Karaciğer vücuttaki toksik yani zararlı maddelerin vücuttan uzaklaştırılması, kanın pıhtılaşması, önemli protein ve sentezlerin gerçekleştirilmesi bakımında hayati öneme sahip bir organdır. Eğer karaciğer işlevini yerine getiremiyor, karaciğer yetmezliği yaşanıyorsa tek çözüm karaciğer naklidir. Çünkü sağlıklı olarak çalışan bir karaciğer olmadan kişi hayatına devam edememektedir.
Karaciğer nakli beyin ölümü gerçekleşmiş donörden alınan karaciğer ile de yapılabilmekte, canlı donörün karaciğerinin bir parçası alınarak da nakil gerçekleştirilebilmektedir. Beyin ölümü gerçekleşmiş kişinin (kadavra) karaciğerinin alınmasıyla yapılan nakile kadaverik karaciğer nakli denilmektedir. Canlı donörün karaciğerinin bir parçasıyla alınarak yapılan nakil ise canlıdan karaciğer nakli denilir. Canlıdan karaciğer nakli için genelde hastanın yakınları tarafından gönüllülük olmaktadır. Lakin yakını olsun veya olmasın canlı donöre gerekli olan tetkikler yapıldığı taktirde uygun bulunan karaciğerin nakli gerçekleştirilir.
Tıbben yapılan en küçük operasyonların bile riskleri bulunmaktadır. Dolayısıyla karaciğer naklinde de bir takım riskler bulunmaktadır, bu risklerde hastanın sağlığı ile doğru orantılı olmaktadır. Lakin karaciğer naklinin riski çok düşüktür. Kabul edilen bu risk oranı ise %1’dir. Karaciğer kendini yenileyen bir organ olduğu için, karaciğerinin bir bölümünün alınması vericide risklere neden olmamaktadır. Hatta 10 gün içerisinde taburcu olabilmektedirler. Nakil sırasında da bir komplikasyon ile karşılaşılırsa ameliyat direkt durdurulabilir ve açılan kesi kapatılabilir. Bu bakımdan son derece düşük riske sahip bir nakildir.
Alıcı için ise ameliyat sonrası bir takım komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Hastanın vücudu organı kabul etmeyebilir. Bu durumun önüne geçmek için bağışıklık sistemini baskılayıcı bir takım ilaçların en az 10 yıl hatta ömür boyu kullanılması gerekmektedir. İlaçlara rağmen hala bu sorunun önüne geçilemez ise, doğru zamanda yapılan müdahale ile tedavi edilebilmektedir.
Karaciğer hastalıklarına bakıldığı zaman akut böbrek yetersizliği sık sık görülmektedir. Çünkü böbrek ve karaciğer birlikte çalışarak vücuttaki zararlı maddeleri uzaklaştırarak, vücut için gerekli olan enzimleri salgılarlar. Birinde meydana gelen hasar diğer organı da etkilemektedir. Karaciğerde meydana gelen yağlanma kronik böbrek yetersizliğini salgıladığı enzimlerle %50 ve üzeri oranında arttırmaktadır. Dolayısıyla hastalığın nedeninin ve altyapısının doğru teşhisi yapıldığında, sadece böbrek nakli değil aynı zamanda karaciğerinde naklinin gerekli olduğuna karar verildiğine, böbrek naklinin ve karaciğer naklinin aynı anda yapıldığı örneklere rastlayabiliriz.