Görüntü kirliliği gün gittikçe artıyor!
Teknolojinin gelişmesi ve ekonomik gelirin artması insanlara faydasının yanında ne yazık ki birtakım zararları da beraberinde getiriyor. Havanın, suların ve toprağın kirlenmesi gün geçtikçe artmaktadır. Bunun yanında bir de “Görüntü Kirliliği” oluşmaktadır.
Yapılmış olan hatalar neticesinde çevrenin görüntü alanlarını rahatsız edici hale gelmesine “Görüntü Kirliliği” diyoruz.
Yani gözümüzün rahatsız olduğu her şey aslında bir görüntü kirliliğidir.
Sanayileşmenin hızla artması çevre kirliliğinin yanında görüntü kirliliğine de neden olmaktadır.
Nüfusun artması görüntü kirliliğini tetiklemektedir.
Çarpık kentleşme neticesindegörüntü kirlilikleri ortaya çıkarmaktadır.
Nüfusun hızla artması ve plansız kentleşme tüm dünyanın sorunu haline gelmekte ve görüntü kirliliğini ne yazık kibüyük oranda artırmaktadır.
Göze, ruhumuza ve görüntüye hitap etmeyen binaların sayısı gün geçtikçe artmaktadır.
Şehirlerimiz ise hala çevre düzenlemelerini bitirememişlerdir.
Köyler ve kırsal alanların çevre düzenlenmesinin olmaması ve gerekli hizmetlerin oralara götürülememesi şehirlerimizde nüfusun abartılı bir şekilde artmasına neden olmaktadır.
Özellikle de Avrupa’daki gelişmiş ülkeleri ziyaret ettiğiniz zaman köylerin ve kırsal alanların çevre düzenlemelerinin çok iyi olduğunu bu alanlarda yaşamanın bir ayrıcalık olduğunu rahatlıkla hissedebiliyorsunuz. Birde bizim köylerimizi düşünelim? Kaç kişi civar bir köye gidip orada bir gece geçirebilir?
Nüfusa göre binaların yapılması ama yeşil alanların olmaması tüm canlıların sağlığını tehdit etmeye başladı.
Binaların hızlı yapılması ve estetikten mahrum olmaları, tüm pencerelerinde ya da kapılarında ilanların, tabelaların olması görüntü kirliliğinidaha daartırmaktadır. Yabancı kelimeli tabelaları saymıyorum bile.
Özellikle de arabaların park problemleri gün geçtikçe büyüyor. Araba park yerleri bulamayan kişiler ise arabalarını gelişi güzel yerlere park etmektedirler.
Ne yazık ki engelliler için yapılan yaya yolları bile bu park edilen arabalar tarafından işgal edilmiştir. Yaya kaldırımlarında bırakın engelli vatandaşlarımızı biz bile yürüyemiyoruz artık.
Geceleri ise gözlerimizi yoran ve rahatsız eden ışık kirliliklerine maruz kalmaktayız. Nerde ise gözlük takmak zorunda kalacağız.
Binalarda veya dairelerde ise renk kirliliği almış başını gitmiş. Göze, ruha ve o bölgenin mimari yapısına uygun renkler seçilmiyor.
Televizyonlarda ki dizi kirliliklerini saymıyorum bile…
Giyim kirlilikleri, vücut bakımsızlığı kirliklerine ise ne diyelim peki…
Peki, bu görüntü kirlilikleri bizleri nasıl etkiler? Bu kadar üzerine düşmemize gerek var mı?
Tabiki var…
Başta hiç kimse hayatından memnun değil. Sihirli bir el insanları hatta tüm canlıları mutsuz ediyor.
Ya huzursuzuz ya da hayatımızdan bezmişiz.
Psikolojimiz bozulmuş.
Çalışma verimimiz azalmış.
Dikkat dağınıklığımız artmış.
İyi düşünemiyoruz. Her şeye kötü yönden bakıyoruz artık.
Her akşam ya başımız ağrır ya da mide rahatsızlıkları ya da başka çeşitli hastalıklar ile boğuşuruz.
Sinirler iyice gerilmiş, sağa sola çatma vakaları artmıştır. Her mahallede kavgalar, aile içi şiddet vs.,
İnanmıyorsanız bu akşamki haberleri izleyin derim. Ne demek istediğimi anlarsanız.
Sonuç olarak; bu görüntü kirliliklerinden tez vakit kurtulmamız gerekmektedir.
Yarın çok geç olur….
Prof. Dr. Hamdi temel