TIRNAKLARDAKİ RENK DEĞİŞİKLİĞİ HASTALIK HABERCİSİ OLABİLİR
Tırnakların yapımı, deriye bağlandıkları dip kısmın arkasında gerçekleşir ve tırnaklar bu dip kısımlarından uzarlar. Tırnakların uzaması saçlar gibi dönemsel değildir. Kesintisiz olarak ömür boyu sürer. El tırnakları ayak tırnaklarından daha hızlı uzar. El tırnaklarının tam yenilenmesi 3 – 4 ayda, ayak tırnaklarınınki 6 – 8 ayda olur. Tırnak yiyenlerin tırnakları, sökülen veya düşen tırnaklar ile hamilelerin tırnakları daha hızlı uzar. Bazı vitaminlerin eksikliği, aşırı yorgunluk, aşırı zayıflık, beslenme bozuklukları, bazı süregen hastalıklar ve bazı ilaç zehirlenmeleri tırnak uzamasını yavaşlatabilir
Tırnakta renk değişikliği basit bir kimyasal maddenin tırnağa teması ile oluşabileceği gibi “Malign melanom” gibi hayatı tehdit edebilecek ciddi bir hastalıktan kaynaklanabilmektedir. Bu nedenle tırnak renk değişimlerinin tanımlanması son derece önemlidir.
Tırnak plağının şeffaf olması nedeni ile tırnak normalde pembeden kırmızıya kadar farlı renklerde görülmektedir. Lunula beyazımsı opak renkte görünmektedir. Tırnak uç kısmı hiponişyumdan sonra beyaz görünmektedir. Tırnak çevresindeki deri katlantıları kişinin normal deri renginde görünmektedir.
Tırnak renk değişikliklerinin muayenesi dikkatli yapılmalı tüm el ve ayak tırnakları muayene edilmelidir. Muayene öncesi tırnaklarda oje ve benzeri kozmetikler mutlaka çıkarılmış olmalıdır. Tırnak muayenesi iyi bir gün ışığında çıplak gözle yapılabildiği gibi, küçük bir ışık kaynağı ile yapılabilmektedir. Son yıllarda diğer deri muayenelerinde kullanılan dermatoskopi tırnak renk değişikliklerinde kullanılmaya başlanmıştır.
Tırnak renk değişiminin muayenesinde tırnak plağındaki rengin tırnak altında ve tırnak çevresi deri katlantısında devam edip etmediği son derece önemlidir. Bu nedenle tırnak plağındaki renklenmenin lunula, cuticula, hiponişyum ve tırnak çevresi deride devamlılığı kontrol edilmelidir.
Tırnak renk değişimlerinin lunula ile ilişkisi son derece önemlidir. Eğer renklenme lunula ön sınırı ile paralel ise bu endojen yani sistemi bir hastalık yada ilaç alımına bağlı olabilir. Renklenme lunulanın çok önünde ve paralel değil ise eksojen yani dış kaynaklı kimyasal boyalar gibi neden olabilir anlamına gelmektedir.
Tırnak renk değişimleri dışarıdan tırnağa değen kimyasal ya da ilaçlar, sistemik hastalıklar ve kullanılan ilaçlar yada cilt hastalıkları kaynaklı olabileceği için hasta mesleği, hobileri ve kimyasal madde temasları açısından sorgulanmalıdır.
Tırnaklarda en sık görülen bozukluklardan bir tanesi, tırnakların kalınlaşıp, kabalaşmasıdır. Tırnak, kalınlığın yanı sıra; sert kuru, gevrek, kolay parçalanır bir haldedir, esnekliğini kaybetmiştir. Tırnağın rengi de sarı-esmer, kahverengi bir görünüm alır. Bu tür değişikliklerin nedeni daha çok tırnakları tutan mantar hastalıklarıdır (Onikomikoz). Uzun süren ayak mantar hastalıkları sonucu bulaşma olabilir veya ortak kullanılan törpü, tırnak makası gibi tırnaklarda zedelenmeye yol açabilecek aletlerle bulaşır. Kalınlaşma ayak tırnaklarındaysa ayakkabı giymeyi dahi zorlaştırabilir ve ağrı yapabilir. Sedef hastalığı tırnaklara yerleştiğinde, diğer belirtilerin yanı sıra, mantar hastalığını çok andıran bir kalınlaşma da yapar ve ayırımı çok zor olabilir.
