Yeşilçam’ın güldüren yüzü Kemal Sunal, aramızdan ayrılışının 20. yılında Esenler’de düzenlenen “ Yeşilçam’ın Güldüren Yüzü Kemal Sunal ” başlıklı anma programında anıldı.
Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü çevrimiçi platformlardaki kültürel etkinliklerine devam ediyor. Kemal Sunal’ı vefatının 20. yılına özel hazırlanan programa, sinema yazarı Suat Köçer ve Ahmet Deydin konuk oldu. Esenler Kültür Sanat YouTube kanalından ve Şehir Ekranı üzerinden canlı olarak yayınlandı.
100’e Yakın Filminin Hepsi Unutulmazlar Arasında
Kemal Sunal’ın Türk sinemasındaki yerinin sadece bir dönemi kapsamadığı, her kuşağa hitap edebilen bir çizgide olduğu, Türk sinemasının atmosferinde büyüyen insanların çoğunun Kemal Sunal karakteriyle mutlaka bir ilişki kurduğunu söyleyen Suat Köçer, “Kemal Sunal aslında 55 yaşında, genç denilebilecek bir yaşta hayata veda etti. Ancak buna rağmen 100’e yakın filmi var. Pek çoğu unutulmazlar arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı.
Kemal Sunal denilince akla Şener Şen, Ayşen Gruda, Adile Naşit ve Münir Özkul gibi isimlerin geldiğini ifade eden Köçer, “Türk sinemasının 1970’li, 1980’li yıllardaki üretiminde dostluk ve yakın arkadaşlık var. Bir eve kapanıp senaryo okumaları yapmak, o filmi uzun süre çalışmak gibi alışkanlıklar var. Dönemin oyuncuları insanlara neyin sempatik geleceğini ve neyin olmayacağını ölçtükleri için film senaryosu da ortak bir mutabakat halinde üretim aşamasına geliyor” dedi.
Türk Sinemasının Her Dönemine İz Bırakmıştır
Kemal Sunal’ın filmografisinin sadece Yeşilçam olarak değerlendirilmesinin doğru olmayacağını belirten Ahmet Deydin, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yeşilçam dediğimiz evren aslında 1990’lara doğru tümden sona erdi. Kemal Sunal’ın kariyeri açısından da 1970’li yılların sonundan 1980’li yılların ortalarına kadar farklı farklı yönetmenlerle çalışmış olsa bile yakaladığı kendine has bir çizgi var. Bu açıdan baktığımızda Kemal Sunal’ın Türk sinemasının her döneminde bir izi olduğunu söyleyebiliriz. Kemal Sunal’ın o dönemde rol aldığı filmleri bugün istesek de çekemeyiz. O filmleri özel fanuslarda koruyoruz. Her karşımıza çıktığında da saygı duruşunda bulunur gibi o filmleri izliyoruz. Öyle bir çekiciliği var bu eserlerin.”
O Dönemlerde İlişki Tarzı Doğrudan İletişimdi
Kemal Sunal’ın canlandırdığı karakterlerin toplumun içinde yer alan gerçeklikle örtüştüğünü, filmlerinin hep tazeliğini korumasının nedenleri arasında bu gerçeklik ve doğallıkta sinemaseverlerin kendisinden bir şeyler bulması olduğuna değinen Deydin, “O dönemde insanların ilişki tarzı doğrudan iletişim, doğrudan birliktelikti. O sıcaklığı şu an bulmak pek mümkün değil diye düşünüyorum. Dolayısıyla sıcak insan ilişkileri haliyle biraz matrak, insanı yorabilen ama yine de en nihayetinde insanın merkezde olduğu bir hikayeyi karşımıza çıkarıyordu. Kemal Sunal tiyatro kökenli bir insan olmakla birlikte sinemada yıldız payesine erişmiş bir insandı. Günümüzde maalesef sinema o dönemki popülaritesini koruyamadı. Yeşilçam’ın önde gelen simalarından birisi olan Kemal Sunal’ı bugün sinema özelinde var eden o iklim günümüzde bulunmuyor. İnsanlar mizahın da pek çok çeşidine doydu. Bütün bu bileşenler bize Kemal Sunal filmlerinin çok kıymetli olduğunu ispat ediyor” diye konuştu.
Kemal Sunal Bir Halk Kahramanıydı
Kemal Sunal’ın canlandırdığı karakterlerin içinde bulunduğu toplumla eş zamanlı olarak değişim gösterdiğini ifade eden Ahmet Deydin, şunları söyledi:
“1970’li yıllarda insanların geçim sıkıntısı çektiğini Yüz Numaralı Adam filmindeki karakteriyle anlatıyor. Varoşlardan çıkmış bir adamın bir anda reklam dünyasının yıldızı haline gelmesi fakat bu reklam dünyasında sunulan ürünlerin çok iyi olmayabileceğini ele alıyordu. Çöpçüler Kralı filmindeki ‘Ekmek çıktı’ repliğini hala insanlar kahkaha ile anıyorlar. Kemal Sunal’a filmografisine baktığımda bir halk kahramanı diyebilirim. Hiçbir zaman toplumdan kopuk bir noktada değil. Halkın içinden gelen karaktere hayat vermiş bir isim.”