Japon deprem uzmanı yüksek mimar Yoshinori Moriwaki, 2. Esenler İyilik Fuarı’nda düzenlenen söyleşiye katıldı. “Depreme Karşı Alınacak Önlemler” konulu söyleşide konuşan Moriwaki, “Japonya’da deprem dahil neredeyse tüm afetler görülüyor. Afetlere her zaman hazırlıklı olmalıyız. Doğayla arkadaş olmalıyız” dedi.
Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 2’cisi düzenlenen İyilik Fuarı, alanında uzman isimleri ağırlamaya devam ediyor. Fuarda gerçekleşen söyleşinin konuğu bu kez Japon deprem uzmanı yüksek mimar Yoshinori Moriwaki oldu. Moriwaki, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından deprem ile ilgili merak edilen soruları yanıtlayarak alınacak önlemleri anlattı. Moriwaki ayrıca beklenen İstanbul depremine ilişkin ortaya çıkacak risklere değindi.
TÜRİYE’DEKİ DEPREMLER DOMİNO TAŞI GİBİ
Türkiye’deki depremlerin domino taşı etkisi gösterdiğini belirten Moriwaki, “Türkiye’den Kuzey Anadolu fay hattı geçiyor. Erzincan’da 1939’da bir deprem oldu. 1999’da Gölcük- İzmit depremi oldu. Bu deprem Gölcük, Değirmendere, İzmit, Adapazarı gibi illeri etkiledi. Sonra 2011’de Van’da deprem oldu. Marmara’da 4 bölge tehlikeli diyebiliriz. 7 şiddetinde bir deprem 100 senede bir oluyor. Dolayısıyla Marmara Bölgesi’nde 100 senedir deprem olmayan noktalar var. Bunlardan birisi Bursa- İnegöl. İkincisi Adalar. Üçüncü nokta ise Silivri tarafı. Dördüncü nokta da Çanakkale adalarının güneyi” ifadelerini kullandı.
BİZİM EVLERİMİZ İNSANI KORUYOR
İstanbul’da gerçekleşecek olası depreme karşı Japon grubu olarak birinci ve ikinci köprülere güçlendirme yaptıklarını söyleyen Moriwaki, “Şu anki teknolojide depremin ne zaman ve hangi şiddette olacağını tahmin etmek zor. Eskiden nerelerde depremler oldu? Bunlara bakıp bir tahmin yapabiliyoruz. Ama 100-150 senede bir kere geliyorsa bunu tahmin edebiliriz. Onun için şimdiden depreme hazırlıklı olmalıyız. Japonya’da her gün deprem var. Japonya bina olarak depreme tam dayanıklı binalar yapıyor. Deprem olunca siz evin dışına kaçarken Japonya’da binaların içine kaçılıyor. Çünkü bizim evlerimiz insanı koruyor. Aslında böyle olması lazım. Ben bir inşaat mühendisi olarak, bu bölümü okuyan çocuklara bunu söylüyorum” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
KİŞİSEL ÖNLEMLERİ ARTIRMALYIZ
“Kişisel olarak ne yapmalıyız? Bunu düşünmemiz lazım. Binanın zemini kaya zeminiyse deprem hızlı gidiyor, dalga az oluyor. Yumuşak zeminde deprem yavaş gidiyor, dalga büyük oluyor. İstanbul’da boğazın iki tarafında, Anadolu yakasında Ataşehir’den Karadeniz tarafına doğru, Avrupa yakasında Beşiktaş, Şişli, İstinye yani boğaza yakın taraflar sert zemin. Riskli yerler ise Ataköy’den deniz tarafında kalan yumuşak zeminler. Oturduğumuz yerin zemini nasıl? Bunu bilmeliyiz. Yumuşak yerlerindeyse binanın ruhsatı var mı? İskânı var mı? Kaçak binalarda sıkıntı olabilir. Bir de 2000’den önceki binalara bakmak lazım. Hem zemin kötü hem kaçak bina hem de 2000 yılından önceyse o zaman daha kontrollü olmak lazım. Özellikle Kahramanmaraş’ın ova tarafında sıkıntı oldu. Dağ tarafında ise sıkıntı olmadı. Kayanın üzerinde olan kötü binalar da çökmedi. Yönetmelikler ne kadar iyi olursa olsun uygulanmıyorsa sıkıntı olur. Japonya’da 4 tane adada yanardağ var. Fırtına, tayfun gibi afetler de görülüyor. Japonya’da her afet var. Doğayla arkadaş olmak lazım. Hazırlıklı olmak lazım.”
Evlerde en fazla riskli yerlerin merdivenler olduğunu belirten Moriwaki şunları kaydetti:
“Kurtarma ekipleri yataklarının yanında yaşam üçgeninde kalan çok kişiyi kurtardı. Ben yatağımın yanında su şişesi bulunduruyorum. Düdük de çok önemli. Düdük metal olmalı, plastik düdükler kırılabilir.”