En sık görülen renk değişikliği beyazlaşmadır.Beyazlaşmaların kesin nedeni belli olmamakla birlikte; manikür sırasındaki zedelenmeler, bazı mantar hastalıkları, tırnak enfeksiyonları, bazı ateşli hastalıklar, bazı ilaçlar veya kimyasal maddeler, bazı vitamin eksiklikleri, kalp krizi, böbrek yetersizliği neden olabilir.
Gri-esmer ve kahverengi renkler, kalınlaşmanın olduğu durumlarda sık görülür. Kalınlaşma olmaksızın bu renkler görüldüğünde; mantar hastalıkları, bazı bakterilerin yaptığı bozukluklar, dıştan temasla tırnağa yerleşen boyalar akla gelmelidir. Bazı hormonal nedenler de bu renk değişikliğine neden olabilir.
Eğer siyah (veya siyaha yakın) leke sınırlı bir alanı tutuyorsa, ilk önce tırnak altı kanamaları akla gelir. Fakat aynı zamanda ”Melanom” adlı çok tehlikeli bir kanser türünün de habercisi olabilir. Leke, tırnakla beraber ileri gidiyorsa kanamadır. Boyuna çizgiler halindeki siyah lekeler, sıklıkla ilaçlara bağlı görülür. Fakat siyah renk tırnak altındaki bir ben veya ”Melanom”un belirtisi de olabilir. Tırnak uçlarındaki küçük, siyah çizgiler ise yüzeysel kanamalara bağlıdır. En çok zedelenmelerle oluşur. Bunun yanı sıra sedef hastalığı ve başka bazı hastalıklarda da görülebilir. Mavi – siyah renk ilaçlarla ortaya çıkabilir.
Mavi Tırnak
Tırnak plağındaki mavi renk değişikliği Wilson hastalığı ve argyriada tanımlanmıştır. Wilson hastalığında mavi renk değişikliği lunulayı etkiler, proksimale doğru kaybolur ve tırnağın distalinde en yoğundur. Argiriada başlangıç tırnak yatağındaki koyu mavi kalıcı renk değişikliği tipiktir ve en belirgin olarak lunuladadır. Gümüş tuzlarının ultraviyole ışınlarının etkisi ile siyah metalik gümüşe dönüşür, tırnak ve derideki mavi renk değişikliğine neden olur. Minosiklin ve antimalaryal(sıtma) ilaçlar da tırnak plağının mavi-gri renk değişikliğine neden olabilir.
Sistemik hastalalıklar tırnaklarda renk değişimi yapabilmektedir;
o Akciğerin tümörleri, apseleri veya amfizemi,
o Doğuştan kalp hastalıklarına ve kalp yetmezliğine,
o Mide-barsak sistemi tümörleri ve kolitis ülserozaya,
o Siroz, hemakromotoz, hipertiroidi gibi karaciğer hastalıklarına bağlı olabilir.
Bazı cilt hastaıklarında tırnaklarda renk değişimi gelişebilmektedir.
Bazı ilaçlar tırnaklarda renk değişimi yapmaktadır.
Tırnak plağı ve tırnak çevreri ile temas eden bazı kimyasal maddeler tırnakta renk değişimi yapmaktadır.
Tırnak plağında renkli bantı görülmesi
Tırnak renk değişikliklerinde tırnakta uzunlamasına bant şeklinde renk değişimleri diğerlerinden biraz daha önemlidir. Bu bantlar koyu cilt tonuna sahip ırklarda daha sık gözlenmektedir. Tırnak altı yerleşimli melanom ile ayırıcı tanısının yapılması son derece önemlidir. Tırnak üzerinden gelen renklenme bantının cuticula, hiponişyum ve tırnak çevresi deride devamı ediyor olması önemlidir. Buralarda devam ediyor olması “Hutchinson belitisi” olarak tanımlanır ve melanom lehinedir.Bu durumlarda bunun ne zaman ortaya çıktığı, gelişim hızı, travma öyküsünün olup olmadığı sorgulanmalıdır.
Ancak yalancı Hutchinson belirtileride olabilmektedir. Örneğin minosiklin antibiyotik kullanımı, AIDS’te, Peutz–Jegher’s sendromunda, yoğun kaşımaya bağlı olarak ve travma sonrası subungual hematomda bu belirti görülebilmektedir.
