Esenler Belediyesi tarafından her ay düzenlenen İstanbul Sohbetleri: Kalb-i Selim programı neyzen ve tasavvuf müziği sanatçısı Ender Doğan’ı ağırladı. Doğan programda tasavvuf ve sanat kavramlarını ele alarak unutulmaz ezgilerle kulakların pasını sildi.
Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü tarafından Buhurizade Mustafa Itrî Kültür Sanat Sezonu’na özel olarak düzenlenen “İstanbul Sohbetleri: Kalb-i Selim” programı, müzisyen Ender Doğan’ı ağırladı. Doç. Dr. Mustafa Demirci’nin moderatörlüğünde gerçekleşen program, Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde meraklılarıyla buluştu. Tasavvuf ve sanat kavramları ile ilmin öneminin ele alındığı söyleşide, konuklar Doğan’a sorularını yöneltti.
Neyzen ve tasavvuf müziği sanatçısı Ender Doğan, dostluğun önemine değinerek başladığı konuşmasında “Eğer insan hayatı boyunca iki tane samimi ve sadık, derdini paylaşabileceği bir dost bulabiliyorsa kendini şanslı saymalıdır. Dostluklar kolay değildir. İnsan toplumsal bir varlıktır. O yüzden insan yalnız başına yaşayamaz. Bizim toplumumuzda dost kavramı çok önemseniyor. Beytullah’a doğru gittiğimizde yine dosta gideriz biz. Kâbe’ye giden kimse Kabe’de Rabbini arar. Göz kendini göremez o yüzden başka bir göze ihtiyacı var. Bizi bize bildirecek birine ihtiyacımız var. Her zaman dışarıdan bir göze ihtiyaç vardır” diye konuştu.
Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Allah ile irtibatımızı kaybettiğimiz anda gaflete düşmüş oluyoruz. Eşyada, varlıkta insan ile ilişkilerde, kendimizle ilgili hususlarda Allah ile olan irtibatımızı kaybetmememiz gerekiyor. O koptuğu anda insan bambaşka bir boyuta doğru gidiyor.