Tarihe ve tarihi olaylara yön veren, etkin olan ve yaptıklarıyla da bedel ödeyen/ödemiş kimseler vardır. Milliyeti ve dini olaylara girmeden doğru ve hayata isabetli dokunuşlara vesile olan düşünceleri ortaya koymak birçok kimsenin temel amaçlarından olmuştur. Hani böyle mi düşündü bilmiyoruz ama düşüncelerinden dolayı kilise otoritesi tarafından cezalandırılanlardan biri de yakılarak öldürülen Giordano Bruno’dur (1548- 1600).
Toplumsal, sanatsal, kültürel ve edebi alanlarda iyileştirme olarak planlanıp gerçekleştirildiği söylenen Rönesans felsefesini biçimlendiren filozofların en önemlilerinden biri olan Bruno’nun evrensellik düzeyinde ortaya koyduğu“iki şey” öğretisi eminim hem kendi zamanına etki etmiş olup bugünlere de kulağa küpe olacak cinsten nasihatlerdir. Hatta insanoğlunun varoluşu süresince de geçerliliğini koruyacak öğütlerdir. Dediğimiz gibi doğrular kimden gelirse gelsin alırız ve hayatımıza da tatbik etmekten imtina etmeyiz.
İsmini zikrettiğimiz filozofun “iki şey” öğretisindeki değindiği şeyleri çok dikkatli olarak okurken, film şeridi değerlendirmesi yapmanızı da rica ediyorum:
Şu iki şey kalitesiz insanın özelliğidir. Bunlar:Şikâyet etmek vededikodu yapmaktır. Bu ikisi arasına sıkışarak yaşayan kimselerin ne bugünleri ne de yarınları istendik güzellikte olamaz. Tıpkı dünlerinin bugünleri olduğu gibi.
Çözümsüz görünen problemleri bile şu iki şey çözer. Bunlar: Bakış açısını değiştirmek ve kendini karşındakinin yerine koyabilmektir. Empatik ve pozitif yaklaşmak huzurun reçetesindeki eksilmez tedavi etkin maddelerindendir.
İki şey yanlış yapmamızı engeller. Bunlardan biri şahıs ve olayları akıl ve kalp süzgecinden geçirmek olup diğeri de hak yememektir. Bu iki nokta kaliteli yaşamın mihenk taşlarındandır.
Kişileri şu iki şey gözden düşürür. Bunlar: Demagoji (laf kalabalığı) vekendini ağıra satmaktır (övmek, vazgeçilmez göstermek).
Nitelikli insan şu iki şeyi yapar. Bunlar:İradeye hâkimolmak ve uyumlu olmaktır. İrade başlı başına bir güç olup kendini kullanan sahibini asla yarı yolda bırakmaz.
İki şey insanı ekstra değerli kılar. Bunlar:Hitabet ve diksiyon eğitimi alarakanlayarak hızlı okumayı öğrenmektir. Hitap ve diksiyon ne kadar güçlü olursa ilgilenmek ve etki etmek o denli yüksek olur.
İnsanı şu iki şey geri bırakır. Bunlar:Kararsızlık ve cesaretsizliktir. Kararsız bir yaşam tatsız tuzsuz yemek gibidir. Cesaret yoksunu kimselerde yeniliklere pencere açamayan ve hatta pencerelerini sıkı sıkıya kalın perdelerle kapatanlar gibidir.
İki şey ömür boyu boşa kürek çekmemeyi sağlar. Bunlar:Baskın yeteneği bulmak ve sevdiğin işi yapmaktır.
İki şey başarının sırrıdır. Bunlar:Ustalardan ustalığı öğrenmek ve kendini güncellemektir. Mahir olandan maharetin sırlarını öğrenmek ve katma değer oluşturmak için kendini güncel tutmak aynı zamanda erdemliliktir.
İki şey başarıyı mutlulukla beraber yakalamanın sırrıdır. Bunlar:Niyetin saf olması ve ruhsal farkındalıktır.
İki şey seni milyonlarca insandan pozitif yönde farklı kılar. Bunlar:Sorunun değil, çözümün parçası olmak ve hayata ve her şeye yeni (özgün, orijinal, farklı ve yapıcı) bakış açısıyla yaklaşabilmek.
İki şey gelişmeyi engeller. Bunlar:Aşırılık (mübalağa, abartı, ifrat) ve felakete tellallık yapmaktır. Toplumu oluşturan kurum ve kurumdaki bireylere doğru bir projektör tutarsak ne demek istendiği daha net anlaşılacaktır.
İki şey hayatımızda çözümünkilometre taşlarıdır. Bunlar:Tebessüm (gülümseme) ve sükût etmektir(susmak).
İki şeyin değeri kaybedilince anlaşılır. Bunlar:Anne ve babalarımızdır. İki büyük nimete hürmetsizlik acı sonun müsebbibidir.
İki şeyi geri almaya imkânınız ve muktedirliğiniz yoktur. Bunlar:Geçen zaman ve söylenen sözdür. Ne demişti Hazreti Ali Efendimiz: İnsan söylediği sözün esiri, etmediği kelamın ise hakimidir.
İki şey ulaşmaya değer şeylerdir. Bunlar:Sevgi ve bilgidir.
İki şey “hayatta önemli olan her şey” içindir. Bunlar:Nefes alabilmek ve nefes verebilmektir.
Sevgili dostlar yazımızın başında da dediğimiz gibi doğrular ve kullanılabilinir nasihatler kimden gelirse gelsin alıp kullanmaya gayret ederiz. Yaşama gayemiz ilahi rızaya nail olmaksa helal dairesinde alacaklarımızı alıp mutlu sona ulaşmayı da başarmasını bilmeliyiz.
Kalın sağlıcakla…
Gökmen CAN-Eğitimci Sosyolog