Sarı Tırnak sendromu
Nadir görülen bu tablo 20 tırnağı da etkileyen kronik bir hastalıktır, tırnak uzaması yavaşlamış ya da durmuştur (<0,2 mm/hafta). Sarı tırnak sendromunun bir özelliği olan tırnak uzamasının yavaşlaması, tırnağın kalınlaşmasına neden olur, total tırnak üretimi değişmemiştir, yavaşlayan büyüme hücrelerin oryantasyonunu değiştirmiştir. Tırnakların uzunlamasına kıvrımı artmış ve kütiküla kaybolmuştur. Tırnağın tamamının ayrılmasına neden olan onikoliz ve onikomadesis de sıktır. Sarı tırnak genellikle lenfödem ve solunum yolu hastalıklarının birlikte görüldüğü kronik bronşit, bronşiektazi veya sinüzit, plevral efüzyonlar, internal maligniteler, immunyetmezlik sendromları ve romatoid artritle birlikte gözlenir. Romatoid artritte ise thiol grubu ilaç (sodium thiomalate) alanlarda sıktır. Sarı tırnak ekstremitede lenfatik drenajı bozuk olanlarda ortaya çıkmakla beraber bu teori kanıtlanmamıştır. Etkilenen bireylerde lenfangiografi ile lenfatiklerde fonksiyonel defektler saptanmıştır ki bu birliktelik neden solunum ile ilgili problemler tedavi edildiğinde parmaktaki değişikliğin düzeldiğini açıklamaktadır. Tırnak değişikliği ile lenfatikler arasındaki ilişki histopatolojik olarak da desteklenmektedir. Tırnak yatağında geniş lenfatik damarlar gösterilmiştir. Bazı araştırıcılar da sarı tırnağın artmış mikrovasküler permeabilite sonucu protein sızmasına bağlı olduğunu öne sürmektedirler ki bu da tablonun çoğunukla hipoalbuminemi, plevral efüzyon ve lenfödemle birlikte olmasından sorumludur. Tanısı tipik klinik bulgularla konur, etkili bir tedavisi olmamakla birlikte E vitamini (1200 IU/gün) ve pulse(yoğun) itrakonazol tedavisi önerilmektedir.
Görünür Lökonişi
Distal tırnak matriksinin keratinizasyonunu bozan hastalıklarda tırnak plağının ventral kısmında parakeratotik hücrelerin bulunması sonucu gerçek lökonişi ortaya çıkar. Tırnak yatağı vaskülarizasyonundaki değişiklikler ise tırnak büyümesi ile öne doğru ilerlemeyen ve basmakla solan görünür lökonişiye sebep olur.
Görünür lökonişi genelde sistemik hastalıkların bir bulgusu olmakla birlikte normal bireylerde de görülebildiği için spesifik değildir. Tırnağın görünümüne göre 3 tip görünür lökonişi tanımlanmıştır.
Terry tırnağı: Tırnağın iki renk aldığı ‘’terry tırnağı ‘’ denilen durumda, tırnağın parmakla birleştiği kısım beyazlaşır; uç kısmı ise pembe renklidir. En sık kandaki albumin denilen protein oranının düşmesi ile beraber siroz hastalarında, kalp yetmezliğinde, böbrek yetmezliğinde ve diyabet hastalığında bu durum yaşanır.Karaciğer sirozunda sık görülen bir bulgudur, hastaların yaklaşık %82 sinde gözlenmektedir. Lökonişi distal 1-2 mm’lik bant hariç tüm tırnağı etkilemektedir. Tüm tırnaklar aynı şekilde etkilenir. Terry tırnağı aynı zamanda normal bireylerde de sık görülmektedir.
Muehrcke tırnağı: Lunulaya paralel multiple transvers beyazımsı bantlar ile karakterizedir. Hipoalbu-minemide (nefrotik sendrom, albumin <2,2 g/100 mlt) ve antineoplastik ajanların yan etkisi olarak gözlenir. Beyaz çizgilenmeler tırnak yatağındaki vasküler yapıdaki anomalilere bağlıdır basmakla kaybolur. Çizgiler tırnağın büyümesi ile yer değiştirmez, bu özelliği ile Mee çizgilerinden ayrılır. Serum albumin seviyesi normale dönünce düzelir.
Yarı yarıya tırnak: Kronik renal yetmezlikli hastaların %10 unda saptanmaktadır. Lökonişi tırnağın proksimal yarısını etkiler ve tüm tırnaklar etkilenir. Yarıyarıya tırnak normal bireylerde de gözlenmektedir.
Splinter Hemorajiler(Örümcek şeklinde kanamalar)
Splinter hemorajilerin şekli tırnak yatağı kapillerlerinden kaynaklanmaktadır. Splinter hemorajiler tırnakların çoğunda ya da hepsinde aynı anda ortaya çıktıklarında ve tırnak plağının başlangıcında yerleştiklerinde sistemik bir hastalığa işaret ederler.
