SERABRAL PALSİ(BEYİN ÖZÜRLÜĞÜ)
Serebral palsi, çocukluk çağının sık görülen gelişimsel bozukluklarından biridir. Gelişmiş ülkelerde sıklığı, her bin çocuktan ikisinde görülürken, ülkemizde yapılan çalışmalarda sıklığı bin çocukta 4 ila 5 arasında bulunmuştur.
Serebral palsi, çocukluk çağının sık görülen gelişimsel bozukluklarından biridir. Gelişmiş ülkelerde sıklığı, her bin çocuktan ikisinde görülürken, ülkemizde yapılan çalışmalarda sıklığı bin çocukta 4 ila 5 arasında bulunmuştur. Özellikle 1500 gramın altındaki düşük doğum ağırlıklı ve gebelik yaşı küçük bebeklerde ve ayrıca in vitro fertilizasyon(tüp bebek) ile doğan bebeklerde sıklığı artmaktadır.
Serebral palsi; doğum öncesinde, doğum sırasında ve doğumdan sonraki dönemde gelişmekte olan beyindeki hasar sonucu ortaya çıkan, ilerleyici olmayan ancak yaşla değişebilen, hareketi kısıtlayıcı, kalıcı motor fonksiyon kaybı, postür ve hareket bozukluğu olarak tanımlanmaktadır. Motor geriliğe; duyusal, bilişsel, iletişim, algılama, epilepsi(nöbet), davranış bozuklukları ve ikincil olarak gelişen kas iskelet sistemi sorunları eşlik eder. Serebral palside, beyindeki hasar ilerleyici değildir.
Serebral palsi nedenleri çok çeşitlidir. Genel olarak 3 gruba ayırabiliriz: doğum öncesi, doğum sırasındaki ve doğum sonrası nedenler. Doğum öncesi nedenler arasında anneye ait hastalıklar; örneğin tiroid hastalıkları, gebelik zehirlenmesi, diyabet, annenin geçirdiği enfeksiyonlar, annede pıhtılaşmaya neden olan hastalıkları, hipertansiyon(tansiyon yüksekliği), yüksek ateş, vitamin eksiklikleri, plasenta yerleşim bozuklukları, toksinler, ilaçlar ve annenin travmaya maruz kalması olarak sıralanabilir. Bebeğe ait nedenlerde ise; çoğul gebelikler, kordon dolanması ve beyinde oluşan çeşitli anomalileri sayabiliriz. Doğum sırasındaki nedenlere örnek vermek gerekirse; zor doğumlar, erken doğum (prematürelik) veya geç doğum (postmatürite), kordon dolanması/sarkması, kordon kısalığı/uzunluğu, bebeğin kalp atım sayısının azalması, gebelik kesesinin erken açılması gibi nedenler sayılabilir. Doğum sonrası nedenler arasında ise; sinir sistemi enfeksiyonları, beyinde oksijensizliğe bağlı olarak gelişen hasarlar, kan uyuşmazlığına bağlı sarılıklar, kafa travmaları, beyin kanamaları gibi nedenler sayılabilir.
Serebral palsi belirtileri çok çeşitli olup, beyinde etkilenen bölge ile ilişkili olarak farklılıklar gösterir. En sık görülen belirtiler; kaslarda aşırı kasılma hali ile ortaya çıkan spastisite, beyinde tutulan bölge ile ilişkili olarak çeşitli vücut bölümlerinde felçler, denge bozuklukları, görme, işitme, konuşma problemleri, epilepsi nöbetleri, beslenme problemleri, tükürük kontrolünde sorunlar, öğrenme, algı ve davranış problemleri ve kas iskelet sistemi sorunları olarak sayılabilir.
Bahsettiğimiz bu problemlerin bir kısmı, çocukta zaman içinde ortaya çıkar. Örneğin; spastisite nedeniyle zaman içinde eklemlerde şekil ve fonksiyon bozuklukları görülebilir. Ancak hiç şüphesiz aile ve hekimler açısından en önemli durum, serebral palsili çocuğun erken dönemde tanınmasıdır. Yeni doğan döneminde serebral palsi için ipuçları; hareketsizlik, aşırı ağlama, konvülsiyon(nöbet) nöbetleri, emme ve yutma güçlükleri, kaslarda aşırı gevşeklik, motor hareketlerde azlık, yeni doğana ait kıpır kıpır hareketlerin olmaması, bir yaş altında, el tercihi ve normal gelişim basamaklarına ulaşmama (örneğin baş kontrolü, oturma veya geri kalma) dikkat çekici olmalıdır. Dokuz aydan sonra erken belirtiler ise; gelişim basamaklarında gecikme (oturma, emekleme, sıralama, yürüme), istemsiz hareketler, denge problemleri, parmak ucuna basma, w pozisyonunda oturma gibi belirtiler özellikle aileler açısından uyarıcı olmalıdır.
