Eshab-ı Kehf (Yedi uyuyanlar)
Birkaç gündür Kahramanmaraş ilinin Afşin ilçesindeyim. Afşin’de kalıpta Eshab-ı Kehf’e gitmek olmaz tabiki. Afşin’e yaklaşık 5 km olan bir yere güzel bir külliye yapılmış. Aslında çok daha iyi bir şekilde reklamı yapılsa inanılmaz bir şekilde turist çekebilir. Mesai çıkışı gittiğimizden dolayı biraz başıboş gördüm. Gerektiği kadar da görevli yoktu. Bu kadar tarihi öneme sahip bir yerde çok daha ciddi bir şekilde yapılanmanın ve kurumsallaşmanın olması gerektiği düşüncesindeyim.
Eshab-ı Kehf’in çok yerlerde olması ile ilgili değişik rivayetler var. Bu rivayetlerden birisi de Afşin’de bu mağaranın olduğu söyleniyor. Bizzat ailecek gezip gördük. Bende çok derin izler bıraktı. Kahramanmaraşlılar, çocuklarına yedi arkadaşın adlarını koyarak Eshab-ı Kehf olayını tarih boyunca çok benimsemişler ve canlı tutmuşlar.
Eshab-ı Kehf ile ilgili çok rivayetler var, bu rivayetlerden biriside şu: Roma döneminde Hristiyanlığı kabul ettikleri için putperest Dakyanus’un zulmünden kaçan yedi genç; Yemliha, Mislina, Mekselina, Mernûş, Tebernûş, Şazenûş ve Kafestatyûş, köpekleri kıtmir ile birlikte bir mağaraya sığınırlar…
Fakat askerler, dışarı çıkamasınlar diye mağaranın ağzını bir duvar örerek kapatırlar… Yedi genç burada yüzyıllarca uykuda kalır ama uyandıklarında sadece bir gece uyuduklarını düşünürler; aradan hayli uzun zaman geçtiğinin farkında değillerdir. İçlerinden biri yiyecek almak için dışarı çıkınca her şeyin değiştiğini görür…
Hem Hristiyan hem de İslam inancında ortak payda olan yedi arkadaşın kaldığı mağaranın nerede olduğuna konusunda farklı rivayetler var. Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarında onlarca mağara Eshab-ı Kehf adıyla anılır. Türkiye’de ise Selçuk, Tarsus ve Afşin ilçeleri; Eshab-ı Kehf’i ağırlayan mağaranın kendi bölgesinde bulunduğunu söylerler, başka yerlerde de olduğu söyleniyor…
Ashab-ı Kehf iki kelimeden oluşan Arapça bir tamlamadır. Kehf; oyuk,in,mağara anlamlarına gelir.Arapça eşanlamlısı ğardır.Ashabın ise iki anlamı vardır. İlki sahibin çoğuludur.Dolayısıyla Ashab-ı Kehf bu anlamda Mağara Arkadaşları anlamına gelir. Diğeri ise dostlar, arkadaşlar anlamında kullanılan ashabdır ki bu anlamıyla da Mağara Dostları, Mağara Arkadaşları veya Mağara Yaranı anlamlarına gelir.
Diyanet işleri Başkanlığının wep sayfasında ise Kehf Süresi ile ilgili şöyle yazıyor:
Yüce Allah’a hamd ile başlayan Kehfsûresinin başlangıcında Allah’ın kutsiyeti ve kemal sıfatlarıyla Kur’an’ın üstünlüğü, müminlere verilecek mükâfatın müjdesi ve Allah’a çocuk yakıştıranların uyarılması konuları yer alır; kâfirlerin inatçı tutumları karşısında üzülen Hz. Peygamber’in durumuna da işaret edilir (1-8). Bundan sonraki âyetlerin büyük bir kısmının konularını şu üç ibretli kıssa oluşturur: 1. Ashâb-ı Kehf kıssası (9-26). Bu kıssada inançları uğruna canlarını ortaya koyarak yurtlarından çıkıp dağdaki bir mağaraya sığınan gençlerin durumu anlatılır. 2. Hz. Mûsâ ile Hızır’ın kıssası (60-82). Bu kıssada Hızır ile Hz. Mûsâ arasında geçen olağan üstü olaylar ve bunlarla ilgili açıklamalar yer alır. 3. Zülkarneyn kıssası (83-98). Bu kıssada takvâ ve adalet sahibi bir hükümdar olan Zülkarneyn’in batıya ve doğuya yaptığı seferlerle Ye’cûc ve Me’cûc’ün yeryüzüne yayılmasını önlemek için yaptığı set anlatılmaktadır. Sûrede ahlâk eğitimine yönelik temsilî anlatımlar da yer almaktadır. FaziletiKehfsûresinin fazileti hakkında birçok hadis rivayet edilmiştir. Bunlardan bazıları şöyledir: Berâ b. Âzib’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: Bir adam Kehfsûresini okuyordu, yanında da iki uzun iple bağlı bir at vardı. Derken bir bulut adamın üzerine doğru inmeye başladı. Bulut yaklaştıkça yaklaşıyordu. At bundan dolayı ürktü ve huysuzlandı. Sabaha çıkınca o zat Hz. Peygamber’e gelerek olayı anlattı. Resûlullah, “O, sekînettir (huzur verendir), Kur’an okunduğu için inmiştir” buyurdular (Buhârî, “Fezâil”, 11; Müslim, “Müsâfirîn”, 240; sekînet hakkında bilgi için bk. Bakara 2/248). Diğer hadislerde de Resûlullah şöyle buyurmuştur: “Kim, Kehfsûresinin başından on âyet ezberlerse deccâlden korunmuş olur” (Müslim, “Müsâfirîn”, 257); “Kim, Kehfsûresinin son on âyetini okursa deccâlin fitnesinden korunur” (Müsned, VI, 446); “Kim, Kehfsûresini indirildiği gibi okursa sûre, kıyamet gününde onun için bir nûr olur (Beyhak^, Sünen, III, 249).
Eshab-ı Kehf mağarası ile ilgili kısa izlenimlerimi kaynaklarıda kullanarak yukarıda açıklamaya çalıştım. Gerçekten de ibret alınması gereken bir olay yaşanmış ve Kuran-ı Kerim’de de önemine binaen bu konu detaylıca bahsedilmiş.
Hepimiz bu değerli, tarihi ve ibret alınması gereken yerleri görmeli ve ders almalıyız.
Bu gibi tarihi ve ibretlik yerleri görmeyenler var ise; bu yaz tatilini sadece denizlerde, kumsallarda ya da eğlence mekânlarında geçirmesinler lütfen. Haydi Afşin’e….
Kaynak: