Hüseyin Koç, CHP’ye Veda etti
Esenler Cumhuriyet Halk Partisine yıllarını veren ve her kademesinde görev alan, partisi için hakarete uğrayan, darp edilen yeri geldiğinde pankart asmak için ağaçlara tırmanıp düşüp haftalarca hastanede yatan parti emekçisi Hüseyin Koç, evi ve ailesi olarak gördüğü CHP’den istifa etti.
İstifa kararını basın mensuplarıyla paylaşan Hüseyin Koç, duygusal anlar yaşarken ve yer yer gözleri doldu. Koç, aldığı ani istifa kararıyla birçok CHP mensubunu üzerken, parti yönetimi tarafında kendisine yapılan adaletsizlik haksızlık ve saldırılarında bir gün mutlaka ayyuka çıkacağını belirtti.
Hüseyin Koç istifasını şöyle dile getirdi
“Değerli basın mensupları, istifa kararım ani ve öfkeyle alınmış karar değildir. Bu açıklamayı yaparken yüreğimin sızladığını söylemek istiyorum. CHP’nin büyümesine engel olan; ‘az olsun bizim olsun’ anlayışı, günü kurtarmaya yönelik yönetim tarzı, birlik, beraberlik, emeğe sevgi ve saygınlığın olmadığı, özgürlüklere pranga vurulduğu yerde ben olmam! Maalesef ‘ CHP kadroları mevcut durumunu muhafazaya çalışma içindeler, bizim böyle bir anlayış içinde olanlarla bir arada olmamız uygun olmayacağını düşünerek çok sevdiğim, çare dediğim ve hiçbir karşılık beklemeden emek verdiğim CHP’den istifa ettim.
Mevcut ilçe başkanı ve yönetimi CHP’yi heyecan duyulmayan, içe dönük mücadele ile yetinilen, dini inançların hizmetine soktu, cemaatleşen bu çapsızlar CHP’yi Atatürk çizgisinden saptırdılar. Ayni yönetim, örgütü senden ve benden diyerek ayrıştırdı, ötekileştirdi, ne oldum delisi oldular. İlkesi, ideolojisi olmayan, değerlere saygı duymayan çapsız kişiler, benim gibi düşünen ve fikir üretenleri asla yönetemezler, onların sol düşüncede olan yöneticilere ihtiyacı var. Kimi kişisel çıkarlarını düşünürken, kimileri ise bilmeden birilerinin şahsı çıkarlarına hizmet eder oldu. Bu durumun bizim gibi sol ideolojinin hamurunda yoğrulanların elbette kabulü olamazdı. Parti içinde ki ahlaksızlıkları gizlemek veya kabullenmek bizim gibi sol düşünenlere yakışmaz, bu durumu kabullenmemiz kendimizi inkar etmiş oluruz.
Mevcut kadroların parti içi iktidar olma mücadelesi, bireyselleşerek kendi eşini veya bir akrabasını bir yerlere nasıl getiririm anlayışı CHP’nin ve solun önünde tehlikeli engel olduğunu gördüm. CHP’yi yönetenler dikmeyeceğim, ele geçirenlerle iktidar olunmaz. Bu durumdan, fevkalade rahatsızlık duyuyordum ki rahatsız olduğum eleştiri ve önerilerimi de gerekli yerlere bildirmeme rağmen dikkate alınmayışı istifamın sebeplerinden birisidir. Hak, hukuk, adalet diyen CHP, haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik yapanlarla kuşatılmış. Tarafımıza yapılan çirkin saldırıları şahitleri ile birlikte partinin en yüce organlarına bildirmeme rağmen gereği yapılmadığı gibi ben ve arkadaşlarıma hesap kesilmek istendi. Biz hesap vermeyiz, hesap sorarız, çünkü haklıyız.
CHP’de görev yaptığım günden bugüne kadar görev ve sorumluluk bilinciyle hizmet ettim. Meclis üyesi Mustafa Usta gibi partili olan biz gazeteciler CHP’li olmanın ne demek olduğunu bilerek yaptığımız her işin hakkını verdiğimize inanıyoruz. Esenler’de yalnız CHP’lilerin değil tüm halkımızın teveccühüne mazhar olduğumuza inanıyorum. Ülkenin ve halkımızı menfaatlerine olmayan hiçbir olayı tasvip etmeyen birisiyim. Siyasi yaşamımda şahsi hiçbir karşılık beklemeden, siyasi kaygı gütmeden üyesi olduğum ve eski ilçe başkan yardımcılığı görevlerinde bulunduğum süre içerisinde CHP’nin her kademesinde ve her alanda etkin temsil ve tanıtımını yaptım.
