Medya, toplumların şekillendirilmesinde ve toplumsal kontrolün sağlanmasında güçlü bir araçtır. Daha doğrusu, müthiş acayip bir silahtır. Hatta acayip bir kukla, tam eğitimli terbiyeci, işini iyi yapan bir yönlendiricidir. Bu patlamaya/patlatılmaya her an hazır olan kontrolü ve karşı koyulması çok güç olan bu gücün kaynağı, bilginin hızlı yayılımı ve geniş kitlelere ulaşma/ulaştırma özelliğine sahip olmasındandır. Lakin “medya” dediğimiz hayat arenasındaki kontrolü güç savaşçı, yalnızca bir bilgi paylaşım platformu değil, aynı zamanda ideolojilerin, kural/kanun ve normların oluşturulmasında, toplumsal davranışların şekillendirilmesinde de önemli bir rol üstlenicisidir. Bu yazımızda, son yirmi, yirmi beş gündür ülke gündemin tek maddesi olarak sadece bir konunun belirlenip, gözden “kaçırtılması” gereken şeyleri “gözlerden uzak tutmanın” gayretlerinin ne denli komplike ve sistematik bir güç olduğunu ya da böyle görülmesi ve düşündürülmek istenmesi konusunu irdeleyeceğiz.
Medyanın Rolü ve Gücü
Şöyle bir tarihsel yolculuğa çıkarsak medyanın, tarih boyunca varlığını farklı biçimlerde gösterdiğine şahit oluruz. Süreli ve süresiz yayınlar, radyo, televizyon ve günümüzde dijital medya platformları medya varlığının farklı platformları ve ayaklarıdır. Her dönemde, medyanın gücü bilgiye erişim hızını ve yayılımını artırmıştır. Özellikle dijital çağda, sosyal medya platformları ve haber siteleri, toplumun bilgiye anında ulaşmasını sağlarken, aynı zamanda bireylerin davranışlarını, düşünce yapılarını ve dünya görüşlerini doğrudan etkileyebilecek bir araç haline gelmiştir. Gücü elinde bulunduranların en önemli silahlarından biridir. Aslında medyayı silah, konuları da kurşun olarak görebiliriz.
Geleneksel medya dediğimiz radyo, televizyon, gazete ve dergiler, devletlerin, siyasi partilerin ve büyük şirketlerin birer propaganda aracı olarak kullanılabilmiştir. Medyanın öyle bir güce sahiptir ki bu güç, kitlelerin algılarını şekillendirme, onları belirli bir düşünce doğrultusunda yönlendirme ve tepkileri, davranışları başlatıp bitirebilmektedir. Günümüzde bu güç, dijital medyanın yaygınlaşması ile daha da kuvvet kazanmış ve etki alanını genişletmiştir. Algı yönetimi, manipülasyon ve bilgi kirliliği medya aracılığıyla toplumları etkileyen önemli unsurlardır.
Medya Bir Toplumsal Kontrol Mekanizmasıdır
Medya, toplumsal kontrolün sağlanmasında devletler ve güç odakları tarafından sıklıkla kullanılan bir askerdir. Bir noktada “kumanda merkezidir” diyebiliriz de. Bu kontrol yani kumanda merkezi yönetimi, iki farklı biçimde kontrol sağlanmaktadır: Doğrudan/direkt ve dolaylı/endirekt kontrol.
A-Doğrudan/Direkt Kontrol: Devletlerin medyaya/medya organlarına uyguladığı sansür, belirli haberlerin yayılmasını engelleyerek veya onları manipüle ederek toplumu kontrol altına almayı hedeflerler. Bu yöntem genellikle otoriter rejimlerde görülür. Medyanın bağımsızlığının kısıtlanması, halkın yalnızca devletin onayladığı bilgilere erişmesini sağlar. Dünyada bildiğiniz “dünyaya kapalı” yaşayan ve sık sık da “dünyaya rest çeken” ülke/ülkeleri gösterebiliriz.
