Esenler Belediyesi’nin adından söz ettiren kültürel faaliyetleri, “Kültürel Dönüşümün Hikâyesi” adlı belgeselde toplandı. M. Tevfik Göksu’nun öncülüğünde gerçekleşen belgeselde, ilçedeki mekânsal, toplumsal ve kültürel dönüşüm tüm yönleriyle mercek altına alınıyor.
Hayata geçirdiği projeler ve kültürel etkinliklerle 7’den 70’e herkese ulaşan Esenler Belediyesi, “Kültürel Dönüşümün Hikâyesi” belgeseli ile ilçedeki değişimi gözler önüne seriyor. İlçedeki kültürel mekânların dönüşümü ve marka projelerin ele alındığı belgeselde bu çalışmaların toplumsal dönüşüme katkısı da ortaya konuyor. Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu’nun ilçedeki çalışmaları ele aldığı belgeselde alanında uzman isimler ve proje yürütücüleri, çalışmaları çeşitli yönleriyle ortaya koyuyor. “Bir Dönüşüm Hikâyesi” belgesel dizisinin kültürel çalışmalar bölümünü ortaya koyan belgesel, Esenler Belediyesi yayın organı Şehir Ekranı TV’de izlenebiliyor.
EN FAZLA DOLULUĞU OLAN SALON
Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, “Esenler’de ilk olarak mekânın değişmesi gerektiğini düşündük. Ama mekânın değişmesinden önce şehrin sosyolojik olarak toplumsal zihninde birtakım şeyleri hatırlatmamız gerektiğini fark ettik. Bunun için de dedik ki bu şehrin mekânsal dönüşümü yapılmalı ama mekânsal dönüşümden önce kültürel dönüşüm yapılmalı. Sosyal ve kültürel dönüşümü başaramazsanız mekânsal dönüşüm de hiçbir şey ifade etmez. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi, şu anda İstanbul’da salon doluluğu en fazla olan mekân haline geldi” ifadelerini kullandı.
MEKÂN İNSANA FARKLI BİR UFUK AÇIYOR
Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürü Hüseyin Cerrahoğlu ise, “Mekânsal dönüşüm deyince aklımıza ilk olarak kentsel dönüşüm geliyor. Ama biz mekânsal dönüşümü kültür sanat bağlamında düşündüğümüzde 2009 yılından bu yana Esenler’de olmayan Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi, Esenler Gençlik Merkezi, Dede-Torun Merkezi, İkinci Bahar Kıraathanesi ve Hanımlar Konağı gibi birçok mekân şehrin de çehresini değiştiriyor. İnsanların yaşadığı yerde mekânın da insana etkisi oluyor. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’ne 2014 yılında müdürlük olarak geldik. Onun da birçok avantajı oldu. Hem mekâna sahip çıkma hem çevresine sunduğu katkıyı bizzat görme şansımız oldu. İnsan önce mekânı inşa ediyor sonra o mekân insana farklı bir ufuk açıyor. Biz bunu başardık” dedi.
TARİHİ ŞAHSİYETLERE VEFA GÖSTERİYOR
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, Esenler’de sezonları tarihi bir kişiliğe atfetmenin önemine dikkat çekerek “Kültür ve sanat tarihleri açısından çok önemli isimlerin seçilmesini çok önemli buluyorum. Aslında bununla başkanın ve ekibinin dayandığı tarihi temelleri ve bu temel içerisinde de hangi söylemi esas aldığını gösteren bir tercih olarak görüyorum. Çünkü tercih edilen isimlere baktığımız zaman gerçekten kültümüzün, tarihimizin temel karakterleri olduğunu görüyoruz. Tarihi şahsiyetleri günümüze taşıyarak bir vefa sergilerken diğer yönüyle de kendini tarihe yaslıyor ve bir farkındalık oluşturuyor” şeklinde konuştu.
Gazeteci- yazar Yusuf Kaplan da “Medeniyet, kültür, ilim ve düşünce tarihimizin kurucu isimlerinin yapılan faaliyetlere adının verilmesi ve onların anılması, bir çabanın ortaya konması küçümsenecek bir şey değil. Bunun şehre katkısı, sürece bağlı olarak anlaşılabilir. Diğer belediyelerin de bunlardan beslenmesi söz konusu” diyerek düşüncelerini dile getirdi.
EN GÜVENLİ, EN GÖZDE VE EN PLANLI İLÇE
Prof. Dr. Sadettin Ökten Şehir ve Düşünce Merkezi Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Esenler Belediyesi’nin Türkiye için örnek bir belediyecilik sergilediğini kaydederek “Esenler Belediyesi gerçekten sadece ürettiği hizmetler, altyapılar, sağladığı istihdamla değil aynı zamanda kentsel bir vizyon ortaya koyması bakımından önemli bir ilçe. Bu nedenle Şehir ve Düşünce Merkezi’nin burada olması çok anlamlı ve önemli. Tevfik Beyden önce burası güvenlik ve gelişim açısından çok sıkıntılı bir yerleşim birimiydi. Burası artık İstanbul’un en güvenli, en gözde ve en planlı ilçelerinden biri haline geldi. Şehir ve Düşünce Merkezi gibi bazı düşünce kuruluşlarının buralara kimlik kazandırmasının yanı sıra o mekâna insanları sevdirmesi ve o mekanla insanın özdeşleşmesi sağlanıyor” dedi.