Uzak ülkelerin birindeki bir köyde çilekleri çok seven küçük bir kız çocuğu varmış, bu kızın ismi de Hatice imiş. Hatice pazara gidelim bir çilek alalım gibi bir mantığı varmış. Yaşadığı minik köyde hiç çilek yetişmezmiş. Bu köye her yıl çilek mevsimi geldiğinde çilekleri getiren bir kamyoncu amca varmış. Annesi ona her seferinde o çileklerden alırmış. Ama Ayşe bu çilekleri o kadar çok severmiş ki keşke biraz daha olsa da daha çok yesem diye içinden geçirirmiş.
Pazara gidelim bir çilek alalım
Pazara gidip bir çilek alıp naapalım
Tatlı tatlı tatlı tatlı yiyelim.
Pazara gidelim bir kivi alalım
Pazara gidip bir kivi alıp naapalım
ham hum ham hum ham hum ham hum yiyelim.
Pazara gidelim bi armut alalım
Pazara gidip bi armut alıp naapalım
Hapır hupur hapır hupur yiyelim.
Pazara gidelim bir hurma alalım
Pazara gidip bir hurma alıp naapalım
Tane tane tane tane yiyelim.
Pazara gidelim şeftali alalım
Pazara gidip şeftali alıp naapalım
Şapır şupur şapır şupur yiyelim.