Yeri geldi pankart asarken direkten düştüm, yeri geldi iktidar güçlerinin saldırısına uğradım, darp etildim ama hiç yılmadım gocunmadan mücadele ettim. Esenler Belediyesinin imar yanlışını Meclis üyemiz Mustafa Usta yakaladı, ben ve gazeteci Hasan Gürsoy yazarak, gündeme getirdik. Usta’nın yanında yer aldık, ne olduysa bundan sonra oldu. Bu yanlış imar mevzuatının sahiplenilmesi ve siyasi basamak yapılması doğrultusunda mevcut ilçe başkanı Ütebay, eşi hanımefendi eski PM üyesi, benim onayımla belediye meclis üyesi yaptığım Kemal Şahin ve ilçe yönetim üyeleri görev değil hasiyet ve onur cellatlığı yaptılar. Bu konuyu partimiz yararına ön gören ve kişisel siyasete malzeme yaptırmayan bizlerin seçme secimle hakkı gasp edildi ve ilçe kongresi öncesi disipline verilerek bedel ödedik. Bir anlamda bu yolsuzluğun üzerine parti menfaatlerini gözeterek gidişimiz böyle mükâfatlandırıldı. Elbette imar yolsuzluğu önemliydi, bir o kadar da önemli olan parti içi iktidar yarışında üstünlük sağlamaktı. Bizler bu yarıştan imar yolsuzluğundaki tutum ve tavırlarımız üst yönetime bilgisiz kara cahillerin, yalan yanlış iftira ve karalama politikalarıyla aktarılarak yargısız infaz edildik.
Tüm söylenenlerin aksine bu imar yolsuzluğu ile ilgili belediye meclis üyesi Mustafa Usta, partili duruş gereği davayı Danıştay’a kadar taşıdı. Danıştay Usta’nın başvurusunu haklı görmüş ve davayı bozarak yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Haklılığımız bu kararla tescillenmişti. Ne hikmetse hakkımızda asılsız suçlamalar, karamalar da bulunanlar haklılığımız tescillenmesine rağmen, bizim emeğimiz üzerinden siyasi rant sağlamaya kalkıştılar. İlçe başkanı Ütebay gibi zavallılar, Danıştay’ın kararını ve yapılan mücadelenin kendilerinin başarısıymış gibi davranarak siyasi ahlaksızlık yapma yolunu tercih ettiler. Tarafımıza iftira attılar, ispat etmeyen müfteridir dedik, kendileri şu an itibariyle müfteridirler. Biz ilçe başkanı ve yönetimi gibi siyasi gelecek kaygısı içinde değiliz. Partimizin ve halkımızın yararına kullanılması gereken bir meselenin, siyasi çıkar peşinde harcandığı için kızgınız.
CHP’yi mevcut ilçe yöneticilerinden, hatta il yöneticilerinden daha fazla kucakladım ve savundum. Öyle günlerim oldu ki parti çalışmalarından dolayı evime aileme ayıracağım zamanım olmadı. Partime maddi ve manevi desteğimi ailemin önünde tuttum. İktidarın yanlışlarını gazetemde yazdım, her platformda partimin programını savundum.
Belediye meclis üyemizle AKP’lilerin yanlış uygulamasını mahkemeye taşıdık ve mahkeme kazandık. Ben 544 parseli mahkemeye taşıyan meclis üyemizin haklı olduğu meselede yanında dururken ilçe başkanı Bülent Ütebay beni tazminat talebiyle mahkemeye verdi. Elbette mahkemede kendisine ve avukatı hanım ağaya gerekli derslerini vereceğim.
Önceden olduğu gibi kimselere eyvallah demeden özgürce, tarafsız ve ilkeli gazeteciliğime devam edeceğim. Siyasete dönüşüm belki, CHP’nin ilkesiz ve çapsızlarının bıraktığı gün, bana ihtiyaç duyulduğu gün varım” şartlarım ise elbette olacak…
Şu anda ayrılışıma elbette çok üzülen Cumhuriyet Halk Partililerin olduğunu biliyorum. Ben buradan beni seven ve sayan çok değerli Cumhuriyet Halk Partililere sevgi ve saygılarımı sunuyorum” diye konuşarak vedasını dile getirdi.
Haber/ Serkan Basut