B-Dolaylı/Endirekt Kontrol: Daha sofistike ve yaygın bir yöntemdir. Burada medya, belirli gündemlerin ön plana çıkarılması, haberlerin çerçevelenmesi ve belirli konuların göz ardı edilmesi/saklanması/gizlenmesi yoluyla toplumun/insanların dikkatini istenilen noktalara yöneltirler. Siyasi karmaşıklıkların, ekonomik sorunların veya bazı toplumsal ögelerin sıkıntılı olduğu bir ülkede, medyanın insanların dikkatlerini ilgisiz yerlere çekmek istemesiyle, sistemin kör topal da olsa devamını sağlar.
Algı Yönetimi ve Manipülasyon
Algı yönetimi, toplumun belirli konularda nasıl düşünmesi gerektiğini yönlendirmek amacıyla kullanılan stratejiler bütünüdür. Medya, bu yönetimde en etkili araçlarının başında gelir. Haberlerin nasıl sunulması gerektiğinden kullanılan kelime ve cümlelerin seçimine, vurgulamalardan kullanılan renklere, giyilen giysilerden haber ardına gelecek haberlerin sıralamasına varıncaya kadar halkın dikkatini evirmeye yöneliktir. Manipülasyon ise, gerçeklerin bilinçli olarak çarpıtılması ya da gizlenmesi demektir. Bir olayı eksik ya da yanlı bilgi ile sunmak takip edenlerin yanlış bir sonuca ulaşmasını sağlar. Mesela çok önemli ve özellikle yönetime yapılan bir protestonun haberinde yalnızca protestocuların şiddet olaylarına odaklanmak, protestonun temel amacından saptırılması/saklanması hedeflidir. Yapılan manipülasyonlar, toplumun siyasi, sosyal ve ekonomik olaylara karşı tutumlarını hedef alır.
Sosyal Medyanın Arttıkça Artan Rolü
Sosyal medya, geleneksel medya kuruluşlarının tekelini kırarak bireylerin kendi haberlerini üretmelerine imkân sağlamıştır. Yalnız bu özgürlük anlayışı olarak kabul edilen durum, aynı zamanda bilgi kirliliğini ve asparagas haberlerin fütursuzca ve kontrolsüzce yayılmasını da beraberinde getirmiştir. Sosyal medya algoritmaları, kullanıcıların ilgisine göre içerik sunarak belirli bir “düşünce balonu” oluşturur ve bireylerin yalnızca kendi kabullerini pekiştiren içeriklerle karşılaşmasına neden olur. Bunun sonucunda da sosyal yapının kutuplaşmasını artırarak sosyal dengenin alt üst olmasına neden olur.
Eğitimde Medya Okuryazarlığı Hamlesiyle Toplumun Güçlendirilmesi
Medyanın tahmin edilenden de güçlü bir araç olması, toplumun medya okuryazarlığına olan ihtiyacını artırmaktadır. Bireylerin, medya tarafından sunulan bilgileri eleştirel bir gözle değerlendirebilmelidir. Manipülasyon ve algı yönetimine karşı bilinçli bir duruş sergileyebilmelidir. Bunların önleyici tedbir olarak kullanılmaması toplumsal kontrol mekanizmalarının etkisini azaltabilir. Eğitimin istisnasız her kademesinde medya okuryazarlığı derslerinin yer alması gerekmektedir. Bireylerin beslenme ve diğer alanlardaki tüketiciliğinin bilinçli olmaları için çalışmalar yapılıyorsa bilinçli medya tüketicileri olmaları için de çalışmalar yapılmalıdır.
Yani sözün hülasası dostlar, medya, toplumları şekillendiren ve yönlendiren en önemli güçlerden biridir. Bilginin hızla yayıldığı günümüzde, medya, toplumsal kontrol mekanizmalarının en etkili araçlarından biri olarak karşımızdadır. Bu gücün farkında olmalı, bireylerin ve toplumların manipülasyonlara karşı bilinçli hareket edebilmelerini sağlamalıdır. Medya okuryazarlığını yaygın hale getirmek ve eleştirel düşünceyi harekete geçirmek, toplumun bu güçlü araca karşı korunabilmesinin en etkili yollarıdır diyebiliriz.
Kalın sağlıcakla…
Gökmen CAN / Eğitimci Sosyolog