Esenler Belediyesi, Millet Kütüphanesi’nin kurucusu ve ilk hafız-ı kütübü Ali Emiri Efendi’yi vefatının 100. yılında önce kabri başında ardından bir sempozyumla andı. Sempozyumda Ali Emiri Efendi’nin hayatı ve edebiyata olan katkıları tüm yönleriyle ele alındı.
Esenler Belediyesi, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile İstanbul Üniversitesi ortaklığıyla, “Vefatının 100. yılında Ali Emiri Sempozyumu” düzenlendi. Sempozyum öncesi Ali Emir’nin Fatih Camii Haziresi’nde bulunan kabri ziyaret edildi. Ziyarete İstanbul Valisi Davut Gül, Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu ve Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan da katıldı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Genel Kurul Salonu’nda gerçekleşen sempozyuma ise İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, Esenler Belediyesi Başkan Yardımcısı Dr. Hasan Taşçı, şair ve yazar Beşir Ayvazoğlu, Prof. Dr. Mehmet Samsakçı, Prof. Dr. Mehmet İpşirli, Prof. Dr. Melek Gençboyacı, Prof. Dr. Sadık Yazar, Doç. Dr. Mustafa Uğurlu Arslan, Prof. Dr. Hayati Develi, Dursun Gürlek, Prof. Dr. Arzu Terzi, Dr. Öğr. Üyesi Seher Erdoğan Çeltik, Süleyman Zeki Bağlan, Prof. Dr. M. Fatih Andı, Prof. Dr. Mustafa Kaçalin, Prof. Dr. Rıfat Günalan, Prof. Dr. Mücahit Kaçar konuşmacı olarak katıldı. Edebiyatseverlerin ilgisiyle karşılanan programda araştırmacı ve yazar Ali Emiri Efendi’nin hayatı ve kültür hayatına katkıları tüm yönleriyle ele alındı.
Sempozyum açılışında konuşan İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, Ali Emiri Efendi’nin emsali olmayan şahsiyetlerden olduğuna dikkat çekerek “Ali Emiri Efendi, nevi şahsına münhasır bir karakterdir. Allah bu insanların kadrini çoğaltsın. Ali Emiri Efendi başka bir ülkede olsaydı üniversitelerde pek çok konferansa, seminere ve sempozyuma konu olurdu. Hangi başlığı ele alırsanız alın Ali Emiri Efendi yaptıkları itibarıyla bunu hak eden bir insan” diye konuştu. Ali Emiri Efendi’nin hayatının ve yaptıklarının yad edilmesinin klasik medeniyet tasavvurunun anlaşılması için önemli bir adım olduğunun altını çizen Yılmaz, “Ali Emiri, tarihimizin en çalkantılı ikliminde doğmuş, büyümüş ve yaşamıştır. Zamanımıza intikal eden birçok siyasi, idari ve kültürel tartışmaların temelinde bulunmuştur. Dolayısıyla bu sempozyum faaliyetini anlamlı buluyorum” ifadelerini kullandı.
İÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Kadıoğlu, Ali Emiri Efendi’nin ömrünü kitaplara adayan, bilgi ve kültürle yoğrulmuş bir şahsiyet olduğunu kaydederek “Hayatı boyunca gittiği her yerde kitap toplamış, nadir eserleri bünyesinde barından paha biçilmez bir kütüphane hediye etmiştir. Bu faaliyet onun kültür ve medeniyet sevgisini, bunu aktarma arzusunu bize göstermektedir. Kuşkusuz, bilim ve kültür hayatımıza yaptığı en önemli hizmet, Kaşgarlı Mahmut’un ‘Divan-ı Lügat’it Türk’ eserini bulması ve bunu ilim âlemine sunmasıdır. Bugün onun hatırasını yad etmek için buradayız. Onun ilim ve kültür alanındaki değerli çalışmalarının gelecek nesillere ilham kaynağı olmasını diliyorum” dedi. Esenler Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Taşçı ise belediye olarak bu gibi programlara destek olmaya devam edeceklerini belirterek, katılımcılara teşekkür etti.
Sempozyumun açılış oturumunda konuşan Millet Yazma Eser Kütüphanesi Müdürü Melek Gençboyacı, Ali Emiri’nin çocukluğundan beri kitap okumaya ve toplamaya başladığını belirterek şunları söyledi:
“Ali Emiri Efendi kendini kitaplara, kitaplarını da milletine vakfetmiş sıra dışı bir kişiliğe sahipti. Çalışma hayatı memuriyette geçmiş. Osmanlı coğrafyasında gittiği her yerden kitap toplamış. Sahibi satmadığı ya da satın alamadığı eserleri istinsah etmiş. Osmanlı coğrafyasında her bölgede dolaşıp kitaba ulaşmış bir kişiliğe sahip. Edebiyatçı, şair ve usta bir münekkittir. Esas onun en büyük yanı Millet Kütüphanesi’ni kurmasıdır. Ömrü boyunca topladığı kitaplardan oluşan bu değerli kütüphaneyi kurmuştur. Bütün ısrarlara rağmen kütüphaneye kendi isminin verilmesini istememiştir. ‘Ben bu kitapları milletim için topladım, milletime armağan ediyorum. Onun için kütüphanemin ismi Ali Emiri değil, Millet Kütüphanesi olacak’ demiştir. Ali Emiri Efendi’nin kütüphanesinde başta dünyada tek nüsha olan Divan-ı Lügati’t- Türk olmak üzere çok kıymetli padişah divanları, tarih, edebiyat, coğrafya ile ilgili tek nüsha eserler bulunmaktadır. Ali Emiri Efendi 1915 yılında Divan-ı Lügati’t- Türk’ü satın alıp, kütüphanesine vakfetmiştir” dedi.
Prof. Dr. Mehmet İpşirli Ali Emiri’nin vefatının 100. yılı dolayısıyla böyle bir sempozyumun düzenlenmiş olması büyük bir kadirşinaslıktır. Onun unutulmadığının ve unutulmayacağının en önemli göstergesidir. Ali Emiri gerçekten vatanına, milletine bağlı vefakâr ve onlara hizmet etmeyi kendisine düstur edinmiş Osmanlı aydını idi. Dolayısıyla böyle bir insanın daima hatırlanarak özellikle gençlerimize örnek olması lazım. Ali Emiri eskilerin tabiriyle hezerfan bir âlimdi. Pek çok yönü vardı. Kendisi şairdi. Aynı zamanda bir tarihçi ve edebiyatçıydı. İmparatorluğun bütün kesimlerinde bulundu. Anadolu’da, Arabistan topraklarında bulundu. Bu manada çok takdir edilecek bir kimse” diyerek düşüncelerini dile getirdi.
Şair ve yazar Beşir Ayvazoğlu, Ali Emiri’nin kültür tarihimizin en önemli isimlerinden biri olduğunu kaydederek “Bibliyofili olduğu için normal şartlarda kaybolacak binlerce eseri, hem de bütün kazancını buna atfederek bunların arasında Türk dii ve kültürü açısından çok önemli olan Divan-ı Lügati’t- Türk gibi çok önemli bir eseri keşfederek topladığı kitapları milletine armağan etmiştir. Ali Emiri, büyük bir kültür adamıdır. Dolayısıyla asla unutulmaması gereken ve her daim hatırlanması gereken büyük bir alimdir” şeklinde konuştu.