“Puslu olmayan bu kitaptaki kişi ve karakterler hayal ürünü olmayıp gerçeklerle birebir ilişkisi bulunmaktadır!”
Gazetemiz yazarlarından Eğitimci Sosyolog Gökmen CAN’dan çok önemli bir eser daha, siz okuyucularla buluşmak için son sürat yolculuğuna devam ediyor. Akasya Yayınlarından çıkan “Bu Kitapta Sen Varsın” adlı ilk eserinden sonra yazdığı 6. Kitabı olan “LİYAKATSİZLER” adlı kitap çok titiz bir çalışmayla sona doğru yaklaşmaktadır. Okuyuculara çok şey kazandıracak ve Adana’dan Sinop’a, İzmir’den Hakkari’ye, Edirne’den Van’a okuyan herkesin çok beğeneceğini öngördüğümüz kitap hakkında yaptığımız röportajda yazarımız Eğitimci Sosyolog Gökmen CAN şunları söyledi.
”Öncelikle çok büyük bir sorun olarak karşımızda duran, yaşamımıza çok büyük olumsuz tesirler eden ve adeta sürekli kanayan bir yara olan “liyakatsizlik” konusunu neden seçtiğimi zikretmek istiyorum. 2019-2021 yılları arasında yaşadığım iki yıllık süre elli yıllık hayatımızın belki de en çok tecrübe kazandıran yılları olmuştur. Yaptığımız çalışmalar ve hayat sürdürme kulvarlarındaki sözde paydaşlarımızın davranışları, tutumları ve milletimizin başına çöreklenmiş çirkef zihniyetleri, bizim böyle bir feryadı seslendirmemize sebep olduğunu söylersek yanlış olmaz. Feryat diyorum çünkü “liyakatsizliğin” bir devletin bir milletin başına gelebilecek tüm kötülüklerin ana nedeni olarak görüyorum. Ehil olmadığı halde teslim edilen makamların, işlerin altında hem başkalarını ezerken kendisinin de ezildiği insanların, bir ülkeyi müreffeh bir yapıya kavuşturamayacağını adımızı bildiğimiz gibi bilmekteyiz. Kişilik bunalımları yaşayan, karakteri oturmamış, rüzgârın estiği yöne doğru yatmayı kendine bir yaşam felsefesi olarak seçmiş kimselerin varlıkları hem kendileri hem aktif bulunduğu gruplar ve kurumlar hem de toplum ve bir cümle insanlığa külliyen zarardır. Bunu, yani bu kokuşmuşluğu temizlemeden, bu bataklığı kurutmadan rahat nefes alacağımızı, estetik duygular içerisine gireceğimizi düşünüyorsak da kendimizi kandırmayalım. Ehil olmayan ellerde gül de heba olur lalezar da.”
Okuyacağınız bu kitabımızın her bölümünde sizlere tecrübelerle sabit olan, müşahede edilmiş olan olayları anlatınca “gerçekten de bu kadar da olmaz” diyeceğinize inanıyorum. İstanbul’undan Hakkâri’sine, Sinop’undan Adana’sına, İzmir’inden Van’ına varıncaya kadar herkes bu kitaptaki olayları okuduğunda kendi yaşam alanlarındaki çivi çıkmışlığını görecektir. Mesele birilerini hedef gösterme değil. Mesele birilerini küçük düşürmek değil. Mesele insanları itibarsızlaştırmak değil. İnanın mesele; rastladığımız insanları daha iyi anlayabilme, kimlerle hangi yolların gidilebileceğinin öngörüsüne sahip olma, her an karşımıza çıkabilecek olan liyakatsizleri iyi tanıyıp hayatımızı zehir etmelerine müsaade etmememiz meselesidir. Bu noktada kendimi bu eseri oluşturmaya mecbur hissettim. Gerek insan, gerek sorumluluk duygusu taşıyan bir vatandaş, gerek yetkin ve etkin bir eğitimci ve toplumun refahı için kafa yoran bir sosyolog olarak bilgi ve tecrübe paylaşımını isteyerek yazdığımız bu eserimizin çok makbule geçeceğine inanıyorum.
Liyakat konusu aslında herkesin dilinde pelesenk olduğu kadar basit ve duya duya değersizleşen bir kavram olmaması gerekir. Belki çok basit gelecek ama içi boş olmayan, dopdolu olan şu ifade zannedersem liyakatin ne kadar da elzem ve önemli olduğunu sizlere gösterecektir: Liyakat; öncelikle bireyin kendisine, sonra ailesine, sonra akrabalarına, komşularına, köyüne, ilçesine, iline, bölgesine, ülkesine, yani aslında topyekûn insanlığa gerekli olan bir husustur. Ölene kadar da bu hususu göz önünden eksik etmemeliyiz.
Şimdiden gösterilecek teveccühe çok teşekkür eder en az sabırsızlıkla bekleyen okuyucularımızın mail ve mesajlarındaki duygularını kat be kat yaşadığımızı belirtmek istiyorum. Şimdiden tüm milletimize ve memleketimize hayırlara vesile olsun.