Bakteriyel endokarditte splinter hemorajiler genellikle ağrılıdır. Bunların mikro-emboli sonucu oluştuğu düşünülmektedir. Trişinozda hastaların %10-30’u hastalığın larval migrasyon fazında ağrılı splinter hemoraji geliştirir. Kronik dağ hastalığı ve siyanotik kongenital kalp hastalığında splinter hemorajiler tüm tırnağı etkiler, bunlar muhtemelen artmış hemoglobin konsantrasyonuna bağlıdır. Tırnak yatağındaki damarları etkileyen ilaçlar da (Antitrombotik ve antikoagulan ilaçlar, kemoterapötikler, tetrasiklinler) splinter hemorajiye neden olabilirler.
Psodoinflamatuvar Tırnak Değişiklikleri(Yalancı yangıya bağlı tırnak değişiklikleri)
Tırnağın distal parçası paronişiye benzer şekilde şiş ve kırmızıdır,fakat deri ısısı normal ya da soğuktur. Bu tablo dijital iskemi veya distal falanksa metastaz sonucu oluşabilir. Dijital iskemide parmak soğuk ve ağrılıdır. En sık nedeni arteriyel tıkanıklık, iskemiye neden olan karpal tünel sendromu ve diabetteki periferal nöropatilerdir. Karpal tünel sendromunda değişiklikler ilk 3 tırnağa sınırlı ve parmak uçlarında parestezi ile birliktedir. Sinir hasarının derecesine bağlı olarak değişiklikler Beau çizgilerinden onikomadesis ve nekroza kadar değişebilir. Bu evrede tenar eminenslerde atrofi olabilir ve her iki elin karşılaştırılması ile anlaşılır. Tanı nörolojik muayene ve elektromiyografi ile konur.
Tırnağa olan metastazlar nadirdir ve genelde ağrısızdır, genellikle el parmaklarındakiler pulmoner neoplazmlar(akciğer tümör metastazı) metastazı, ayak parmaklarındakiler ise genitoüriner(üriner sistem) kanser metastazları birliktedir. Dijital metastazlar malignitenin8tümörün) ilk bulgusu olabilir ve kötü prognoz işaretidir. Tanı için radyolojik inceleme gereklidir.
Periungual Fibromlar
Periungual fibromlar genelde başlangıç tırnak kıvrımından köken alan pembe renkli büyümelerdir. Fibromlar tek ya da çok sayıda olabilir ve etkilenen tırnak sayısı değişkendir. Tuberosklerozu olan hastaların %50’den fazlasında periungual fibromlar (Koenen tümörleri) vardır ve puberteden sonra ortaya çıkarlar. Bunun dışında fibromlar bazı genodermatozlara(genetik geçişli cilt hastalıkları) da eşlik edebilirler.
Proksimal(Başlangıç) Tırnak Kıvrımı Kapiller Değişiklikleri
Proksimal tırnak kıvrımı kapillerlerinde ortaya çıkan değişiklikler genellikle otoimmün bağ dokusu hastalarında gözlenmektedir. Dermatomyozit ve sklerodermada, kütikülada kabalaşma, kanama ve nekroz sıktır. Kapilleroskopi ile kapiller dansitede azalma, avasküler alanlar ile genişlemiş kapiller looplar izlenir. Sklerodermada kapiller değişiklikler sistemik tutulumunun şiddetinin bir belirleyicisi olabilir. Kapilleroskopi aynı zamanda erken sklerodermanın Reynaud hastalığından ayrımında da kullanılabilir ki, bunda kapillerler normaldir. Sistemik lupus eritemtozusda kapilleroskopi ile normal kapiller dansite ile birlikte dilate ve kıvrımlı damarlar gözlenir
Ventral Pterjium
Ventral pterjium (pterjium inversum unguis) distal tırnak plağının hiponişyumla birleşmesi ile karakterizedir ve tırnakların kesilmesi sırasında ağrıya neden olur . Ventral pterjium sklerodermada(sistemik skleroz) rastlanan bir bulgudur ve periferal dolaşımın bozulmasına bağlıdır.
Papağan Gagası Tırnak
Papağan gagası görünümü sistemik sklerozda parmak uçlarının atrofisi sonucu ortaya çıkar. Tırnağın serbest ucu aşırı derecede kıvrılmış ve papağan gagası şeklini almıştır. Ama tırnaklar kısa kesilirse bu değişiklik gözlenmeyebilir.
Tırnakların korunma ve bakımları için öneriler:
Uzm. Dr. Ali AYDIN