Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü tarafından 2021 yılında yayın hayatına kazandırılan Litros Sanat Gazetesi, Türkiye’nin ‘dijital kültür sanat gazetesi’ olma misyonuyla “Litros Sanat Konuşmaları”na ev sahipliği yapıyor. İlk programda Yeşilçam’ın unutulmaz filmlerinin senaristi, mütefekkir Ayşe Şasa ele alındı.
Özel dosya haberleri, röportajlar, köşe yazıları ve güncel kültür sanat haberleriyle zengin bir içeriği meraklıların ilgisine sunan Litros Sanat Gazetesi, ‘Litros Sanat Konuşmaları’ programına ev sahipliği yapıyor. Her sayıda işlenen dosya konularının ve kültür sanat gazeteciliğine dair güncel gelişmelerin ele alınacağı programın ilkinde Yeşilçam’ın unutulmaz filmlerinin senaristi, mütefekkir Ayşe Şasa ele alındı. Vefatının 10. yılı nedeniyle son sayısında Şasa’yı kapağa taşıyan gazetenin tüm yönleriyle ele alındığı program, Taksim Camii Kültür Sanat Merkezi’nde bulunan Taksim Kahve’de gerçekleşti. Moderatörlüğünü gazete editörü Rabia Bulut’un üstlendiği programda Şasa’yı yazarlar Cihan Aktaş ve Suavi Kemal Yazgıç anlattı. Katılımcılar Aktaş ve Yazgıç’a sorularını yöneltti.
Programın moderatörlüğünü üstlenen Rabia Bulut, “Litros Sanat bir dijital kültür sanat gazetesi. Biz de okuyucularımızla ve muhabirlerimizle gazetede ele aldığımız meseleleri konuşalım istedik ve Litros Sanat Konuşmaları’na başladık. Ayşe Şasa’yı 2014 yılında kaybettik. Onu bir kez daha rahmetle anıyoruz. Ayşe Şasa, düşünce insanı, senarist, yazar, muhabbetli ve birçok dönüşümü barındıran bir isim. Hayatında birçok hakikatin ve arayışın izlerini görüyoruz. İlk programımızda manşet haberimde ele aldığım Şasa’yı konuşacağız” dedi.
Yazar Cihan Aktaş, “Rahmetli Ayşe Şasa ile konuşmalarımızda her zaman vurguladığı bir şey vardı. Birincisi hatırlamayı unutmamak. Yani hafızamızın boşaltılmasına izin vermemek. Onun kelimesi fetih değil keşifti.İkincisi ise çok güçlü ve derin bir kültüre sahip olmak için sürekli çalışmak. 1990’larda sinema üzerine çalışmaya başlamıştım. Eşimle İran’a gidip orada yaşadım yıllarca. İran sinemasına ilgi duyduğumdan İran sineması üzerine çalıştım. İlk metinlerim de Dergah Dergisi’nde yayınlandı. Ayşe hanım da o sıra Dergah Dergisi’nde yazıyordu. Yazıları da çok büyük bir etki oluşturuyordu. Burjuva bir kadının başörtüsü örterek mütedeyyin camiaya karışması çok rastlanan bir vaka değildir. Söyleyeceği çok şey vardı. Çok acı çekmişti. 11 yaşım ile 18 yaşım arasında izlediğim pek çok filmde senarist olarak onun imzası vardı. Sonrasında aynı dergide bulunup 90’larda evine ziyaret gittim” diyerek Şasa’yla olan anılarını ve düşüncelerini anlattı.
Suavi Kemal Yazgıç, Şasa’nın eserleri için şunları söyledi:
“Şebek romanı, figüran olarak yer aldığım bir hikâye. Ben Ayşe Şasa’nın yanında şımarma ve ortalığı karıştırma hakkına sahip olduğum için kenarda bir defter buldum. Şasa, ‘Ben bunu unutmuşum’ dedi. O da ‘Şebek’ romanıydı. Bu romanın devamını yazmayı düşünüyordu. Bazı notlar da almıştı. Kurtuluş Kayalı Ayşe Şasa’nın çok eski yazılarından bahseder. Yani Ayşe Şasa külliyatı henüz tamamlanmadı. Rüya Sineması kavramından Şasa pek memnun değildi. O kitabın içinde kendi yazısıyla yer aldı. Sonraki baskılarında da yazısını geri çekmedi ama Rüya Sineması’nın kavramsallaştırmasına karşıydı. Çünkü bu kavramın poetik olarak incelenmesinin çok zor olduğunu, bu muğlaklığın anlamlı bir zemin oluşturma konusunda zarar verici olduğunu düşünüyordu.”