Serebral palsi tedavisinde, beyinde oluşmuş hasarı tedavi etmek günümüzde mümkün olmasa da, var olan belirti ve bulguları azaltmaya yönelik tedaviler ve uygun rehabilitasyon yaklaşımları ile çocuğun kazanabileceği en üst bağımsızlık düzeyini kazanması, tedavinin temelini oluşturur.
Serebral palsi tedavisi yaşam boyu sürer ve her çocuk için tedavi hedefleri farklı olup, uygulanacak tedavi yöntemleri de değişiklik gösterir ve tedavide ekip yaklaşımı son derece önemlidir. Tedavi ekibini tanımlamak gerekirse; pediatrik nörologlar, fiziksel tıp ve rehabilitasyon hekimleri, ortopedistler, pediatrik cerrahi uzmanları, fizyoterapistler, iş uğraşı terapistleri, konuşma terapistleri, özel eğitim uzmanları, sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, ortez ve protez teknisyenlerinden oluşur. Uygulanacak yöntemleri; ilaç tedavileri, cerrahi tedaviler ve rehabilitasyon uygulamaları olmak üzere 3 ana başlık altında toplanabilir.
Serebral palsi rehabilitasyonunda; fiziksel tıp ve rehabilitasyon hekimi; kas iskelet sistemini ilgilendiren problemler ve hareket bozukluklarının tanısı, tedavi ve takibinde, spastisitenin tedavisinde, uygulanacak cihazların belirlenmesi ve reçete edilmesi ve çocuğun motor gelişiminin desteklenmesi ve ihtiyaçlarının belirlenmesinde önemli rol alır ve çocuğun izlemini yapar. Tedavide önemli olan serebral palsili çocuk için doğru zamanda doğru tedavi yaklaşımının belirlenmesi ve uygulanmasıdır.
Ailelerin bilgilendirilmesi, tedavide aktif olarak yer almalarının sağlanması yanında, aileye her anlamda destek verilmelidir. Bu arada unutulmaması gereken bir diğer nokta da, sonuçta serebral palsili çocuk da diğer çocuklar gibi oyuna ve eğlenceye ve kendi yaş grubundan çocuklarla birlikte olmaya, yani hayatını yaşamaya ihtiyaç duymasıdır. Serebral palsili çocukların, kendileri için uygun eğitim programlarına katılımlarının sağlanması son derece önemlidir. Bu konuda hem çocuğa hem aileye destek olunmalı ve toplum bu konuda bilinçlendirilmelidir.
TÜRKİYE’DE SERABRAL PALSİNİN DİĞER ÜLKELERE GÖRE SIK OLMASININ EN SIK NEDENİ
Akraba evliliklerinin ülkemizde sık olmasından dolayıdır.
1 AYLIK SERABRAL PALSİLİ BEBEK
Devamlı uykuludur ya da uyuyamaz,
Emme bozukluğu, aşırı kusma, sürekli ağlama görülür.
Etraftan gelen uyarılara cevap veremez,
Havale geçirebilir.
2 AYLIK SERABRAL PALSİLİ BEBEK
Kaslarda anormal kas sertlikleri veya belirgin gevşeklik görülür.
3 AYLIK SERABRAL PALSİLİ BEBEK
Gözbebeğinde düzensiz titremeler vardır,
Sırtüstü yattığında baş ve topuklar üzerinde yay gibi durur,
Çevresel uyaranlara tepki vermez,
Yüzüstü önkolları üzerinde kendini destekleyemez.
4 – 7 AYLIK SERABRAL PALSİLİ BEBEK
Başını tutamaz,
Baş parmağın avuç içinden çıkarılmaz,
El sert bir yumruk halinde tutulamaz.
8 AYLIK SERABRAL PALSİLİ BEBEK
Dönemez ve oturamaz
El-göz koordinasyonunu yoktur.
Tekme atarken iki bacağını birden itemez,
Gövde kontrolünün yetersizdir,
Otururken bacaklar birbirini çaprazlar.
10 AYLIK SERABRAL PALSİLİ BEBEK
Emeklemez ya da her iki ayağın birden çekilerek, sıçrar tarzda emekler,
Ayağa kalkmada zorluk çeker,
İsmi ile çağrılınca tepki vermez,
Verilen yiyeceği eline almaz veya eline alsa bile ağzına götüremez,
Ağızdan fazla salya akıtır.
1 YAŞINDAKİ SERABRAL PALSİLİ BEBEK
Tutunarak yürüyemez, parmak ucuna basarak yürür.
3 aylıkken başını tutamayan,
6 ay civarında oturamayan,
8 aylıkken dönemeyen,
18 aylıkken hala yürüyemeyen çocuk.
Uzm. Dr. Ali AYDIN