Fikirleri ve eserleriyle edebiyat dünyamızda derin izler bırakan Necip Fazıl Kısakürek, vefatının 38. yılında Esenler Belediyesi tarafından düzenlenen bir programla anıldı. Programa katılan şair ve yazar Bestami Yazgan, “Necip Fazıl, şiirin Mimar Sinan’ıdır” dedi.
Türk edebiyatının mümtaz isimlerinden şair, yazar, düşünür Necip Fazıl Kısakürek, vefatının 38. yılında Esenler Belediyesi’nin düzenlediği programla anıldı. Şair ve ressam Abdülbaki Kömür’ün sunumuyla Esenler Kültür Sanat Youtube Kanalı’nda canlı olarak izleyiciyle buluşan programa şair ve yazar Bestami Yazgan konuk oldu. Yazgan, Necip Fazıl’ın eserlerini Mimar Sinan’ın eserlerine benzeyerek “Mimar Sinan nasıl taşları yerli yerine koyduysa o da kelimeleri yerli yerine koymuştur. Onun eserlerinde kelimeler gönül ve anlam semasında adeta raks eder” şeklinde konuştu.
GÖNLÜMÜZDE IŞIK YAKTI
Necip Fazıl’ın zirve şairlerden biri olduğunu söyleyen Yazgan, “Yunus Emre, Moğol istilasında ümmetin sıkıldığı bir dönemde Mevla’nın bizlere verdiği kıtlıktaki lokmadır. Necip Fazıl da zulüm ve baskı dönemlerinde bu millete kıtlık vaktinde verilmiş bir lokmadır. Bugünkü şartlarda milli ve manevi duyguları anlatmak o kadar kolay ki. Fakat Necip Fazıl’ın döneminde anlatmak hiç de kolay değildi. Necip Fazıl’ın yaşadığı dönemde fikir suçu en büyük suçtu. Üstat da fikir işçisiydi. O sadece şair değil aynı zamanda bir dava adamıydı. Onun düşüncesine göre sanat, Allah’ı aramaktı. Gerisi çelik çomaktı. Allah’ın rızasını kazanmak, dini devlet, mülkü millet yolunda hizmet etmekti. İnsanların gönlünde bir ışık yakmaktı onun amacı” ifadelerini kullandı.
MİLLETİN VE ÜMMETİN ÖĞRETMENİ
Necip Fazıl’ın sadece kendi zamanına hizmet etmediğini dile getiren Yazgan, şunları kaydetti:
“Bugün de zora düştüğümüzde Necip Fazıl’ın bir beyti yetişir ve bizi ayağa kaldırır. Sonra onun mısralarına sığınırız. Öğretmenlik yaptığım dönemlerde öğrencilerime şairlerin normal insanlar olmadığını söylerdim. Bunu söylediğimde öğrencilerim gülerdi. Onlara ‘Şairler, normalin üstündedir’ derdim. Yani sanatçı toplumdan 40-50 yıl önde yaşar. Böyle yaşadığı için de anlaşılmakta zorlanır ve sisten tarafından cezalandırılır. Ama bugün Necip Fazıl’ın eserleri devlet tiyatrolarında oynanıyor ve ders kitaplarında yer alıyor. Necip Fazıl, hem milletin hem ümmetin öğretmeni olmuştur. Hala bize şiirleri, eserleri ve fikirleriyle yol gösterir. Necip Fazıl, iyiyi ve güzeli anlatarak gitti. Bu davranışıyla da bizlere örnek oldu. Şu an milli ve manevi değerlere bağlı insanların önünde iki engel var: Tembellik, kalitesizlik ve lisan-ı halin lisan-ı kale uymaması. İşte bu üçü de Necip Fazıl’da yoktu. Sanatçılar unutulduklarında gerçekten ölürler fakat biz onu yaşatacağız.”
SANATINI YAŞAYARAK ORTAYA KOYDU
Abdülbaki Kömür ise Necip Fazıl’ı sadece sanatıyla değerlendirmenin saygısızlık olacağını belirterek “Üstat Allah’ı sadece şiirlerinde dile getirmiyordu. Gazetesinde, dergisinde, mahkemesinde dahi hep Allah dedi. Eylemleri ve söylemleri tezat değildi. Allah ile irtibatlı olmayan bir sanat ortaya koymuş olsaydı bugün onu yâd etmiyor olacaktık. Necip Fazıl, sanatını yaşayarak ortaya koydu. Eğer bir yaşanmışlık olmasaydı ve bir bedel ödemeseydi bizde de eserlerinin bir karşılığı olmayabilirdi” dedi.
Programda şair ve ressam Abdülbaki Kömür, Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Utansın’ adlı şiirini okurken şair ve yazar Bestami Yazgan ise Necip Fazıl ile ilgili kaleme aldığı şiir ile üstatın“Zindandan Mehmed’e Mektup” ve “Benim Efendim” eserlerini okudu.