu yönde kullandılar. Engelliler, ‘Tanrı bizi niçin cezalandırdı. Bizim günahımız ne?” diye psikolojik dumura uğruyorlardı. Onlar da engellileri ateist yaptılar.”
“1151 ENGELLİ ÖĞENCİYE DİNİMİZİ ANLATIYORUZ”
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu ihmalinin bir vebal olduğunun altını çizen Konarlı, artık engellilerin her konuda eğitimine yönelik faaliyetlerde bulunduklarını anlattı. Konarlı, “Ülke çapında 450 işitme, 197 görme, 350 bedensel ve 154 zihinsel engelli öğrencimiz oldu. Onlara dinimizi anlatıyoruz. Eğitim alan öğrencilerimiz, ‘işittik ve itaat ettik’ diyerek Allah’a (c.c.) büyük bir sevgi duymaya başladılar.” şeklinde konuştu
“İNSAN OLDUKLARININ FARKINA VARDILAR”
Diyanet İşleri Eğitim Hizmetleri Engelliler Koordinatörü Ömer Aydın ise dini çalışmaların engellileri biyolojik olarak olumlu yönde etkilediğini anlatı. 105 engelliyi Umre’ye götürdüklerini kaydeden Aydın, şunları söyledi: “Onları çok sayıda tanıdıkları Umre’ye uğurladı. Coşku ve sevinç yaşadılar. Döndükten sonra da evlerine gelenlere hurma ve zemzem ikram ettiler. Büyükleri, ‘evladımız insan olduğunun farkına vardı. Bir değer olduğunu anladı.’ Dediler.
“KENDİMDEN UTANDIĞIM İÇİN 6 YIL AYNAYA BAKAMADIM”
Bağcılar Belediyesi Engelliler Spor Kulübü Başkanı Fatma Şahin ise sonradan engelli olduğunu belirterek, geçmişte yaşadığı stres ve sıkıntıyı dile getirdi. Doktorun kendisine, ‘artık sandalyeye transfer olma vaktin geldi’ demesinden sonra üzüntüye boğulduğunu anlatan Şahin, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “O an ölmek istedim. Çünkü engellilerin tüketen, hiçbir işe yaramayan kişiler olduğunu sanıyordum. Tekerlekli sandalye ile beni kimsenin görmemesi için gece karanlığında dışarı çıkıyordum. Hastaneye taksi ile gidiyordum. Kendimden utandığım için 6 yıl aynaya bakamadım. Evimde mahkum hayatı yaşadım.” İmam-ı Gazali’yi okurken, ‘Allah’ın, ‘bir kulumun malına,canına ve evladına zarar vermekten kıyamet günü sorgulanmaktan haya ederim,’ hadisini fark ettim. O gün düşüncem değişti. Kur’an okudum,araştırma yaptım. Engelin bir ceza olmadığını hatta ödül olduğunu fark ettim. Daha sonra kendimi hizmet etmeye adadım. “ dedi.
Diyanet İşleri Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Ali Erbaş, AK Parti İlçe Başkanı İsmet Öztürk’ün yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.