Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Kemikli öncülüğünde her ay Esenlerli vatandaşlarla buluşan “Mevlid-i Şerif Okumaları”nın konuğu müezzin, dini musiki sanatçısı M. Hadi Duran oldu.
Süleyman Çelebi kültür sanat sezonu kapsamında Esenlerlilerle buluşan “Mevlid-i Şerif Okumaları” programının bu ayki konuğu müezzin ve dini musiki sanatçısı M. Hadi Duran oldu. Kemikli, programda mevlid-i şerif ve Süleyman Çelebi’ye dair pek çok bilgi paylaştı. Duran ise mevlid-i şerif kıraati ile gönüllere dokundu.
Mevlidin edebiyatımızda mesnevi tarzında yazıldığını belirten Kemikli, “Mesnevi bir şiir yazma biçimidir. Uzun kitaplar mesneviyle yazılır. Siyer-i nebiler, ilmihal kitapları mesnevi tarzında yazılır. Mesnevi deyince daha çok Mevlana’nın eserleri aklımıza geliyor. Bu mesnevilerin başlangıcında mutlaka tevhid vardır. Peki tevhid nedir? Dini anlamda Allah’ın varlığına ve birliğine iman etmek, dil ile ikrar, kalp ile tasdik etmektir. Ama edebiyatımızda da bunun bir karşılığı var. Yani bizim mütefekkirlerimiz, şairlerimiz, âlimlerimiz kavramlarımızı alıp zenginleştirmiş, zengin bir mana çıkarmışlar. Tevhid, mesnevilerin, hatta divanların hemen hemen hepsinde şiir diliyle yazılan bütün eserlerin başlangıcını ifade eder. Burada Allah’ın varlığını ve birliğini anlatır. Allah’ın mutlak kudret sahibi olduğunu anlatır. Allah’ın mutlak yaratıcı olduğunu anlatır. Her şeyin sahibinin Allah olduğunu anlatır. İlmi tasavvuf ve ilmi kelam noktasında şair Allah’a olan imanını ve inancını manzum bir şekilde ifade eder. Tevhidin hemen arkasından münacat gelir. Münacat dua demektir. Dua metinleridir. Allah’a yakarış metinleridir. Bu hayat limanında yegâne sığınacağımız liman Allah’tır” diye konuştu.
Kemikli sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tevhid ve münacat Allah’a hamd etmektir. Salveri de naattır. Böyle düşünmemiz lazım. Mevlidin başından Süleyman Çelebi, geleneğin başı olan tevhidle başlıyor. Esas olan da besmele ile başlamaktır. Burada da besmeleyi bir anlamda Türkçeleştiriyor: ‘Allah adını zikredelim evvela, vacip oldu cümle işte her kula.’ Bize burada telkinde bulunuyor. Allah adını hep birlikte zikredelim diyor. Yani bismillahirrahmanirrahim diyelim. Çünkü işin başında Allah’ın adını anmak vaciptir. Hükmünü de veriyor.”
Programda besmelenin önemine değinen Kemikli, “Her kim işini yapmadan Allah’ı anarsa Allah onun işini bereketlendirir. Yapacağımız işteki engelleri kaldırır. Besmelesiz yapılan aş bereketsizdir. Besmeleyle pişen çorba sıhhat vesilesidir. Bir şeyin çokluğu o şeyin bereketli olduğu manasına gelmez. Eğer kul Allah’ın adını anarsa kendisine ilişkin fiillerde başarı elde eder. Ahiret konusunda da başarı elde eder. Adaletli ve hakkaniyetli olmasını sağlar. İşi asan eder yani kolaylaştırır, bereketlendirir. Bereketin içinde huzur vardır, neşe vardır, mutluluk vardır. Besmeleyle başladığınız bir iş kötü bir iş olamaz. Hırsla ve kinle beslenmez. Ahmet’e, Mehmet’e zarar vermez. Besmeleyle sınırınızı da ortaya koyuyorsunuz. Sınırımızı temelinde de adalet var. Bir şeyin ahlaka dönüşmesi için onun sürekli olması gerekir. Yani alışkanlık haline gelmelidir. Bir düşüncenin, bir fikrin sizde tevarüs etmesi lazım. Ahlakın ilkeleri de içimize yerleşmeli. Allah’ın adını anarsan bu alışkanlık olur ve unutmazsınız. Her işin tam olur, eksik kalmaz.